HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 4 110 Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından mansûb Üserâ Mübâdele Heyʼetiyle temâs etmişlerdir. Bu heyʼet, aʻyândan Ferîk Hüsnü Paşa hazretlerinin riyâseti altında olup heyʼetde aʻzâ olarak İnebolu Mevkiʻ Kumandanı Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye binbaşılarından Kemal Bey de var idi. General Franks istediği üserâ ile İnebolu'da berây-ı teslîm hâzır bulundurulan üserâ arasında adedce bir eksiklik olduğunu söyledi. İngiltere Hükûmeti'nin elindeki liste mûcebince general sekiz zâbit, dört nefer, altı Hindli istiyor idi. Hâlbuki Trabzon'dan aldığımız üserâ ile İnebolu'da hâzır bu- lundurulan esîrler iki zâbit ile üç neferden ibâret bulunuyor idi. İnebolu'da yalnız Yüzbaşı Camp[b]ell ve biri Maltas nâmında bir esîr olmak üzere iki sivil İngiliz hâzır idi. Mesʼeleyi iyice kavrayabilmek için İnebolu'ya çıkdım. Hüsnü Paşa hazretleri mesʼeleyi îzâh ve Anadolu'da mevcûd esîrlerin el-yevm İnebolu'da hâzır bulunanlardan ibâret olduklarını ilâve buyur- dular. İngilizlerin taleb etdikleri altı zâbit ile altı nefer Hindli'nin Anadolu'da bulunup bulunmadıkla- rından Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti haberdâr değil idi. Vazʻiyetin nezâketine mebnî ittihâz edeceğim hatt-ı hareket hakkında Ankara'dan taʻlîmât taleb etdim. Bir müddet sonra Ankara Hâriciye Vekâleti'nden gelen bir telgrafnâmede Anadolu'da el-yevm iskelelerde hâzır bulunanlardan mâʻadâ İngiliz esîri bulunmadığı teʼkîd olunuyor idi. Bu cevâbı alır almaz, hemen zırhlıya döndüm ve aldığım telgrafı generale terceme etdikden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin hüsn-i niyetinden emîn olmasını söyleyerek: ‘-ŞâyedAnkara Hükûmeti İstanbul'da takrîr etdirilen iʼtilâfa rağmen elinde rehîne olarak İngiliz zâbiti bulundurmak istese idi her hâlde Trabzon'da [83] bilâ-kayd ü şart Mîralây Rawlinson'u teslîm etmez idi' dedim ve Ankara'nın yalnız bu hareketi hüsn-i niyetine delâlet edecek kâfi bir hareket olduğunu ilâve etdim. General mesʼeleyi İstanbul'a bildireceğini söyledi. Cevâb, her hâlde yarından evvel gelemeyeceğinden bugün hiçbir şey yapılamaz idi. Zâten iʼtilâf hâsıl olsa bile, fırtına mübâdele işlerini menʻ edecek derecede dehşetli idi. 1 Teşrîn-i Sânî Salı günü, İstanbul'dan mübâdelenin icrâ edilmesini müşʻir cevâb alındığını öğrendim. Bu mesʻûd haberden çok memnûn oldum. Zîrâ zavallı vatandâşlarımız yirmi dört sâʻatden beri gemilerde sallanmakda ve anavatana bu kadar yakın geldikden sonra ona kavuşmamak tehlike- sini görmekde idiler. Bu haber-i meserret-âveri Hüsnü Paşa hazretlerine bildirmek için Mîralây Baird ile karaya çık- maklığımız takarrür etmiş ise de, denizin şiddet-i telâtumundan dolayı 10 çifte bir sandala binmiş olmamıza rağmen karaya yanaşamadan gemiye avdet etdik. Hâlbuki yarım sâʻat sonra sâhilden ayrı- lan bir sandal kemâl-i sühûletle bize kadar geldi. Mesʼeleyi gelen meʼmûra îzâh ederek mübâdelenin başlayabileceğini îcâb edenlere bildirmesini ricâ etdim. Bir sâʻat sonra İnebolu Mevkiʻ Kumandanı Binbaşı Kemal Bey gemiye geldi. Fırtınadan dolayı General Franks'in karaya çıkması mümkün ola- madığı gibi Hüsnü Paşa'nın Centaur zırhlısına gelmesi de kâbil olamadı. Kemal Bey vâsıtasıyla teslîm ve tesellüm ilmühaberleri imzâ edildi. Bu muʻâmele hitâm buldukdan sonra İngiliz Yüzbaşı Camp[b] ell ve iki sivil İngiliz Centaur'a teslîm edildi. Gayûr kayıkçılarımızın sâyesinde Malta'dan gelen 59 vatandâşlarımızdan 49'u (Bunlardan on zât râkib oldukları gemiler ile İstanbul'a avdet etmişlerdir.) sâlimen İnebolu'ya çıkarıldılar. İnebolu'da başka bir iş kalmadığından ertesi günü Centaur on kadar sivil İngiliz esîrini almak üzere Zonguldak'a uğradı ve o gün akşâm üstü sâʻat altıda İstanbul'a avdet etdi. Mîralây Rawlinson'u istikbâle gelen Mîralây Gribbon, mübâdele esnâsında Hilâl-i Ahmer'in

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=