HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 9

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 77 3914 HAYÂT VE ÖLÜM NEDİR? (75'inci nüshadan mâbaʻd) Hayât Nedir? Yukarıda söylediğimiz gibi asabî hücreler tevellüdden sonra tekessür etmez, adedleri sâbitdir. Fakat hücrelerin bir kısmı hâlet-i ibtidâiyede kalmışdır. Tamâmıyla neşv ü nemânın hadd-i aʻzamîsi- ne erişememişdir. Tekemmül etmemişdir. Dimâğcenin kenârındaki hücerât bu vazʻiyetdedir. Bunlar mevkiʻlerini değiştirerek uzvun sathına dağılırlar. Cenîn doğdukdan sonra hücerât hareket eder, yavaş yavaş dimâğcenin dâhiline doğru nüfûza başlarlar ve dimâğcenin derinliklerinde tâm bir hücre-i asa- biye hâline inkılâb ederler. Bu hücreler intizâm-ı harekâtı teʼmîne yardım ederler. Bunu anlayabilmek için bir çocuğun doğdukdan sonra hareketlerini taʻkîb etmek lâzımdır. Çocuk rahm-i mâderi terk etdikden sonra hâricde kollarını, bacaklarını oynatır. Fakat bu oy- natmalarda hiçbir maʻnâ ve ifâde mevcûd değildir. Bütün bu harekât-ı bedeniye gayr-ı muntazamdır. Çocuklarda muntazam olarak nazar-ı dikkate çarpan meme emme hareketi vardır. Bu hareket şuʻûrî değildir. Bir fiʻl-i münʻakisden ibâretdir. Çocuk muhîti ile münâsebetini teʼsîs eder etmez, yavaş yavaş hareketleri maʻnîdâr bir şekil almağa başlar. Nevzâdda tufeyliyet-i ûlânın ilk aylarında hâricî münebbihler ancak fiʻl-i münʻakisler tevlîd edebilir. Hakîkî mukâbeleleri daʻvet edemez. Çocuklarda görülen hareketler karma karışıkdır. Müstakil ve tâm insicâmlı hareketler dimâğcenin dâhilindeki hücerâtın tâm ve bir hücre-i asabiye hâline inkılâb etdiği zamân hâsıl olur. İlk aylarda nevzâd hiçbir maksada mebnî olmayarak ellerini, kollarını oynatır, ellerini birbirine çarpar, ayaklarını birbiri üzerine koyar. Çocuk ilk tanımaya başla- dığı zamânlarda neşʼesini yalnız kollarıyla, bacaklarıyla ifâde etmez, çehresindeki hatlarında da bir maʻnâ belirir. Zamânla elini ağzına götürmeğe, parmaklarını emmeğe başlar. Birkaç haftalık çocuk her gördüğü şeyi tutar. Üç-dört aylık olunca hareketleri insicâm ve intizâm kesb etmeğe başlar ki, bu da dimâğce dâhilindeki hücerâtın bir hücre-i asabiye-i tâm hâline girmekde olduğunu gösterir. Sekiz aya doğru çocuk bir halı üzerine terk edilirse, kendi kendine oynar, nazar-ı dikkatini celb eden bir şeye doğru hareket eder. Evvelâ dizlerini oynatırken yavaş yavaş ellerine de istinâd etmeğe başlar. On, on iki aya ge- lince bu emekleme hâliyle epeyce mesâfe de katʻ eder. Biraz sonra duvara tutuna tutuna yürümeğe [211] başlar. 12-16 aylık arasında ileriye doğru birkaç adım atmağa başlar. Kız çocuklar bu husûsda erkeklerden daha kâbiliyetlidir. Çocuk ikinci yaşına gelince meşy ü harekete muktedirdir. İkinci yaşın nihâyetinde koşmağa da muvaffak olur. Çocuğun neşv ü nemâsını taʻkîb edince, dimâğ hücerâtının ne sûretle neşv ü nemâ bulduğunu taʻyîn etmiş bulunuyoruz. Tevellüdden sonra tedrîcen intizâm-ı harekâtın kazanıldığı ve çocuklar- da gördüğümüz jestlerin evvelâ maʻnâsız, gayr-ı muʻayyen bir şekilde olduğu hâlde günden güne muʻayyen bir hâl aldığı nazar-ı dikkate çarpmakdadır. Dimâğce gayr-ı tâm olarak doğar. Fakat bu gayr-ı tâmlığı ikmâl edecek anâsır dimâğce ile berâber doğar. Zamânında mevkiʻlerini alırlar ve neşv ü nemânın nihâyetinde rollerini ikmâl ederler. Hâlet-i hafiyeleri gâyet kısadır. Basala-i sisâiyede bulunan ve ukde-i hayât denilen bir nokta vardır. Bu noktada mevcûd hücerât kalbi ve harekât-ı teneffüsiyeyi idâre eder. Buradaki hücerât basala-i sisâiyenin derinliklerinde tâm bir hücre-i asabiye hâline inkılâb edinceye kadar biraz müddet ge- çer. Çocuğu doğar doğmaz muʻâyene edecek olursak darabân-ı kalbin 140 olduğunu görürüz. Gâyet ehemmiyetsiz tenebbühlerle, hattâ bilâ-sebeb adedinde, intizâmında değişiliklik görülür. Kalbin ha-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=