HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 40 1802 Memleketimizde terakkiyât-ı medeniyeyi tatbîk için en esâslı tahavvülât ve inkılâbâtı derʻuhde ve icrâ eden Türkiye Cumhûriyeti bu sulh hengâmında halkın sıhhatini teʼmîn için sıhhiye tayyâre teşkîlâtı ile de uğraşmalıdır. Daha her yere taʻyîn edebilecek muktedir ve mütehassıs etıbbâ, hattâ küçük sıhhiye meʼmûrları bulunmadığı, değil her tarafda hattâ büyük şehirlerde, vilâyet merkezle- rinde mükemmel numûne hastahâneleri teʼsîsi imkânı hemen görülmediği bir zamânda yukarıda arz eylediğim gibi teşkîlât sıhhiye-i esâsiyesine intizâren şimdilik birkaç yerde sıhhiye tayyâre teşkîlâtı meydâna getirmek pek musîb ve terakkiyât-ı medeniyeye muvâfıkdır, fikrindeyim. Sıhhiye tayyâresiyle mecrûhîn ve marzânın nakli diğer vesâitden ne daha tehlikeli ve ne de daha pahâlıdır. Fransızlar sıhhiye tayyâreleriyle Suriye ve Fas'da hemen 3 binden fazla hasta ve mecrûh nak- leyledikleri hâlde hiçbir ârıza görmemişlerdir. Tayyâre ile mecrûhîn ve marzânın naklindeki ucuz ve pahâlılığa gelince; bir semere, bir iktitâf teʼmîn etmeyen herhangi bir nakil velev pek ucuz olsun, dâimâ pahâlıdır. Gâye ve maksad hasta ve mecrûhu sürʻatle naklederek lâzım gelen ameliyât ve müdâvât ile şifâyı teʼmîndir. Yoksa nakil gün- lerce sürer ve hastalık gayr-ı kâbil-i şifâ ve ameliyât bir hâle gelirse tasarrufdan ne fâide hâsıl olur? Bir fâide teʼmîn edemeyen bir masraf velev cüzʼî olsun, dâimâ gâlî ve bîhûdedir. Müderris Doktor Besim Ömer İCTİMÂʻÎ HIFZISSIHHA -15- Sıtma Mücâdelesinde Ehemmiyetli Bir Nokta Türk Cumhûriyeti'nin son günlerdeki mesâʻî programına dâhil olan sıtma mücâdelesini el-yevm alkışlamayan ve bu husûsun devlet ve milleti takviye ve tesʻîd edecek avâmil-i esâsiyeden olduğuna îmân etmeyen hiçbir ferd kalmamış olduğunu zannetmekdeyiz. Roma İmparatorluğu gibi rasîn bir bünye-i ictimâʻînin mahv u inkırâzında âmil olan sıtmanın asırları müteʻâkib günün birinde Osmanlı Saltanatı enkâzı üzerinde kurulan tâze ve on milyonluk bir câmiʻayı muhtevî Türk Cumhûriyeti'ni tehdîd edeceği hiç de akla gelmezdi. Asırlardan beri vâsiʻ ülkemizde devâm ederek neslimizi tahrîb ve tereddîye dûçâr eden bu illete karşı şimdiye kadar hiçbir hükûmet tarafından ehemmiyet verilmemiş, hattâ yazılan, bağırılan birçok şeylere ihtimâl ki, bir nazar-ı istihfâf bile atfedil[me]mişdir. Anadolu sıtmadan kırılırken İstanbul'daki evliyâ-yı umûr bu âfeti hissedememişler, hattâ hissedenlerin de ağızlarını tıkamışlardır. Bugün cumhûriyetin merkezi, dimâğı Anadolu göbeğinden teessüs etmişdir. Bunun en birinci ve en ehemmiyetli fâidesi milleti senelerden beri kemiren bir âfet-i ictimâʻîye karşı mücâleleye geç- mesi olacakdır. Çünkü illetin cumhûriyet müessis ve muhâfızlarına bile savlet ederek işden, amelden, düşünmekden ıskât edecek derecede tehdîd etmekde olduğu görülüyor. [128] Bir tarafdan târîhden ibret alarak diğer tarafdan dünyâya yerleşerek refâh u saʻâdet için çalışan, yaşayan zümre ve milletlere bakarak bugün en mühim bir âfet-i ictimâʻiyenin önüne geçmeği ve kökünü kazımağı taʻahhüd ediyoruz. Halk nazarında âdî bir nezle gibi telâkkî edilen ve asırlardan beri aramızda mevcûdiyeti ile bir hâl-i tabîʻî iktisâb eden sıtmadan bugünkü nesli kurtarmak, yarınki nesli de gürbüz, kuvvetli ve işe yarar bir hâle kalb etmek için bütün millet, hükûmetin göstereceği program dâhilinde geceli gündüzlü çalışmağa sâʻî olmalıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=