HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
XXXIV sefalet, hasmın lisanına adem-i vukuf dolayısıyla ifade-i meram ve talebde tesadüf olunan müşkilât, felâketzede bir esirin kalbini, fikrini daha ziyade ezer, elemini artırır. Böyle bir hal içinde meʼyus ve mükedder, tâliʻin hükmüne tâbiʻ kalan esir, kendini samimi olarak düşünen, selâmeti için dualar eden ailesini haberdar etmek imkânını ele geçirir ise, yeniden hayat bulmuş kadar sevinir ve bu imkânı bulmak için bir dest-i müşfik ve muzâhirin zuhuruna kemal-i ümid ile intizar eder…" Nihayete eren savaşlardan sonra da devletler barış görüşmeleri esnasında esirlerin durumu- nu bir karara bağlıyorlar ve onlara insanî yardımın ulaştırılması, ailelerinin durumlarından haberdar edilmeleri gibi konularda ve hatta belli bir zamanlama ile karşılıklı esir mübadelesine varan kararlar alıyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu adına bu son derece zor ve yürek burkan alanda da görev üstlenen cemiyet, on binlerce esir asker ile ailelerinin haberleşmesine vesile olduğu gibi, esirlerin insanî ihti- yaçlarının karşılanması konusunda hem bizzat ulaşmaya çalışarak hem de uluslararası bağlantılarını kullanarak elinden gelen gayreti göstermiştir. Cemiyet bir yandan Kızılhaç'ın yardım taleplerini de cevapsız bırakmamış ve esir alınan yabancı askerlerin sorunlarıyla da yakından ilgilenmiştir. Halen Kızılay arşivinde bulunan on binlerce asker mektubu ve esir fişi bu tarihî vakanın günümüze ula- şan canlı delilleridir. Aynen savaş esirleri gibi, savaşların doğal bir sonucu olan ve kaybedilen tüm Osmanlı coğrafyasından ölüm ve asimilasyon tehdidi nedeniyle kaçmak zorunda bırakılan sayıları milyonlara varan muhacirler de cemiyetin çok önemli bir faaliyet alanı haline gelmişti. Düne kadar imparatorluğun özgür vatandaşları iken bir anda sahip oldukları her şeyi geride bırakıp kısmen daha güvenli olduğunu düşündükleri yerlere doğru yollara düşmek zorunda kalan bu insanların elinden tutan Hilâl-i Ahmer olmasaydı, yıkımın çok daha büyük olacağı kuşkusuzdu. Muhacirler hakkında Hilâl-i Ahmer Mecmuaları nda sıklıkla yazılar yazılmakta ve muhacirlerin durumu, sayısı, ihtiyaç duyulan yardımın hacmi anlatılmaya çalışılmaktadır. Muhacirlere yardım konusunda cemiyetin yak- laşımının en iyi özetlerinden birisi mecmuaların 9. sayısının 271. sayfasında şöyle ifade edilmektedir: "… Muhacir denilince, emlâkini ve emvâlini terk ile peri ş an bir halde başka yerlere göçen ih- tiyar, kadın, çocuk, dul, yetim silsilesi anlaşılır. Sulh zamanında hal ve vakitleri yerinde olan bu bir milyonu mütecaviz halk bugün aç ve çıplaktır, bedbaht ve yalınayakdır. Hilâl-i Ahmer bunlar için elinden ne gelirse yapıyor, millet de gönlünden kopanı veriyor. Fakat felâketin dairesi çok büyükdür. Binaenaleyh bu hususda ibrâz edilecek fedakârlık da felâketin büyüklüğü ile mütenâsib olmalıdır... " Cemiyetin muhacirler konusundaki çalışmaları günümüzde de hız kesmeden devam eden göz yaşartıcı bir başarı öyküsüdür. Cemiyet kuruluşundan bu yana gerek merkezî yapılanması ve gerekse de şubeleri aracılığıyla olabildiğince her muhacire yardım elini uzatmış, yiyecek, içecek ve barınma ihtiyaçlarının yanı sıra sağlık sorunlarının çözümünde de üzerine düşeni yapmaya gayret etmiştir. Günümüzde de Türk Kızılayı bu tarihî görevini başarı ile ifa etmekte ve halen milyonlarca muhacire destek olmaya devam etmektedir. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti savaşta ve barışta kendisine ihtiyaç duyulan her zaman ve mekân- da hizmetlerini sürdürürken, bir yandan da tıpkı dünyadaki muadilleri gibi icraatlarını başta kendi toplumu olmak üzere bütün dünya ile paylaşmak ihtiyacı hissediyordu. Çünkü icra edilen bütün bu hizmetlerin hem daha fazla destek bulabilmesi hem yapılanların halk tarafından bilinmesi hem de gelecek kuşaklara aktarılabilmesi adına kayıt altına alınması gerekmekteydi. Cemiyet bu amaçları gerçekleştirebilmek adına bir süreli yayın çıkarmaya karar verdi ve elinizde bulunan bu değerli kay- naktaki tüm Hilâl-i Ahmer Mecmuaları, bu vesileyle ortaya çıkmış oldu. Cemiyetin mecmuayı neden
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=