HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 1 16 çete reîsi Yorgo'yu gemiye götürmüşdür. Yorgo, dünkü beyânât-ı mağrûrânesini, sarhoşluk sâikasına atfederek Kosta'nın müfrezesine ancak rehber sıfatıyla refâkat etdiğini ve köylere âteş veren kendisi değil, belki Yalova Rum haydûdları olduklarını ve gerek kendisi ve gerek zâbit, köyleri âteşe verir iken bunları gördüklerini söyledi. Sâʻat 22'de ikinci defa olarak İnebolu ve bunu taʻkîben Gayret, Galata ve Gelibolu vâsıl oldu- lar. İngiliz Fevkalâde Komiserliği, bu muhâcirlerin İstanbul'a nakledilmelerine muʻârız kaldığı için Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti ve Yüzbaşı Burnier bu vapurların iʻzâmı için lüzûm görülen ruhsatnâmenin istihsâlinde güçlük çekmişlerdir. İngiliz Fevkalâde Komiserliği, Wygbert vapurunun mürettebâtı Al- man olduğundan iʻzâmına müsâʻade etmemişdir. 20 Mayıs Cuma günü muhâcirlerin irkâbına hasredilmişdir. General Leonardopulos, esnân dâ- hilinde bulunan 145 kişiyi alıkodu. Ben bunların isimlerini kaydetdim. Bundan başka general gitmek arzusunda bulunmuş olan Gemlik Türk ahâlîsini alıkodu. Yunan zâbitleri, ahâlîyi iʻâşe etmek maksa- dıyla Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'nin göndermiş olduğu erzâkın vapurdan ihrâcına mümânaʻat etmişler idi. Heyʼet-i tahkîkiye reîsi, General Franks'in mürâcaʻatı üzerine Gemlik Türk tabîbine bir sandık eczâ ve pansuman verilmesine müsâʻade edildi. Kumla ve mücâvir sevâhiliyle Gemlik'den İstanbul'a nakledilen muhâcirlerin adedi 2.602'ye bâliğ olmuşdur. 21 Mayıs'a musâdif Cumartesi gecesini İstanbul'dan gelecek taʻlîmâta intizâren Tuzla önünde geçirdikden sonra heyʼet Cumartesi sabâhleyin Yalova'ya giderek şikâyetleri olan Rum ve Türklerin ifâdelerini istimâʻ etdi. 15 Nisan'a kadar devâm etmiş olan Üçüncü Yunan Fırkası'nın idâresi zamâ- nında oranın âsâyişi muhtel değil iken, Yüzbaşı Papayorgo'nun vusûlüyle yangınlar, kıtâller başlamış ve ihrâk edilen on altı köyden kurtulabilmiş pek az halk, Yalova ile yakılmamış Samanlı ve Akköy nâmındaki köylere ilticâ etmiş ve takrîben 6.000 kişiden mürekkeb olan ahâlînin kısm-ı mütebâkîsi ortadan kaldırılmış idi. Heyʼet daha fazla muhâcir kurtarmağa meʼzûn olmadığından Yalova'da tahkîkâtına devâm etmemişdir. Öğleden sonra vaktiyle tamâmıyla Türk ve bugün tamâmıyla Rum olan ve Yalova'nın garbında kâin Çınarcık ve baʻdehû Engürü köylerini ve maʻiyetinde Yunanlı asker olduğu hâlde tamâmıyla yakılmış ve bomboş kalmış olan Yüksek Kocadere ve Alçak Kocadere nâmında iki Türk köyü[nü] ziyâret etmişdir. Burada heyʼet, insân ve hayvân kemikleri bulmuşdur. 22 Mayıs Pazar günü heyʼet vazîfesini hitâm bulmuş addederek İstanbul'a avdet etdi. 24 Mayıs Salı günü iʼtilâf fevkalâde komiserleri, heyʼetin ısrârı üzerine Yalova ahâlîsini tah- liye etmeğe karâr verdiklerinden Hilâl-i Ahmer, Gülnihâl vapurunu iʻzâm etmişdir. Yüzbaşı Lukas (Fransız), Mülâzım Holland (İngiliz) ve Mülâzım Bonaccorsi'den (İtalyan) mürekkeb beynelmilel heyʼetine bir İngiliz tercümânı ve bir polis refâkat etmişdir. Heyʼet ile berâber Londra Dârülfünûnu muʻallimlerinden Manchester Guardian Gazetesi Muhâbiri Mister A. J. Toynbee ile zevcesi ve ben bulunuyor idik. Beş aydan beri memleketde bulunan Mister Toynbee'nin elinde, Yunan cebhelerinde serbestçe dolaşmak üzere Yunan Ordusu Kumandanı General Papulas tarafından verilmiş bir ruhsat- nâme var idi. Bu ikinci seyâhat her ne kadar iki gün devâm etmiş ise de birinciden daha müheyyic oldu. Vekâ- yiʻin tafsîlâtına girişmek istemediğimden yalnız iki vakʻa kaydetmekle iktifâ edeceğim. [12] Yakılmamış iki köyden biri olan Akköy'de, heyʼet bir mahallenin on gün evvel tamâmıyla

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=