HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 7

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 63 3080 Vahîm ve mühim vukûʻât ve kazâlarda ehemmiyetli mahâl ve mevâkiʻ için muʻâvenet-i mü- kemmeleyi teʼmîn edecek asıl imdâd mevkiʻleri âtîdeki şerâiti hâizdir: 1-Aynı zamânda etıbbâ için kalem odası vazîfesini görecek bir intizâr salonu 2-Mecrûhların istihmâmına mahsûs bir mahal [89] 3-Bir pansuman odası 4-Bir taʻkîm salonu ile berâber mükemmel bir ameliyathâne 5-İki yataklı bir hastahâne, vesâit-i nakliye malzeme deposu, bir veya daha ziyâde ambülans otomobillerine mahsûs garaj ve merkez geceli gündüzlü açık bulundurulacağından 2 veya 3 cerrâh, 4 kadın hastabakıcı ve biri şoförlük vazîfesini de görebilecek 2 erkek hastabakıcı istihdâm edilecekdir. *** İlk imdâd merkezinin vezâifi gâyet basît bir tarz[d]a cereyân eder. Yukarıda arz u îzâh etdiğimiz vechile telefon merkezinden vâkiʻ olacak her mürâcaʻata imdâd merkezi cevâb vereceğinden nevbetçi bulunan tabîb-i cerrâhî refâkatinde bir hastabakıcı bulunduğu hâlde ambülans otomobiline râkiben hemen mahall-i kazâya hareket edecek ve mecrûh veya hastayı alarak imdâd mevkiʻine getirecekdir. Burada müdâvât-ı mukteziye îfâ edildikden ve îcâbı takdîrinde bir müdâhale-i cerrâhiyeden sonra mecrûh hemen ikâmetgâhına veya bizzât intihâb edeceği hastahâ- ne veya bir kliniğe naklolunacakdır. _______________ GECELERİ YATAKDA KİTÂB VEYA GAZETE MUZIR MIDIR? Bunda ihtilâf-ı efkâr vardır. Bazı etıbbâ bu iʻtiyâdın gözlere son derece muzır olduğunu iddiʻâ ve diğer bazıları ise zıddını iltizâm etmekdedir. Ez-cümle Doktor De Flori'nin? bu husûsa âid efkâr ve mütâlaʻâtı şudur: "-Yatağa dâhil oldukdan sonra kitâb veya gazete mütâlaʻasının fenâ bir iʻtiyâd olduğu hakkında birçok şeyler söyleniyor. Ben, bu tarzda söylenen sözlerin esbâbını anlayamadığımı iʻtirâfa mecbû- rum. Vâkıʻâ bir genç için vücûdunun neşv ü nemâsı hengâmında aʻzâ-yı bedene vereceği fenâ vazʻi- yetlerin muzır teʼsîrleri olacağı şübhesizdir. Fakat hayât-ı rûz-merresinden biraz yorgun olarak avdet eden otuz yaşında bir adamın bir sâʻat için yasdığa omuzlarını dayayarak adalâtının vazʻ-ı serbestîsi ile zevkyâb-ı mütâlaʻa olmasında ben hiçbir mahzûr görmüyorum. Vaktiyle babalarımız uzakda bir masa üzerine vazʻ edilmiş gaz lâmbası ziyâsında kitâb ve ga- zetelerini kemâl-i zahmet ve müşkilâtla okumağa mecbûr idiler. Hâlbuki asrî elektrik teʼsîsâtımız sâyesinde lâmba gözlerimizi yormaksızın yalnız kitâbı bol beyâz bir ziyâ ile tenvîr etdiği hâlde odayı latîf bir gölge kaplar. Gecenin hâl-i sükûnunda baş tamâmıyla yasdığa ittikâ etmiş, vücûd vazʻiyet-i tabîʻiyesinde uzanmış olduğu hâlde göz kapaklarının taleb-i afv etdiği sâʻat-i muʻayyen hulûl edin-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=