HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 72 3608 İNSÂNLARAVE MESKENLERE MUSALLAT OLAN TUFEYLÎ HAYVÂNLAR -4- Güveler (69, 70 ve 71'inci nüshalardan mâbaʻd) Elbise ve Kürk Güveleri Hanımlarımızın her sene zihinlerini meşgûl eden dâimî bir mevzûʻ da güvelerdir. Bu ziyânkâr tufeylînin imhâsına karşı her âile reîsinin keşfiyât ve vesâit-i ciddiyeyi büyük bir alâka ile taʻkîb etmesi pek tabîʻîdir. Güveler, en büyüklerinin cesâmeti 10 milimetreyi geçmeyen küçük kelebeklerdir. Bunlar râhat- larının nâdiren veya tesadüfen ihlâl edildiği elbise dolâblarına yüklü kumaşların mevzûʻ bulunduğu gözlere, târîh-i tabîʻî koleksiyonlarına, fersûde elbiselerin atıldıkları mahallere yerleşirler. [499] Kâhil güveler Haziran ve Temmuz aylarında ve havânın derece-i harâreti müsâʻid ise daha evvel meskenlerimiz dâhilinde uçuşmağa başlarlar. Güvenin tayerânı küçüklüğü nisbetinde batîdir. Haşere, müstevîye yakın bir şekilde bulunduğu için uçarken kolayca yakalanıp ezilebilir ise de tavazzuʻ etdiği satıhlar üzerinde sürʻatle büyür. Kumaşların büküm, kıvrım mahallerinde, pek küçük deliklerde kendisine düz ve hemvâr bir vazʻiyet vermesini ve buralara sokulmasını pek iyi bildiği için ele geçmesi müşkildir. Soğuk mevsimlerde kemâle gelmiş güveye aslâ tesâdüf edilmez. Neşv ü nemâsını hâricî de- rece-i harârete göre tanzîm etdiği için güvelerde kühûlet ancak Nisan ve Haziran aylarında teşekkül etmeğe başlar. Bu sebebden dolayı vaktinden evvel sıcakların başladığı senelerde güveler de bilhâssa çok olur. Kelebek, zuhûrunu müteʻâkib çiftleşmeğe başlar. Dişisi altı sâʻat sonra yumurtalarını dökecek müsâʻid bir mahal arar ve bu sûretle genç sürfelerin tegaddîsini teʼmîn edecek mevâddı intihâb eder. Sürfeler (tırtıl) nihâyet on beş gün zarfında yumurtadan çıkar ve çıkar çıkmaz hem beslenmek hem de taht-ı emniyete ve masûniyetde kalmak üzere taʻayyüş etdikleri mevâddın parça ve kırıntıla- rından kendilerine bir nevʻ kılıf veya mahfaza inşâ ederler. Kürk güveleri, üzerinde yaşadıkları kürkden kesecekleri kıllarla bu kılıfı örerler. Çuha ve kumaş güveleri izlerini gâib etdirecek derecede kılıflarını sanʻatkârâne yaparlar. Kumaşın kemirdikleri kısmının köşesine yine o kumaş enkâzıyla yaptıkları kılıf veya mahfaza haşerenin mevcûdiyetine aslâ şübhe vermeyecek tarzda mahâretle örülmüş bulunur. Haşereyi bu yuvadan çıkarmak ve yuvayı tahrîb etmek için kumaşı kuvvetli fırçalamak lâzım- dır. Bundan sonradır ki, hasârın mâhiyet ve vasʻati hakkında bir fikir hâsıl edilebilir. Sürfeleri[n] istihâlelerini, tevellüdlerini taʻkîb eden sene zarfında geçirdikleri zannolunmakda- dır. Güve tahrîbâtına uğrayan kumaş ve kürklerde sürfeler kışın soğukdan uyuşmuş ve fakat tamâ- men zî-hayât bir hâlde müşâhede edilir. Şu kadar var ki, kışın hiçbir zararları olmaz. Onların tahrîbkâr faʻâliyeti sıcak mevsime mahsûs ve münhasırdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=