HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 7 203 HİLÂL-İ AHMER HAVÂDİSİ Câmiʻ ve Bayram Günleri Hilâl-i Ahmer, Salîb-i Ahmerler ve diğer bütün müessesât-ı hayriye gibi erbâb-ı hayr u ha- senâtın muʻâvenet-i mâddiye ve maʻneviyeleriyle yaşar ve inkişâf eder. Muʻâvenet ya doğrudan doğ- ruya erbâb-ı hayr u hasenât tarafından eşyâ ve mebâliğ tevdîʻi sûretiyle vukûʻ bulur yâhûd mües- sesât-ı hayriye tarafından sûret-i münâsibede istihsâl olunur. İhtiyâc, vâsıtayı tevlîd eder derler. Bu pek doğrudur. Harb-i Umûmî esnâsında derece-i teʻâvünlerini pek çok yükselten Salîb-i Ahmerler, vâridât menâbiʻi bulmak maksadıyla muhtelif vâsıtalara mürâcaʻat etmişlerdir. Bu vâsıtalardan biri de Cemâhîr-i Müttefika-i Amerika'da ve İngiltere'de "Church Day", yani "Kilise Günü" tesmiye olu- nanıdır. Bu iki memleketin Salîb-i Ahmer Cemʻiyetleri senenin [146] birkaç muʻayyen gününde bu iki memleketin bütün kiliselerinde para toplamak usûlünü ihdâs ederek pek parlak semereler elde etmişlerdir. Amerika ve İngiliz Salîb-i Ahmerlerinin vâridât fasıllarından en mühimini teşkîl eden "Kilise Günü" faslı bu iki cemʻiyete büyük vâridât teʼmîn ediyor. Trablusgarb Harbi'nden az evvel ihyâen teşkîl edilen Hilâl-i Ahmer'imizin bugüne kadar bilâ-in- kıtâʻ ne yolda idâme-i faʻâliyet eylediği ve milletden, âlem-i İslâm'dan ve erbâb-ı teberruʻdan gördü- ğü muʻâvenet ile nasıl ve ne sûretle çalışdığı maʻlûmdur. Millî bir müessesemiz olan Hilâl-i Ahmer, bugünlerde pek ağır bir yük taşıyor. Geçen nüshamızda derc etdiğimiz Muhâcirîn-i İslâmiye'ye İmdâd İngiliz Komitesi'nin beyân- nâmesinde korkunç rakamlara tesâdüf ediyoruz. Yalnız Yunan mezâliminin ve tahrîbâtının kurbânı olarak yerinden, yurdundan uzaklaşmış olanların adedi dört yüz bin ve Cihân Harbi esnâsında hicret edenlerin adedi sekiz yüz yetmiş bine bâliğ oluyor. Muhâcir denilince, emlâkini ve emvâlini terk ile perîşân bir hâlde başka yerlere göçen ihtiyâr, kadın, çocuk, dul, yetîm silsilesi anlaşılır. Sulh zamânında hâl ü vakitleri yerinde olan bu bir milyonu mütecâviz halk bugün aç ve çıplakdır, bedbaht ve yalınayakdır. Hilâl-i Ahmer bunlar için elinden ne gelirse yapıyor, millet de gönlünden kopanı veriyor. Fakat felâketin dâiresi çok büyükdür. Binâena- leyh bu husûsda ibrâz edilecek fedakârlık da felâketin büyüklüğü ile mütenâsib olmalıdır. Şu sûretle bu muzlim levhanın kabaca bir taslağını çizdikden sonra Hilâl-i Ahmer'in de Câmiʻ ve Bayram Günlerini ihdâs etmeği düşündüğünü söyleyelim. Maʻlûmdur ki, İstanbul'da Ramazân Bayramı'nın ilk günü, Hilâl-i Ahmer'in çiçek günüdür. Bu âdet bâkî kalmakla berâber Ramazân ve Kurbân Bayramlarının ilk günleri Câmiʻ Günleri ittihâz ediliyor. Bu iki mübârek günde bayram namâ- zına giden her müslümân, câmiʻ-i şerîfe konacak bir kutu veya tepsiye gönlünden ne kopar ise atar. Bu âdet, Türkiye'nin en küçük köylerindeki câmiʻlere kadar teşmîl edilebilir. Bu sûretle Ramazân ve Kurbân Bayramlarının ilk günlerinde, bayram namâzının edâsından sonra bütün millet, Hilâl-i Ah- mer'i yani yaralı askerleri, eytâmı, erâmil ve fukarâyı, muhâcirleri düşünmek fırsatını elde etmiş olur. Bütün memâlik-i İslâmiye'deki câmiʻlerden de aynı himmet ve mürüvvetin ibzâline intizâr olunur. Hâl-i hâzırda Avrupa ve Amerika'nın muhtelif şehirlerinde ikâmet etmekde olan Türk ve İslâm cemâʻatlerinin alelâde câmiʻleri yok ise de, bunların da birbirleriyle tanışmak vesîlesini bahşeden bayram toplanma yerleri, Câmiʻ Günleri makâmına kâim olabilir. Bu cemâʻatler, şimdiye kadar gön- derdikleri iʻâneler ile Hilâl-i Ahmer'e karşı gösteregeldikleri teveccühden dolayı zâten evvelden beri milletin minnetdârlığını kazanmışlardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=