HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
III SUNUŞ 1868 yılında "Mecruhîn ve Marzâ-yı Askeriyeye İmdat ve Muâvenet Cemiyeti" adıyla kurulan Kızılay, 1877 yılında Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak tarih sahnesindeki ulvî sorumlulukla- rını yerine getirmeye devam etmişti. Bugün halen ülkemiz ve dünyanın dört bir yanında insanlığa hizmet ülküsüyle faaliyetlerini sürdürüyor. Dolayısıyla hali hazırda elimizde bir buçuk asrı aşan bir tarihî birikim ve eşsiz bir arşiv mevcut. Şüphesiz 150 yaşını doldurmuş bir arşivin her bir parçası müstesna kıymeti haizdir. Bu bilinçle KızılayArşivimizdeki bu kıymeti milletimizin istifadesine daha etkin sunuyoruz. Kurulduğu tarih ve faaliyet gösterdiği erken dönemleri itibarıyla Kızılay, kadim bir medeniye- tin temsilcisi olan Devlet-i Aliyye’nin çöküşü ile genç bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına şahitlik etmiş bir kurumdur. Bu geçiş döneminin çetin koşulları altında millet ve devlet olarak var olma mücadelemizin önemli paydaşlarından biri olarak Kızılay’ı zikretmek gereki- yor. Cemiyet, hem savaş hem de barış zamanlarında askerî ve sivil alanlarda çok önemli faaliyetlerde bulundu. Yaptığı hizmetlerle ilgili olarak halkı bilgilendirmek amacıyla yayın organı olan Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmuası ’nı çıkarıyordu. Böyle çetrefilli bir dönemde Cemiyetçe yapılan çalışma, gayret ve fedakârlıkların kayıt altına alındığı bir eser olarak Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmuası, döne- me ışık tutan detaylı veriler sunması açısından önemli bir eser olarak günümüze kadar ulaştı. Elinizdeki çalışma ile mevcut ilmî ve kültürel birikimi modern döneme taşıma, halkımıza ve bilim dünyasına kazandırma, bunlardan günümüz ve geleceğimiz adına dersler ve ibretler çıkarma hedefiyle Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmuası ’nın latinize edilmesi sürecini tamamlamış olduk. Çalış- malar esnasında gördük ki, ülkemizin ilk sağlık ve sosyal cemiyeti olan Türkiye Hilâl-i Ahmer Ce- miyeti’nin arşiv vesikaları olmadan Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemi hakkında konuşmak eksik olacaktı. Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmuası özelinde konuşacak olursak, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında sağlık sorunları ile nasıl mücadele edildiğini bu kaynak sayesinde hakkıyla idrak etme imkânına eriş- tiğimizi anlıyoruz. Tarihin her döneminde Kızılay’ın, düşenin elinden tutmaktan asla vazgeçmediği, yurt içi ya da yurt dışı her nerede olursa olsun ihtiyaç sahiplerinin yanında olduğu, bu mecmualarda sayısız kere ispatlanmıştır. Tarihimizin en zorlu dönemlerinde bile esirlerimize sahip çıkarak arkada nasıl kimseyi bırakmadığımız, bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusunda Kızılay’ın tarih boyunca yaptığı hizmetler bu mecmua sayesinde bir kez daha gözler önüne seriliyor. Osmanlı Devleti'nin artık yıkılma aşamasına geldiği, kurumların fonksiyonunu yitirdiği bir dö- nemde Hilâl-i Ahmer Cemiyeti üzerinden uluslararası diplomasi kanallarının insanlık adına nasıl kul- lanıldığını ve bu çabalardan nasıl sonuçlar alındığının örneklerine bu mecmualarda rastlıyoruz. Türk ordusunun savaştığı her noktada Mehmetçiğin yanında büyük fedakârlıklarla nasıl sağlık ve lojistik hizmeti sunduğu, cephelerin çökmemesi için ne büyük faaliyetler yaptığı, çöllerin ortasında sahra hastaneleri kurarak Mehmetçiği nasıl ayakta tuttuğu, susuz ve aç kalmasına müsaade etmediği, hulâsa Kızılay ruhunu bütün cephelerde nasıl yarattığının kahramanlık hikâyeleri bu mecmuanın sayfalarını
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=