HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 1 15 Osmanlı Hilâl-i Ahmeri'ne bir telgraf çekmeği teklîf etdim. Teklîfim kemâl-i lütuf ile kabûl edildiğin- den âtîdeki telsiz telgrafı çekdim: '-İstanbul'da Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'ne, Karacaali, Narlı, Kapaklı, Küçük Kumla ahâlîsinden bin kişi telâş ve korkudan muztariben sâhilde toplanmışdır. Bin beş yüz kişi istîʻâb ve irkâb edebilecek vapur gönderebilir misiniz? Der- saadet'de bunların ibâte ve iʻâşesini teʼmîn edebilir misiniz? Hiçbir teşebbüsde bulunmazdan evvel Dersaadet İngiliz Fevkalâde Komiserliği'yle temâsda bulununuz'. 17 Mayıs Salı günü heyʼet-i tahkîkiye Bryony gemisinde Yunan Mülâzımı Yani Kosta'nın 12, 13, 14, 15 Mayıs'da şibh-i cezîrenin cenûbunda istikşâfâtda bulunmak emriyle kumanda etdiği müf- zeresini gönderen Yirmi Sekizinci PiyâdeAlâyı Muʻâvini Papadopulos'un ifâdelerini istimâʻ etmişdir. Mülâzım Kosta, Yunan askerlerinin âteş eylemiş olmaları mümkün olduğunu kabûl ve fakat o tarafda cereyân etmiş vekâyiʻi tedkîk etmek lüzûmunu hissetmemiş olduğunu iʻtirâf etmişdir. Bu mülâzım, Kumla İskelesi'nde dört müsellah Türk'ü tevkîf etdirerek kurşuna dizdirmişdir. Bryony gemisi Fıstıklı ve Armudlu'ya gider iken kurşuna dizilen dört Türk'ün cesedlerini teşhîs etmek için Yunan mülâzımı ve muʻâvini ve İtalya tercümânıyla gitdim. Bârgîr ile bir sâʻat yürüdük- den sonra yedi maktûl cesedi bulduk ki, bunlar meyânında mülâzım, kendisinin kurşuna dizdirdiği dört Türk'den ancak birini tanıyabildi. '-Bu Türkleri tevkîf etmek emri verildiği hâlde niçin öldürdü[n]?' [diye] vâkiʻ olan suâlime cevâben mülâzım: '-Canım böyle istedi' dedi. Yunanîler Gemlik'e döndüler ve biz Kumla'ya avdet etdik. Yolda iki cesed daha bulduk. Akşâm sâʻat 10'da çete reîsi Gemlikli Yorgo'nun ziyâretini kabûl etdik. Yorgo tepeden tırnağa kadar müsellah olup müsellah bir çocuk ve bir asker tarafından terfîk ve köyden oldukça uzak bulu- nan ağaçların altında saklanmış bir asker müfzeresi tarafından taʻkîb ediliyor idi. Yorgo, Kosta'nın müfrezesiyle her tarafda berâber bulunduğundan ve köyleri âteşe tutduğundan dolayı iftihâr ediyor idi. Bizden ayrılır iken bu üç kişi, Küçük Kumla'ya gitmek üzere sâhilde toplanmış olan ahâlîden üç bârgîr çalmışdır. Sâʻat 18'de avdet eden heyʼet-i tahkîkiye, Yunan fırka generalini haydûd Yorgo'nun orada is- bât-ı vücûd etdiğinden haberdâr etmişdir. Bryony avdet eder iken dağlardan inip Kapaklı'da bırakıl- mış iki yüz kişiyi hâmil iki mavna çekdi. 18 Mayıs Çarşamba günü heyʼet Türk mahallelerinde toplanmış ve Türk muhâcirlerin ifâdele- rini hükûmet konağında istimâʻ etmişdir. Gece sâʻat 21'de Hilâl-i Ahmer'in gönderdiği İnebolu vapuru gelerek Bryony gemisinin projek- törü yardımıyla sâhilde bulunan muhâcirleri aldıkdan sonra sabahleyin sâʻat ikide dopdolu bir hâlde avdet etmişdir. İnebolu bütün muhâcirleri alamadığından açlıkdan ölmek tehlikesine maʻrûz kalmış Gemlik muhâcirlerini dahi kurtarmağa Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti ile müttefikan karâr vermiş olduğu- muzdan Beynelmilel Salîb-i Ahmer Cemʻiyeti Dersaadet'den dâimî murahhası Yüzbaşı G. Burnier'ye hitâben İnebolu vapuruyla [11] bir mektûb göndererek Salîb-i Ahmer bayrağı altında seyr u sefer edip Hamburg'dan Novorosisk'e gitmek üzere İstanbul limanında bulunan ve bütün muhâcirleri bir defada nakledebilecek kadar büyük olan Wygbert vapurunun buraya tahrîk ve iʻzâm edilmesini taleb etdim. 19 Mayıs Perşembe günü fırkanın bir irtibât zâbiti, Yunan Generali Leonardopulos'un emriyle

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=