HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 6 170 Muhâcirîn-i İslâmiye'ye İmdâd İngiliz Komitesi'nin Beyânnâmesi Geçen nüshamızda Muhâcirîn-i İslâmiye'ye İmdâd İngiliz Komitesi'nin teşekkülünden bah- sederken bu muhterem heyʼetin neşretdiği beyânnâmeyi, vaktin adem-i müsâʻadesine mebnî derc edemediğimizi dermeyân etmiş idik. Bu defa mezkûr beyânnâmeyi ber-vech-i zîr terceme ve derc ediyoruz: "-Rumlar, Ermeniler, Rusların ve Şark-ı Karîb'in diğer harb felâketzedeleri için her tarafdan muʻâvenet gelir ve gelmeğe devâm eder iken, çalışkan ve sabırlı bir köylü sınıfına mensûb olan zavallı İslâm muhâcirleri ile kimse alâkadâr olmadı ve bunları hiçbir kimse evlâdlığa kabûl etmedi. Bilâ-tefrîk-ı ırk ve mezheb bütün felâketzedelerin muʻâvenetine şitâbân olmak maksad-ı âlî-cenâbâ- nesinin teʼmîn-i muvaffakiyeti için sütûnlarını dâimâ açık bulunduran İngiliz matbûʻâtı, merhametsiz tâliʻlerini sâkit ve nevmîd bir tevekkül ile karşılayan bu bedbaht muhâcirlerin perîşân hâllerine ne- dense şimdiye kadar ehemmiyet vermedi. Balkan Harbi'nden sonra 914.000 Türk muhâciri yerlerinden, yurdlarından çıkmağa mecbûr olarak perîşân bir hâlde Anadolu'ya geçdiler. Bunlardan yüzlercesi yollarda telef oldu. Cihân Harbi'nde Rusya'nın işgâl eylediği Türk arâzîsinde 870-900 muhâcir Garbî Anadolu'ya kaçdı. Daha geçenlerde İzmir ve civârında Yunanîler tarafından işgâl edilen arâzîden 350.000 muhâcir [123] terk-i dâr u diyâr etdi ve birkaç ay evvel köyleri ve şehirleri ihrâk edilen Marmara sevâhilinden ve Trakya'nın harâb olmuş köylerinden Türk pâyitahtına 60.000 İslâm nakledildi. Bu son kâfilenin kısm-ı aʻzamını aç ve çıplak kadın ve çocuklar teşkîl ediyor. Sağ kalıp da eli ayağı tutan erkekler ya Anadolu ordusuna iltihâk veya dağlara ilticâ eylediler. Öteye beriye, açık kışlalara, câmiʻlere, eski evlere veya ahırlara ilticâ etmiş olan elbisesiz, yataksız, gıdâsız ve her şeyden tamâmıyla mahrûm 25.000 bedbaht muhâcirin emr-i iʻâşesini Türk Hükûmeti ve İstanbul Müslümânları dâimî bir sûretde teʼmîn edebilmekden âcizdirler. Türk Muhâcirîn Komisyonu'yla (Muhâcirîn Müdüriyet-i Umûmiyesi), Osmanlı Hilâl-i Ahme- ri'nin mâlik oldukları vesâit-i mâliye bugüne kadar tamâmıyla sarf ve istihlâk edildiğinden bugün bu bedbaht muhâcirlerin kısm-ı aʻzamı, taʻayyüşlerine ve idâme-i hayâta gayr-ı kâfi kuru bir ekmek parçasıyla iktifâya mecbûr oluyorlar. Bir aralık havâlar muʻtedil gitdi. Muhâcirler arasında hastalık az, vefeyât dahi nisbeten az oldu. Fakat kış ayları geldi, derhâl ve serîʻ bir imdâd yetişdirilmediği takdîrde bu bîçâre köylü kadın ve çocukları mahv olacaklardır. Yaşadıkları izdihâmlı ve perîşân yerlerde sârî bir hastalık salgını zuhûr eder ise, mukâvemet göstereceklerin adedi çok az olacakdır. Âteşsiz, gıdâsız ve elbisesiz kalan bu bahtsızların yaşamak ümîdleri azdır. Bir kısım kadın ve çocukların birkaç erkek ile bir arada barındıklarını, küçük bir odada beş âile oturduğunu, üstü başı perîşân kırk-elli kişinin pis ve tavanları delik deşik olup yağmura, kara maʻrûz olan harâb ahırlarda yaşadıklarını ve nefislerini şöyle böyle tağdiye edebilecek bir parça kuru ekmeği bile güç hâl ile bulduklarını görmek hakîkaten fecîʻ ve cidden câlib-i merhamet bir manzara teşkîl ediyor. Bu felekzedelerin imdâdlarına yetişilmez ise, hiç şübhe yok ki, içlerinden birçokları yurdları- na avdet edemeyeceklerdir. İngiliz-Hind Salîb-i Ahmer Komitesi bunların imdâdına şitâbân olmuş ise de şu aralık bu imdâ- dın da arkası kesilmişdir. Bugünlerde Fransız Salîb-i Ahmeri bu zavallı muhtâclara muʻâvenet etmeği teemmül ediyor. İstanbul'da bazı İngiliz kadın ve erkeklerinden mürekkeb olmak üzere teşekkül eden bir komite, artık İngiliz halkının bitmez tükenmez semâhat ve ulüvv-i cenâbına mürâcaʻat etmek zamânının hulûl etdiğine kâniʻ olmuşdur.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=