HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 40 1797 SIHHİYE-İ ASKERİYE VE SIHHİYE-İ UMÛMİYEDE TAYYÂRELERDEN EDİLECEK İSTİFÂDE (Geçen nüshadan mâbaʻd) Fransız askerî etıbbâsı, şarkda (Suriye ve havâlîsi) ve garbda (Fas-Mağrib) cereyân eden vekâ- yiʻe, yapılan tecârübe nazaran tayyârenin yalnız harb zamânında değil, sulh hengâmında da en muvâ- fık ve müfîd bir vâsıta-i nakliye olduğunda müttefikdirler. Fransız sıhhiye-i askeriyesi Cezayir ve Tunus'da sıhhiye tayyâre teşkîlâtını meydâna getirmiş ve bu bâbda istasyonlar teʼsîs eylemişdir. Uzak bir mahalde efrâd-ı askeriyeden biri, meselâ apandisit hastalığına veyâhûd husûsî bir tedâvîyi müs- telzim vahîm bir âfet-i cerr[â]hiyeye (muhtelit bir kırık gibi) dûçâr olsa bu bîçâreyi gidip aramak ve orada hemen lâzım gelen ameliyâtı icrâ için bir operatör ve muʻâvinini göndermek veyâhûd hemen bir hastahâneye nakletmek imkânı bugün hep sıhhiye tayyâreciliği sâyesinde hâsıl oluyor. Fransa'da cihet-i askeriye ile mülkiye arasında bu husûsda bir iʼtilâf ve tesânüd vardır. Mukaddemâ seyyâr hastahânelerin hemen ileride, cebheye yakın bulunması teşkîlât-ı askeriye için ne kadar müşkil, hasta ve mecrûh için ne derece müellim idi. Bugün ağır hasta ve mecrûhların derhâl nakli ve şifâlarının teʼmîni husûsu askerin kuvve-i maʻneviyesine hüsn-i teʼsîr eylemekdedir. Askerlik âleminde orduda teşkîlât, inkisâm-ı [123] kıtaʻât merâkiz-i tıbbiye ve cerrâhiyenin tebâʻüdüne sebebiyet veriyor. Hâlbuki ikinci derecede olan garnizonların çoğunda hemen dâimâ ope- ratör ve bazen tabîb bile yokdur. Olabilir ki, bulunan tabîb-i askerî ve hattâ sivil arkadâşları bile vakʻanın ehemmiyetine binâen tedâvîde bâ-husûs ameliyenin icrâsında ızhâr-ı acz etsinler. İşte bu sebebden gâyet müstaʻcel vekâyiʻ için cihet-i askeriye de memleket dâhilinde sıhhiye tayyâre teş- kîlâtına muhtâcdır! Zamân-ı muʻayyende cerrâhî merkezlerden çok uzak taʻlîmgâhlarda hizmet-i askeriyelerini îfâ etmek üzere birçok adamın bulunması, toplanması da sıhhiye tayyâre teşkîlâtının ehemmiyetini gös- terir. *** Sulh hengâmında, memleket dâhilinde sıhhiye tayyâre teşkîlâtı, sıhhiye-i umûmiyece de gâyet fâidelidir. Sefâlete, hastalığa, felâkete karşı mücâdele açarım. Bî-vâyelere melce bulurum. Açla- rı itʻâm, fukarâyı iksâ, dulları, etfâl-i yetîmeyi himâye ederim. Bütün milletlerin dostu, keremkârıyım. Velev okyanusların mâverâsında veya cihânın ücrâ topraklarında bulunsa, harbin paraladığı, felâket ve musîbetlerin ifnâ ve ihlâk etdiği milletlerin imdâdına koşarım. Muhabbet ve şefkatim pâyândır. Halkın mazhar-ı tevkîriyim. Râyet-i şefkatim altında her türlü fedâkârlığa âmâde milyonlarca insân müctemiʻ bulunur. Hayât-ı beşerin ni- gehbânıyım. Ben Hilâl-i Ahmer'im!

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=