HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 28 1102 nefh-i rabbânîden ibâret olan rûh bu gurbetgâh ve âlem-i firâkda kalmasını istemez. Şübhesiz ki, o da kendi aslına ricʻat arzu eyler 10 . Bundan müstebân oluyor ki, sûfiye indinde mevt âlem-i asla ricʻatdir. Sûretâ fenâ görülür ise de hakîkatde lezzet bekâdır! Bir hadîs-i şerîfde: - Mevt, müʼminin tuhfesidir (El-mevtü tuhfetü'l-müʼmin) buyurulmuşdur. Şerh-i Meşârık 'da İbn Melek diyor ki: - Hâlet-i mevt zâhirde saʻb görünür. Hakîkatde dostân-ı ilâhîye izz ü nâzdır. Ölüm hâlindeki kimseye her lemha bir râhat ve her sâʻat bir hilmet gelir. El-hâsıl: - El-mevtü keʼsü küllü'n-nâsi şâribihî (Ölüm bir kadeh-i şarâbdır ki, bütün insânlar onu içecek- lerdir) denilmişdir. Her içen sarhoş olur. Fakat tıyneti pâk olan mütezevvik, hilkati bed olan muʻazzeb olur. Yâdında mı doğduğun zamânlar? Sen ağlar idin, gülerdi âlem Bir öyle ömür geçer ki, olsun Mevtin sana hande, halka mâtem [112] SALÎB-İ AHMERLER HAVÂDİSİ Arjantin Salîb-i Ahmeri Arjantin Salîb-i Ahmeri'nin 1920 senesinde taʻdîl edilen nizâmnâme-i esâsîsinin birinci mâdde- si mûcebince sulh zamânına âid mesâʻî ve vezâifi şu cümlelerde icmâl ediyor: "-Cismen ve ahlâken dinç ve tüvânâ vatandâş yetiştirmek için âilede vâlideyi himâye ederek 10 Mesnevî: Cân güyed hâk-i ten râ, bâz-gerd Terk-i cân kû sû-yı mâ â hemçû derd Cins-i mâyı pîş-i mâ evlâteri Bih ki zân ten vâ-beri vʼin sû beri Güyed ârî, lîk men pâ-besteim Gerçi hemçün tû zi hicrân hastaim Terî-yi ten râ becûyend abhâ Key teri bâz ez-gürbet pîş-i mâ Germî-yi ten râ hemi hâned esîr Ki ze nârı, râh-ı aslı-ı hîş gîr Hest heftâd u dû illet der beden Ez keşişhâ-yı anâsır bî-resen İllet âyed tâ beden râ bügseld Tâ anâsır hemedger râ vâhel[ed] Çâr mürgend în anâsır-ı beste pâ Merg ü rencûrî ve illet pâ güşâ Pâyeşân ez hemi ger çûn bâz-kerd Mürg-i her unsur yakîn pervâz gerd Hikmet-i hak mâniʻ âyed zîn acel Cemʻişân dâred bi-sıhhat tâ ecel Güyed ey eczâ ecel meşhûd nîst Per zeden pîş ez eceltân sûd nîst Cezbe-yi în aslhâ vu ferʻhâ Her demi renci der heme der cesm-i mâ Ta ki în terkîbhâ râ ber-dered Mürg-i her cüzvi bi âsl-ı hod pered Çünki her cüzvi be-cüyed irtifâk Çün bûved cân-ı garîb ender firâk