HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 41 1874 İşte aded-i aʻzâsı 18.320'ye ve iki seneden beri verdiği iʻânât yekûnu otuz sekiz bin yüz küsûr liraya bâliğ olan bu güzel teşkîlât sönmek üzeredir. Bunu kurtarmak hepimiz için borcdur. Çünkü "en müşkil zamânlarda yaranı saran, hastalığına bakan, açlık zamânında seni bir sıcak çay veyâhûd çorba ile doyurmaya çalışan, esâret zamânında mektûblarını ve emânetlerini nakleden ve sana mümkün olan muʻâveneti yapan, ihtiyâc vaktinde seni giydirip hayâtını hıfz eyleyen, en elîm zamânlarında senin imdâdına koşan ve seni düşünen Hilâl-i Ahmer, senin ve hepimizindir!" _______________ İCTİMÂʻÎ HIFZISSIHHA -16- Anofel Harbi Sıtma mücâdelesinin ehemmiyete alındığı ve işe başlanacağı şu günlerde zaferin husûlünde en mühim bir âmil olan anofellerden bir nebzecik bahsetmek fâideden hâlî değildir. Sıtma insândan insâna doğrudan doğruya sirâyet edemeyen bir âfetdir. Hastalık haşerâtın zü'l-cenâheyn kabîlesinden ve bildiğimiz sivrisineklerin bir nevʻi olan anofeller vâsıtasıyla hasta insânlardan sağlamlara geçmekde olduğundan mücâdelede gâyet basît bir düşünceyle, iki sûret-i hal mevcûd olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Zafer ya mevcûd sıtmalıların kanında plazmodiler kalmayıncaya kadar tedâvî etmekle veya memleketin her bir köşesinde anofellerin kökünü kazımak sûretiyle husûle gelecekdir. Şu hâlde sıtma mücâdelesinde her iki husûsun aynı zamânda tatbîk edilmesi ile zafer daha serîʻ ve daha kolay istihsâl olunacağı âşikâr olmağla berâber gerek fen ve gerekse mâlî cihetden her ikisi de muʻdilât-ı umûrdan sayılırlar. Hattâ materyal, personel kâfi olduğu takdîrde bile sâdece zamân mesʼelesidir. Bu cihetle bir kısım hükûmât mücâdeleye sıtmalıları tedâvî etmekle bir kısmı da anofelleri kaldırmak tedâbîri ile başlamışlardır. Fi'l-hakîka Koch Alman müstemlekâtında senelerce sıtmalıları tedâvî etmekle âfetin [172] önüne geçmiş, İngilizler Cenûbî Afrika'da, İtalyanlar kendi ülkelerinde daha ziyâde anofellere ehemmiyet vermişlerdir. Ecdâdımız sıtmayı meyâsimâya, bataklıklardan hâsıl olan tasaʻudâta atfede- rek korunmak için ancak yüksek yerlerde oturmağı akletmişler ve dağ sırtlarına çekilmişlerdir. Fen terakkî etdikçe yalnız sıtmanın âmil-i müessiri keşfedilmekle kalmamış, insânlara nakleden hayvânın cins ve nevʻi de anlaşılarak kadîmden beri Asya ve Afrika kıtʻasını kasıp kavuran âfetin önüne geç- mek husûsundaki tedâbîr düşünülmeğe başlanmışdır. Bir vakitler senevî milyonlarca telefât veren cehennem-âsâ ülke ve topraklar bugün medeniyetin koyduğu esâsât ve kurduğu tatbîkât ile birer gülistân hâline geçmişdir. Hayâtiyât ve ictimâʻiyâtı tamâmen maʻlûm ve muʻayyen olan bir haşereye karşı elimizde muh- telif esliha ve techîzât mevcûd iken senelerden beri tatbîk edemeyerek sıtmanın senevî yüz binlerce vefeyât ile 2-3 milyon nüfûsu zaʻîf, âciz saʻye gayr-ı kâfi, nesle kudretsiz bırakmanın hesâbını târîh huzûrunda ne sûretle vereceği[mi]zden cümleniz mütehassis olmalıyız. Binâenaleyh tâze Türk cum- hûriyetinin medeniyet ve târîh huzûruna sıtma mücâdelesi ve zaferi ile çıkmak arzusunu hepimiz alkışlamalı ve bugün bu husûsa bütün millet zahîr ve nigehbân olmalıdır. Anofel harbi, memleketimizin herhangi bir müdâfaʻa harbinden, istiklâl mücâhedesinden daha

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=