HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 41 1880 merkezinde ise konferans işleri daha fazlaca dikkat ü iʻtinâ ile taʻkîb edilmekde ve memâlik-i ecne- biyeden avdet eden Amerika Salîb-i Ahmer mensûbîn ve mensûbâtının sanʻat-ı hitâbete ve harbden evvel güzerân olan ahvâl ve vukûʻâta vâkıf olanlar intihâb edilmekde idi. Bu konferansçılar Washington merkez-i umûmîsinin bi'l-cümle devâir ve şuʻabâtı rüesâ ve mü- dîrânı ile temâs ederek icrâât ve müessesât hakkında bir fikr-i mahsûs hâsıl ederler ve tedkîkât ve te- fahhusâtlarını yeni yeni efkâr ve mevzûʻâta arz-ı ihtiyâc eden eski [178] hatîblerin de iştirâk etdikleri mecâlis ve mecâmiʻ-i nâsda konferans şeklinde îrâd ederlerdi. Konferansçılar bazen diğer cemʻiyetler tarafından vukûʻ bulacak taleb ü daʻvete de icâbetle milel-i muhtelifenin yüz ve hattâ binlerce delegeleri huzûrunda basît makâl ederler ve bu sûretle mâlî, sınâʻî, harsî, ahlâkî, dînî mâhiyeti hâiz olan bu ictimâʻlarda Amerika Salîb-i Ahmeri'nin mesâʻî ve icrââtı îzâh edilerek arzu-yı umûmî tatmîn edilirdi. HİLÂL-İ AHMER HAVÂDİSİ Selanik Heyʼet-i İmdâdiyemizin Dûçâr Olduğu Şenîʻ Bir Taʻarruz Yunanistan'dan Türkiye'ye mübâdele sûretiyle nakledilen Türklerin Selanik'de toplanmış olan son kâfilesinin sıhhî, gıdâî ihtiyâclarına nezâret etmek üzere şehr-i mezkûrda bırakılan imdâd-ı sıhhî heyʼeti çok şâyân-ı esef bir tecâvüze maʻrûz kalmışdır. Fi'l-hakîka Kânûn-ı Evvel'in beşinci günü öğleden sonra Yunan jandarması refâkatinde kalaba- lık bir halk kitlesi Hilâl-i Ahmer dispanserine dâhil olarak eşyâyı kısmen tahrîb ve yağma etmiş ve heyʼet-i sıhhiyenin hastahâneyi derhâl terk etmesini taleb etmişdir. Hastalara mahsûs yatak vesâir eşyâyı sokaklara atmağa başlayan mütecâvizler, bu hareketin her iki hükûmet arasında mevcûd iʼtilâfa ve beynelmilel cârî olan teʻâmüle muhâlif olduğunu söyleyen Hilâl-i Ahmer heyʼet-i sıhhiyesi erkânına tecâvüzde bulunmuşlar ve hastabakıcılardan bir hemşireyi bayıltacak kadar taʻarruzda ileri gitmişlerdir. Bu vazʻiyet karşısında heyʼet toplayabildiği eşyâ ile bir otele ilticâ etmiş ve alâkadâr meʼmûrîn-i mahalliyeyi hâdiseden haberdâr ederek tecâvüze nihâyet verilmesini ve son muhâcir kâfilesinin hare- ketine kadar dispanserin iʻâdesini ve tarziye verilmesini taleb etmişdir. Fakat mürâcaʻat edilen makâmâtın haksızlığı iʻtirâf etmelerine rağmen vazʻiyetde bir tebeddül olmadığını ve uzak yerlerden bin meşakkatle Selanik'e kadar gelmiş zuʻafâ-yı muhâcirîne muʻâve- net-i sıhhiyede bulunabilmek imkânsızlığını gören heyʼet-i sıhhiye Selanik'i terk ile İstanbul'a avdete mecbûr olmuşdur. Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umûmîsi tecâvüzden haberdâr olur olmaz, Beynelmilel Salîb-i Ahmer Komitesi'ne ve Yunan Salîb-i Ahmer Cemʻiyeti'ne telgrafla mürâcaʻat ederek iʼtilâfât-ı mevcûdeye ve beynelmilel kavâʻide muhâlif olan taʻarruz-ı vâkıʻı protesto etmiş ve son müslümân muhâcir kâ- filesinin hareketine kadar dispanser binâsının iʻâdesini ve heyʼete karşı yapılan mugâyir-i nezâket muʻâmeleden dolayı tarziye verilmesini taleb etmişdir. Beynelmilel Salîb-i Ahmer Komitesi tarafından bilâ-ifâte-i vakt tahkîkât icrâsına daʻvet edilen Yunan Salîb-i Ahmeri, Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'ne gönderdiği bir telgrafda Türk muhâcirlerinin ha- reketi münâsebetiyle dispanser binâsının boş bulunduğunu zannederek oraya Yunan muhâcirlerini is- kân etmek isteyen bir meʼmûrun hatâsı yüzünden vakʻanın tevellüd etdiğini ve teşebbüsât-ı lâzımeye tevessül olunduğunu bildirmişdir. Mezkûr cemʻiyetden Hilâl-i Ahmer'e vârid olan 27 Kânûn-ı Evvel [1]340 [Aralık 1924] târîhli

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=