HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 5 136 ve bu esnâda Rum kadınları yumruklarını sıkarak şöyle haykırmışlar: '-Gidiyorsunuz, Yunanlı İzmir'i görmeğe gidiyorsunuz. Fakat köpek Mustafa Kemal'in sâyesin- de değil, azametli ve şânlı Yunan ordusunun sâyesinde'. Bu haykırışları birçok taş ve sopa darbeleri taʻkîb etmiş. Bir kısım kadınlar dahi Kostantin'in marşını terennüm ederek: '-Kemal köpek!' diye bağırmışlardır. Bu sûretle birçok tahkîrâta maʻrûz bırakılan üserâmızın bir kısmı ahırlara, diğer bir kısmı ise bir hafta kadar Eskişehir'in Mülkiye Hapishânesi'nde hapsedil- mişlerdir. Müslümân âileleri çıplak ve sefîl bir hâle getirilen Türk üserâsına elbise ve yiyecek tedârük ve iʻtâ etmişlerdir. Bilâhare Mudanya'dan İzmir'e ve oradan Pire'ye zâbitân ve efrâd, mukaddemâ hayvân konulan ve tabîʻatıyla içinde birçok mevâdd-ı gâita kümeleri bulunan ve bundan dolayı pislik ve müzahrafât yuvası hâlini almış olan mülevves vapur anbârlarında nakledilmişlerdir. Bu seyâhat esnâsında kendilerine yalnız kuru ekmek ve çürümüş zeytin dâneleri verilmişdir. Bu esîrler Atina'ya sevkiyât dâiresine muvâsalat eyledikden sonra on gün kadar hiçbir Yunan makâmı bunların iʻâşelerini teʼmîn ile alâkadâr olmadığından bîçâreler Mîralây Cafer Tayyar Bey'in muʻâvenetiyle yine sefîlâne bir sûretde taʻayyüş edebilmişlerdir. Cafer Tayyar Bey'in üserâ müfettiş- liği nezdinde icrâ etdiği teşebbüsât-ı müteʻaddide netîcesinde, esîr zâbitlerimize yüzer drahmi veril- mişdir. Hulâsa olarak denilebilir ki, Atina'da bulunan Osmanlı üserâsı bir esîre yapılacak medenî muʻâ- meleden tamâmıyla mahrûmdurlar. Leucade vesâir üserâ tecemmuʻ karârgâhlarında ve hiçbir kontro- le tâbiʻ tutulmayan mahallerde bulunan üserâ, hiç şübhe yok ki, daha acıkacak [acınacak] bir vazʻi- yetdedirler". _______________ Viladivostok Üserâsı, Asinara Adası'nda Mecmûʻamızın üçüncü nüshasında Viladivostok'dan gelip Yunanîler tarafından esîr-i harb ad- dedilen Osmanlı üserâsının uzun müzâkerâtdan sonra İtalya'nın Asinara adasına ihrâc edildiklerini yazmış idik. Saltanat-ı Seniyye'nin Roma Murahhas-ı Mahsûsu Osman Nizami Paşa hazretleri ta- rafından meʼmûren Asinara adasına iʻzâm kılınan Sefâret-i Seniyye Başkâtibi Manyasîzâde Feri- dun Bey'in vazîfesinin sûret-i icrâsı ve meşhûdâtı hakkında Osman Nizami Paşa hazretlerine hitâben tanzîm eylediği rapor ile elli yedi zâbit ve küçük zâbit ve beş yüz neferden mürekkeb olan üserânın esâmîsini hâvî listenin sûretleri bu kere Hilâl-i Ahmer'e tevdîʻ edildiğinden bu mühim vesîkadan bed- baht esîrlerimizin hayâtlarına müteʻallik bazı parçaları aynen iktibâs ediyoruz: "-18 Teşrîn-i Evvel 1921 târîhinde Asinara'ya muvâsalat etmiş olan vapurun pratika muʻâmelesi ikmâl edilinceye kadar Asinara adasında üserâya tahsîs kılınan barakaları gezdim. Barakalar, doksa- nar nefer istîʻâbına müsâʻid altı koğuşdan, küçük zâbitâna mahsûs yirmi dört odadan, fermânlı zâbitâ- na tahsîs kılınmış olan büyükçe bir pavyon ile bir matbahdan mürekkeb olup bu mebânînin cümlesi kârgîrdir. Henüz istihzârât-ı lâzımede bulunulmamış olduğundan en esâslı levâzıma âid küllî nevâkıs görülüyor idi ki, bunların başlıcası vesâit-i tenvîriye ve tabhiyenin mefkûdiyeti idi. Sürʻat-i mümkine ile ikmâl-i nevâkıs edileceği vaʻd olundu. Öğleden sonra, bu iş için Asinara'ya →
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=