HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 9

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 82 4256 Mâdde-i Muvakkate 59- Bu nizâmnâmenin neşri târîhinden iʻtibâren altı ay zarfında aczi ve eh- liyetsizliği tebeyyün eden meʼmûrların vazîfesine nihâyet vermeğe heyʼet-i idâre salâhiyetdârdır. Bu sûretle vazîfesine nihâyet verilen meʼmûrun müddet-i hizmeti ne olursa olsun, yalnız şehrî aldıkları maʻâşın üç misli nisbetinde tazmînât iʻtâ olunur. Mâdde 60- Bu nizâmnâme 1 Temmuz 1928 târîhinden muʻteberdir. [483] HENRY DUNANT'A ÂİD BİR VESÎKA Henry Dunant'ın yüzüncü devr-i senevî-i vilâdeti münâsebetiyle bu nüshamızın Fransızca kıs- mına aslı Hazîne-i Evrâk'ımızda mahfûz olan târîhî bir vesîkayı aynen derc ediyoruz: Geçen nüshamızda arz etdiğimiz üzere Henry Dunant seksen iki yaşında vefât etdi. Hayâtının son yirmi üç senesini Şarkî İsviçre'de Appenzell kantonunda fakr u zarûret içinde geçirdi. Uğruna tekmîl-i servet-i şahsiyesini fedâ etdiği Salîb-i Ahmer teşkîlâtından ümîd ve intizâr etdiği himâye ve muzâherete nâil olamadı. Bu tâliʻsizliği onu cemʻiyet-i muhîteden uzaklaştırarak bir münzevî hayâta sevk etdi. Nihâyet 1895 ve 1896 senelerinde Rusya İmparatoriçesi Maria Fyodorovna dört bin frankdan ibâret bir tahsîsât-ı seneviye ile şefkat ve insâniyet timsâli azîz ihtiyâr için vâcibü'l-îfâ muʻâveneti hâtırlatdı. Biraz sonra Rus Salîb-i Ahmer Petersburg Merkez Komitesi'nin 15 Şubat 1897 târîhiyle bi'l-cümle Salîb-i Ahmer Merkez-i Umûmîlerine ve bu meyânda Osmanlı Hilâl-i Ahmeri'ne gönder- diği tahrîrât-ı umûmiyede -ki mecmûʻanın Fransızca kısmına derc etdiğimiz vesîkadır- 1864 Ce- nevre Mukâvelenâmesi'nin muhalled prensipleriyle bir eser-i hayır ve şefkat yaratan bu büyük insâ- niyet-perverin zarûret-i elîmesi bir lisân-ı teessürle tasvîr edildikden sonra mezkûr mukâvelenâmeyi kabûl ve tasdîk eden devletler tarafından Henry Dunant'a beynelmilel bir maʻâş tahsîsinin teʼmînine merkez komitelerinin sarf-ı mesâʻî eylemeleri ricâ ediliyordu. Hâlbuki bu tahrîrâtın zuhûruna Osmanlı Hilâl-i Ahmeri tarafından 25 Mart 1897 târîhiyle ya- zılan à consigner dans les archives yani "evrâkda hıfzı" ibâresinden zavallı Dunant'a cemʻiyetçe bir muʻâvenet imkânı görülemediğini anlıyoruz. Yazıldığı târîhden tâm otuz bir sene geçdikden sonra Mecmûʻa sütûnlarına intikâl eden işbu vesîkanın neşri vesîlesiyle meftûn-ı fezâili olduğumuz azîz ölüyü burada bir daha hayır ve minnetle yâd ederiz. HAYÂT VE ÖLÜM NEDİR? (80'inci nüshadan mâbaʻd) Niçin İhtiyârlıyoruz? Seneler geçdikçe vücûdumuzdaki zindegî azalıyor. Uzviyetimiz gün geçdikçe kuvvetini gâib ediyor. Zamânın zâlim ve kahhâr eli çehremizi berbâd ediyor. Tezâhürât-ı ibtidâiye vecihden başlı- yor. Bazı dostlarımız "ihtiyârlıyorsunuz" diyorlar. İlk zamânlar inanmıyoruz. Fakat bir gün aynanın, hakîkatleri ifşâ eden hissiz sînesinde bunu kendi kendimize iʻtirâf ediyoruz. Evet, ihtiyârlıyoruz. Çehremiz buruşuyor. Gözlerimizin altı şişiyor. Cildimizde buruşukluklar çoğalıyor. Cildi diri ve sert

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=