HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 12 377 Hammâllar da mavnacılar gibidir. Hilâl-i Ahmer eşyâsını taşımak mevzûʻ-ı bahis olunca, onlar için gece gündüz, teneffüs zamânı yokdur. Çünkü o saʻy Hilâl-i Ahmer'e masrûfdur. Bütün bu saydığımız gruplardan başka, aynı teveccühü ve aynı hâli efrâdda da görüyoruz. Ana- dolu'ya giden bir meʼmûr mütedâhil maʻâşlarını Hilâl-i Ahmer'e terk ediverdi. Bir şirket ile meʼmûr- ları arasında herhangi bir alacak mesʼelesi ihtilâfının hallinden husûle gelecek meblağ Hilâl-i Ah- mer'e terk olunur. Bahse giren iki kimsenin o bahis uğruna koydukları para Hilâl-i Ahmer'e gönderilir. İzdivâc merâsiminde, sünnet düğünlerinde, mevlûdlarda, Hilâl-i Ahmer için para toplanır. Kahvehâ- nelerde ve ötede beride müzâyedeye çıkarılan bir fincân kahve, bir sigara, bir portakal ilh. gibi şeyle- rin müzâyede bedeli Hilâl-i Ahmer'e gönderilir. Yeni açılan kahvehâne, lokanta, berber dükkânı, fırın gibi kazanç yerlerinin ilk günlük hâsılâtı Hilâl-i Ahmer'e tahsîs edilir. Bu hâl yalnız İstanbul'a ve vilâyâta mahsûs değildir. Amerika'da mukîm Türklerin Hilâl-i Ah- mer'e gönderdikleri iʻâne cedvellerinde bir armudun seksen küsûr dolara, bir kutu lokumun üç yüz küsûr dolara bi'l-müzâyede satıldığı kaydediliyor. Mısır'da aylık kazançlarının bir kısmını Osmanlı Hilâl-i Ahmeri'ne ihdâ eden hayır-perver adamlar bulunduğu gibi Tunus'da da ara sıra hâsılâtını Os- manlı Hilâl-i Ahmeri'ne terk eden eğlence yerleri vardır. Bu satırları "edebiyât" yapmak maksadıyla yazmıyoruz. Bunlar şimdiye kadar olmuş ve her gün olan vekâyiʻdir. Bir gün râkımü'l-hurûf Hilâl-i Ahmer'e teberruʻ edilen mühim bir mikdâr eşyâ- nın tesellümüne gitmiş idim. Teberrruʻ edilen eşyâ yığınlar hâlinde hâzırlanmış idi. Hammâmbaşıya mürâcaʻat ederek çuvalların sağlam, sandıkların iyice kapalı ve fıçıların dolu olup olmadığını sor- dum. Hammâlbaşı sigarasını savurarak: "-Hilâl-i Ahmer için değil mi? Merâk etme efendi, en iyilerini seçdim!" dedi. Bu hizmetinden memnûn olduğu tavrından anlaşılıyor ve inşirâh-ı kalbîsi âşikâr görünüyor idi. Halk, Hilâl-i Ahmer'i seviyor; çünkü bu cemʻiyet halkın rûh-ı ihtiyâcından doğmuşdur ve hal- kın kendi mâlıdır. Âlem-i İslâm, Hilâl-i Ahmer'i seviyor; çünkü bir Tunus gazetesinin dediği gibi: "-Hilâl-i Ahmer, en büyük bir müessese-i hayriye-i İslâmiye'dir". Hilâl-i Ahmer, halkdan gördüğü bu teveccühden dolayı cidden müftehir ve medyûn-ı şükrândır. Hilâl-i Ahmer, inşâallah sulhun akdini müteʻâkib şimdiki Mütâreke zamânlarına âid âsâr ve semerât-ı faʻâliyetini millete bütün tafsîlâtıyla arz etdiği vakit, millet bu müesseseyi daha çok sevecek, daha fazla takdîr edecek ve bu ictimâʻî hayrâthânenin idâmesine ve teʻâlîsine daha ziyâde yardım edecek- dir. Hilâl-i Ahmer, bütün yardımcılarına husûsuyla yardımcılarının irşâdına çalışan bütün Türk ve İslâm matbûʻâtına alenen ve çok çok teşekkür eder. *** 22 Temmuz 1338 [1922] târîhine musâdif Cumartesi günü ale's-sabâh Hilâl-i Ahmer binâsına muttasıl hâneden yangın zuhûr etdiği haberi etrâfa intişâr eder etmez, Hilâl-i Ahmer binâsının za- rar-dîde olup [267] olmadığını anlamak üzere şehrin her tarafından akın akın merkez-i umûmîmize kadar gelerek istifsâr-ı hâtır edenlerin haddi hesâbı yok idi. Bu kalabalığın toplandığı bir sırada binâmızın önünden geçen doksanlık bir ihtiyâr sevimli çehresiyle halka hitâben:

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=