HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 73 3668 HAYÂT VE ÖLÜM NEDİR? Tahrîr arkadâşlarımızdan Doktor İsmail Kenan Bey'in "Hayât ve Ölüm Nedir?" sernâmesi altında Mecmûʻa için yazdığı bir silsile-i makâlâtı bu nüshadan iʻtibâren neşre başlıyoruz. İsmail Kenan Bey, bu makâlelerinde "Hayât Nedir?", "Tabîʻî Ölüm Nedir?", "Lâ-yemût Uzviyetler", "Ecnâs-ı Muhtelifedeki Tûl-i Ömür", "İhtiyârlama Keyfiyetinin Esbâbı", "Emrâzın Menşeleri", "İnsânlarda Ömrün Müddeti", "Ölüm Sâʻati", "Ölümden Korku", "Âni Ölümler", "Boğulan Eşhâsın İhtisâsâtı", "Açlıkdan Ölüm", "Ölüme Karşı Mücâdele", "Gençlik Aşıları" ve ilh. gibi her biri başlı başına mühim birer mevzûʻ teşkîl eden mebâhisi kendine mahsûs latîf bir ifâde ile tedkîk ve îzâh ediyor. "Hayât ve Ölüm" makâlelerinin hakîkî bir zevk ve merâkla taʻkîb ve mütâlaʻa edileceğini kârilerimize tebşîr etmekle şimdiden pek büyük bir haz ve bahtiyârlık his- sediyoruz. Mukaddime Ölüm ve hayât mesâili insânların asırlardan beri zihinlerini işgâl eden mühim ve halli müşkil bir mesʼeledir. Bu muʻdil mesâilin düğümünü çözmek için beşeriyet-i mütefekkire senelerden beri dimâ- ğını yormuş, en yüksek âlimler ve feylesoflar hayât ve ölüm nedir suâllerini asırlardan beri sormuşlar, her biri sorduğu bu suâle karşı bir faraziye ve bir nazariye beyân etmiş, her feylesof ve mütetebbiʻ ya bir mesleği yaratmağa çalışmış veyâhûd da mevcûd mesleklerden birisini tebdîl ve ıslâha gayret etmişdir. Yunan feylesoflarından Sokrat hayât ve rûhu aynı şey olarak kabûl ediyordu: "-Rûh fâni olsaydı vücûd gibi inhilâl ve tefessüh edebilmeli idi. Hâlbuki rûhun mâhiyeten basît, dâimâ aynı ve gayr-ı kâbil-i inhilâl olduğu maʻlûmdur. Binâenaleyh [7] ölmez. Rûh, mahz-ı hayâtdır. Vücûda hayât veren odur. Ölüm rûhun vücûddan çekilmesi demekdir. Rûh cismini terk etdikden sonra tabîʻatı muktezâsı yaşamağa devâm eder. Rûh bir mebdeʼ-i fâildir. Gayr-ı merʼî, şekilsiz, kendi ken- dine muharrik bir cevherdir. Rûh iki kısımdan müteşekkildir. Biri aklî, diğeri hayvânîdir. Bu hâssalar, bir unsur-ı mütevassıt ile yekdiğerine merbûtdurlar. Rûh irâde ve hiss-i idrâk hâssalarına mâlikdir". Aristo, rûhda üç hâssa-i mühimme temeyyüz ediyor: 1-Gıdâiye 2-Hissiye 3-Zekâ Birincisi, bütün uzvî mevcûdâtda mevcûddur. İkincisi, bi'l-umûm hayvânâtda vardır. Üçüncüsü, yalnız insânlara mahsûsdur. Aristo'ya nazaran rûh bedenden ayrı bir mevcûdiyete mâlikdir. Fakat eşkâl iʻtibârıyla "kemâl-i evvel" olmasından dolayı vücûddan ayrılmaz. Rûh hayâtın mebdeʼ-i fâʻilidir. Vücûdda ne kadar vazî- fe varsa o kadar entellekia (eʌτԑλԑxԑıα) vardır. Bu bir hâssa-i kemâldir. Bu entellekialardan biri vah- det ve merbûtiyeti teʼmîn eder. O da birinci entellekia olan rûhdur. Messinalı Dicaearchus :

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=