HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 69 3423 Maʻamâfîh demir karyolaların ara sıra teftîş ve murâkabesine devâm edilmelidir. Meselâ filân hastahânede karyolalar altına mevzûʻ maʻdenî somyalar silkildiği, vurulduğu zamân bir tahtakurusu yağmuru düştüğü çok kere görülmüşdür. Somyanın yaylarını teşkîl eden maʻdenî simitler tahtakuruları için âdetâ bir melce ve bir meʼ- mendir. Buna binâen ara sıra yapılması lâzım olan muʻâyene ve teftîş gâyet dikkatli ve ciddî bir tarzda îfâ edilmelidir. Tahtakurusu neşv ü nemâsını on bir ayda ikmâl etdiğinden senede bir defa bi-hakkın yapılacak teftîşât ensâl-i müteʻâkibenin tekessürüne mâniʻ olur. Bir odada müteʻaddid karyola veya yatak olursa aralarında mutlakâ az çok bir mesâfe bırakmak tahtakurusuna karşı esâslı bir tedbîrdir. Fukarâ meskenlerinde ekseriyâ yegâne bir odada yerde serilmiş olan yatakların yekdiğeriyle temâs etdiği görülür. Hâlbuki bu vazʻiyetde haşerâta karşı en basît temizlik dahi yapılmayacağından bu gibi meskenlerde az zamân zarfında tahtakurusu ifrât derecede tekessür eder. Herhangi bir sebeble istîlânın önüne geçmek mümkün olmadığı takdîrde haşerâtın itlâfına te- şebbüs karârını vermek lâzımdır. Şunu da ber-vech-i peşîn haber verelim ki, son derece müşkil ve zahmetli olan bu işde muvaf- fakiyet pek meşkûkdür. Tahtakurularının itlâfında tatbîk olunan usûller kesîr ve hemen lâ-yuʻaddir, denilebilir. Bu itlâf usûlleri hakîkaten mükemmel olsa diğerlerine mürâcaʻata lüzûm kalmaz ve iyi bir usûl kâfi gelirdi. Bazı memleketlerde tahtakuruları evlerin pek meʼnûs oldukları bir âfetdir. Bu memleketlerde itlâf ameliyâtı için erbâb-ı ihtisâs bile yetişir. Revan, Strasbourg ve daha birçok yerlerde bu mütehas- sısların dükkânları bile vardır. Çok defa tedâbîr-i tahaffuziye ittihâz etmek için bu habîslerin faʻâliyete geçmelerine, ısırmala- rına ve'l-hâsıl mevcûdiyetlerini iʻlân ve ifşâ etdikleri zamâna intizâr edilir. Bu sûretle itlâf vesâitinin istiʻmâline yarın başlanmış olur ki, kâhil ve gençlerinin harekete geldiği ve yumurtaların çıkdığı bir mevsim olduğu için bu zamân, itlâf ameliyesine pek gayr-ı müsâʻiddir. Diğer cihetden yumurtalar zarfları vâsıtasıyla avâmil ve müessirât-ı itlâfiyeye diğerlerinden fazla mukâvemet gösterirler. (Mâbaʻdi var.) [350] TRAHOM Malatya refîkimizin bu sernâme altında neşretdiği kıymetli bir makâleyi biraz aşağıya aynen derc ediyoruz. Bu ictimâʻî âfet karşısında ne derecelerde sarf-ı mesâʻî edilmesi lâzım geldiğini ev- velce "İctimâʻî Hıfzıssıhha" makâlelerimizden birinde îzâh etmiş ve bilâhare millî Salîb-i Ahmer Cemʻiyetleri tarafından taʻmîm edilmek üzere ligin gönderdiği diğer bir makâleyi de o satırlara ilâve eylemiş idik. Bahr-ı Sefid havzasıyla Merkezî Asya, Hind-i Çinî, Çin, Cenûbî Amerika ilh. gibi memleket- lerde kuvvetli mihrâklar teşkîl eden ve Harb-i Umûmî'deki hareket, muhâceret ve bunları taʻkîb eden sefâletle Rusya, Sırbistan, Romanya, Yunan ilh. gibi diğer bazı memleketlerde de gitdikçe kesb-i

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=