HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 5

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 43 2005 Sıtma âfetinden tamâmıyla halâs olmak için memleketde bir tarafdan ilim orduları çoğalacak ve bu sâyede halk tarafından hastalığa yakalanmamak çâreleri tatbîk olunacakdır. Diğer tarafdan hastalığa yakalanlardan birçoğu şuʻûrlu olarak kendilerini tedâvîye sâʻî olacaklar ve âfetin vücûd ve kanda yerleşmemesine ihtimâm et- miş bulunacaklardır. Mücâdelede aylar, senelerce uğraşılacak en mühim bir kısım da hastalığa hiç ehemmiyet verme- yerek veya gelişi güzel tedâvî ve sağlıklar ile vücûd- da yerleşmesine sebeb olan halk kitlesidir. Mücâde- lenin en ziyâde uğraşacağı bu kısım halkda kanda ve dalakda mevcûd sıtma âmillerini (gamet) bir-iki defada mahv edecek bir devâ henüz tabâbetin mek- şûf kudretleri arasında maʻatteessüf mevcûd değildir. Onun içindir ki, sıtma mücâdelesi asr-ı hâzırın bun- ca terakkiyât-ı tıbbiyesi arasında senelerce büdceyi ezen ve milletleri üzen bir tarzda kalmış ve devâm etmekde bulunmuşdur. Biz Türk tabâbetinin güzîdelerinden ve benâm sıtma mütehassıslarından bu husûsdaki tecârüb ve mesâʻîlerine devâm ederek beşeriyet-i muztaribeyi ve ensâl-i âtiyeyi tehdîd eden bir âfet-i ictimâʻi- yeden kurtarmak şerefini bi-hakkın ihrâz etmelerini bütün mevcûdiyetimizle temennî etmekdeyiz. _______________ ÇEKİRGE ÂFÂTI Üşüşdükleri menâtıkda her şeyi tahrîb ve her şeyi belʻ ve ifnâ eden çekirgeler, zamânımıza gelinceye kadar hakîkî bir felâket addedilmişdir. Bu haşerâtın zamân zamân sâha-i istîlâsına tesâdüf eden havâlîde îkâʻ etdiği tahrîbâtın o havâlî sükkânına verdiği nâ-kâbil-i taʻrîf havf u dehşeti, müel- lifîn pek kadîm zamândan beri zikredegelmekdedir. Arjantin'de elsine-i halkda dâir bir Arab masalı vardır ki, "Cemil Bey bir bârgîr başını, bir boğa boynunu, bir arslan göğsünü, bir kartal kanadlarını, bir devekuşu bacaklarını istemiş ve rûh-ı habîs bunların heyʼet-i mecmûʻasından bir çekirge çıkarmışdır" meâlindedir. Daha yakın zamânlarda 1914 sene[sin]den beri tekmîl Afrika ile İspanya, Fransa, İtalya'nın, Asya-yı Suğra'nın ve Türkistan'ın bazı menâtıkı ve birçok diğer memleketler bu irsî mesâʻî-i zirâʻiye düşmanlarının ziyânkârlığına maʻrûz kalmışdır. Şuʻabât-ı muhtelife-i zirâʻiyede meşhûd olan terakkiyât-ı azîmeye rağmen âfetin teʻâküb-ı ez- mân ile vehâmetinde bir eser-i tahavvül göstermemesine binâen acabâ önüne geçilmesi ve mağlûb edilmesi mümkün ve mukadder olamayan âlem-şümûl bir musîbetin pîş-i kahrında bulunup bulunma- dığımız [263] suâli hâtır-hırâş olmakdan hâlî kalmıyor. Dişi anofel

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=