HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 7

3239 Altıncı Sene 13 Şaʻbân sene 1345 / 15 Şubat 1927 Numara 66 Makâlât ve İʻlânât, Mecmûʻa Müdüriyeti'ne Gönderilmelidir. TÜRKİYE HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻASI Derc Edilmeyen Evrâk ve Makâlât İʻâde Edilmez. Her Ayın On Beşinde Neşrolunur. Senelik abonesi bir liradır. Merciʻi: Yerebatan Câddesi'nde Hilâl-i Ahmer Merkezi. Telefon: İstanbul 2653 Mündericât: İctimâʻî Hıfzıssıhha – Özbekistan Hilâl-i Ahmeri – Siyam Salîb-i Ahmeri – Mekteb Çocukları İçin Süt – Bünyenin Sû-i Teşekkülüne Karşı Mücâdele – Mühim Bir İstatistik – İhtiyâr Çobanın İstihmâmı – Hilâl-i Ahmer Havâdisi – Salîb-i Ahmerler Havâdisi – Muktebesât – Fransızca Kısmı – İngilizce Kısmı İCTİMÂʻÎ HIFZISSIHHA -39- Güneşin Sıhhat Üzerine Teʼsîrâtı, Ziyâ Tedâvîsi Birçok sene oluyor ki, güneşin teʼsîrât-ı devâiyesine inanmayan, birçok ilâclar aldıkdan sonra tedâvî maksadıyla bir kere de güneşe mürâcaʻatı arzu etmeyen kimse kalmamışdır, denilebilir. Fi'l-hakîka güneş denilen seyyâre-i uzmâ yaşadığımız asırda fenn-i tabâbet ve ispençiyârî nok- ta-i nazarından en mühim bir şöhret almış oldu. Gerçi eskiden ecdâdımız da pek yakıcı olan bu âteşli ve nûrlu küreye lâzım gelen dikkat ve ehemmiyeti atfetmemiş değillerdi. Onlar da bunun pek bâriz olan ziyâ ve harâretinden pek çok bah- setmişler, hayât-ı nebâti[ye] ve hayvâniyeye olan teʼsîrâtına kâniʻ olmuşlar ve hayât için elzem bir unsur-ı tabîʻî ve hulkî olduğunda ittifâk etmişlerdir. Ancak maʻlûmât ve müktesebât-ı fenniyelerinin vüsʻü derecesinde teʼsîrât-ı devâiye ve şifâiyesine kâniʻ olmakla berâber ondan lâyıkı vechile ve fennî bir sûretde istifâde edememekde idiler. Nitekim "güneş girmeyen yere hekîm girer" sözü ecdâdımızın bu âteşli küreye olan iʻtimâd ve iʻtikâdlarının derece ve salâbetini pek ayân göstermekdedir. Bu asırda güneşin teʼsîrât-ı devâiye ve şifâiyesi tamâmıyla bir hakîkat oldukdan başka, hâvî olduğu şuʻâʻât-ı ziyâiye ve harûriyesinden hangisinin daha ziyâde müessir olduğu ve ne şekilde is- tifâde olunabileceği de meydâna çıkarılmış ve bunları ihzâr ve tatbîk eden sunʻî vesâit-i fenniye-i hârikulâde dahi ihtirâʻ edilmişdir. Güneş, kâinâtın her noktasına ibzâl-i lütf-ı müdâvât eden bir dehâ-yı hilkat ve tabîʻatdır. Ancak coğrafî nokta-i nazardan bazı ülkeler bu âteşîn devâdan olan nasîblerini senenin uzun mevsim ve günlerinde bolca ve mütemâdiyen almakda olmalarına [202] mukâbil bir kısım menâtık da bundan pek az feyzdâr bulunmakdadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=