HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 8

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 73 3673 İNSÂNLARAVE MESKENLERE MUSALLAT OLAN TUFEYLÎ HAYVÂNLAR Karıncalar, Yaban Arıları, Hammâm Böcekleri (69, 70, 71, 72'nci nüshalardan mâbaʻd) Ekseriyâ sayfiyelerimiz ve bazen şehir dâhilindeki meskenlerimizi[n] karınca istîlâsına maʻrûz kaldığını görüyoruz. Karıncılar mevâdd-ı sükkeriyeye ve bilhâssa şekerli mâyiʻât ve meʼkûlâtımızla ve küçük hay- vânât cîfeleriyle taʻayyüş ederler. Karıncaların bâğçelerimizde yapacakları zararlar nisbeten ehemmiyetsizdir. Hâlbuki evlerimi- ze her tarafdan pek kolaylıkla dâhil olabilmeleri, en kapalı tutulan dolâblarımızdaki meʼkûlât ve meşrûbâtımıza üşüşmeleri çok kere bu haşerâta karşı tahammül imkânını selb eder. Karıncaların tabâyiʻini ve cemʻiyetle yaşadıkları yuvalarının tarz-ı inşâsındaki âsâr-ı sanʻatı târîh-i tabîʻî ulemâsına terk ederek burada yalnız fevkalâde uzun dehlîzlerden müteşekkil olan bu yuvaların fevka'z-zemîn görülen küçük kubbe ve tepeciklerle kâbil-i kıyâs olmayacak derecede cesîm ve vâsiʻ [12] olduğunu istitrâden arz etdikden sonra bu kubbeleri dağıtmak, tamâmen tahrîb etmekle gerçi karıncalar biraz izʻâc edilmiş olurlarsa da yuva dâhilindeki huzûr ve râhat, hayât ve hareket aslâ ihlâl edilmiş olmaz. Sürfe ve şüfeyreleri havâlandırmak için bu tepeciklerde tesâdüf olunan birkaç karıncanın itlâfından da netîce çıkmaz. Bir karınca yuvasına karşı açılacak mücâdelede behemahâl büyük bir sabır ister. Bir karınca yuvasında mevcûd erkek ve dişiler hâl-i kühûlete vâsıl oldukları zamân kanadlanır, çiftleşmeyi müteʻâkib dişiler kanadlarını gâib eder, erkekler helâk olurlar. Yuvada erkek ve dişiden mâʻadâ amele vezâifini gören dişiler vardır. Sürfeleri beslemek ve büyütmekle mükellef olan bu kısım dişi amelenin tevlîdî ve tenâsülî hiç- bir vazîfesi yokdur. Bir yuvada çok mikdârda vâlidelere tesâdüf edilirse de arı kraliçelerinde olduğu gibi aralarında kıskançlık yokdur. Dişi karıncalar bir rivâyete nazaran bir sene ve diğer bir rivâyete göre üç-dört sene yaşarlar. Dişi, yumurtayı sonbahârda yapar. Sürfelerin bir kısmı sonbahârda, bir kısmı da ilkbahârda zuhûr eder. Halk yanlışlıkla şüfeyreyi yumurta zanneder. Beyâzımtırak, uzun şekilde olan bu şüfeyreleri ameleler küçük kubbeler üzerine taşırlar. Sebze veya çiçek yetiştiren bâğçevânlar karıncaların bâğçelerde yaptıkları hasârdan bittabʻ müştekîdirler. Maʻamâfîh karıncaların doğrudan doğruya nebâtâta îrâs etdikleri mazarrat pek cüzʼî olmakla berâber tekmîl kudretleri dâhilinde nebâtât bitlerinin (puceron) tekessürünü teshîl etdikleri zannedilmekdedir. Bu bitler, üzerinde yaşadıkları nebâtın usâresini massetmek sûretiyle onu kuvve-i hayâtiyeden mahrûm etdiği bir hakîkatdir. Binâenaleyh getirdikleri puceronlardan dolayı karıncalar bi'l-vâsıta mu- zırdırlar. Bâğçelerde karıncaların adedini tenkîse hâdim vesâitden olmak üzere mücâdelenin puceronlara karşı tertîb edilmesini tavsiye edenler vardır. Ancak bunda müşkil olan cihet, puceronları imhâ etdiği hâlde nebâtâta puceronlardan fazla mazarrat îrâs etmeyecek bir mâddenin bulunmasında kalıyor ki, umûmiyet üzere yapılan tecrübelerde klor-ı murabbaʻ-ı karbon matlûba muvâfık görülmekdedir. Maʻamâfîh her türlü ihtimâlâta karşı bunu muʻayyen bir nebât üzerinde istiʻmâl ve tatbîk et- mezden evvel o nebâtın yalnız iki-üç yaprağı üzerinde yapılacak tecrübe netîcesinde iki-üç gün sonra yapraklarda bir eser-i tagayyür hâsıl olup olmadığına dikkat edilmelidir. Evlerde karıncaları itlâf etmek için evvel emirde yuvanın mevkiʻini, ne tarafda olduğunu arayıp bulmak lâzımdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=