HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
XXX GİRİŞ Milletlerin tarihlerinde, onların önemli kararlar almalarına ve daha önce yokluğunu hissetme- dikleri bazı kurumları var etmelerine neden olan zor ve sıkıntılı dönemler vardır. Büyük ihtiyaçlardan doğan bu tarz kurumlar doğası gereği, hem önemli işler yaparlar hem de genellikle çok uzun ömürlü olurlar. Yaşanan bir felâketin tekrar etmeyeceğinin garantisi olmadığı gibi daha önce tecrübe edile- nin açtığı yaralar da bir daha asla hazırlıksız yakalanmamak konusunda iyi bir hatırlatıcı olur. Tıpkı büyük yıkım ve felâketlere sebep olan savaşlarda olduğu gibi. İnsan hayatının değer kazandığı ve yaralı askerlerin ölüme terk edilmeyip hayata geri kazandırılabileceği bilinç ve inancının geliştiği son iki yüzyıldaki değişim bu tarz bir arayışa önemli katkılar sundu. Yokluğu her büyük savaş ve yıkım sonrasında daha çok fark edilen ulusal ve uluslararası tarafsız insanî yardım kuruluşları tamamen bu arayıştan doğdu. Zamanı gelmiş her yeniliğin başlangıcında olduğu gibi bu alanda da ilham verecek ve kitleleri harekete geçirecek bir ilk kıvılcım gerekmekteydi ve nihayet beklenen oldu. 1859 Solferino Sava- şı'nın yol açtığı tahribata İsviçreli yazar Jean Henry Dunant bizzat tanık oldu. Fransız ve İtalyan kuv- vetlerinin Avusturya ordusuyla savaştığı ve 300 bin insanın çarpıştığı bu savaşın yaşandığı alandaki insanı dehşete düşüren ölü ve yaralı askerlerin görüntüleri ve özellikle de yaşanan insanî dram, yeni bir arayışın başlangıcı oldu. Dunant izlenimlerini 1862 yılında Bir Solferino Hatırası adıyla yayın- ladı. Eser dünyada kısa sürede karşılık buldu. Özellikle savaş esnasında ve sonrasında uluslararası kimliği ile tevarüs eden, savaş sırasında bile hedef olmaksızın güven içerisinde hizmet edebilecek, din-dil-ırk ayırt etmeden her ihtiyaç duyana yardım elini uzatabilecek uluslararası bir insanî yardım kuruluşu önerisi vicdanları harekete geçirdi. Böylece Kızılhaç'ın kurulması için birçok ülke harekete geçti. 1863 senesinde Cenevre'de bu kapsamda görüşmeler başladı ve 22 Ağustos 1864'de 16 ülkenin katılımıyla Cenevre Sözleşmesi imzalandı. Böylece "Kızılhaç" (Salib-i Ahmer Cemiyeti) kurulmuş oldu. Aynı yıl İsviçre bayrağından ilham alınarak beyaz fon üzerinde kızıl bir haç işaretinden oluşan amblem Kızılhaç'ın alâmet-i fârikası olarak belirlendi ve cephede yaralılara ve hastalara yardım eden- lerin tarafsızlığının belli olması, onlara karşı bir saldırı yapılmaması için bu amblemi içeren Kızılhaç bayrağı her yerde kullanılmaya başlandı. Osmanlı Devleti de 5 Temmuz 1865'de Cenevre Sözleşme- si'ni imzaladı. 1867'de yapılan ilk uluslararası kongrede Türkiye'yi Mekteb-i Tıbbiye hocalarından Macar kökenli Dr. Abdullah Bey (Carl Eduard Hammerschmidt) temsil etti ve kongre sonrasında uluslararası platformun Türkiye'deki temsilcisi oldu. Dr. Abdullah Bey'in ısrarlı çalışmaları, Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa ve Kırımlı Dr. Aziz Bey'in de destekleriyle Mekteb-i Tıbbiye Nazırı Marko Pa- şa'nın başkanlığında 11 Haziran 1868'de Mecruhîn ve Marzâ-yı Askeriyeye İmdat ve Muâvenet Cemiyeti (Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti) kuruldu. 1869'da Berlin'de toplanan uluslara-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=