HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 1 22 Muhtelif yerlerde insân öldüren ve köy yakan şerîrler de şunlardır: Hacı Mehmed Çiftliği'nde çalışan Mihal ve Hristo, Elmacıklı Toma, Yunan yüzbaşısının mah- rem-i esrârı ve pek sıkı dostu Elmacıklı Kosti, İstanbullu Kosti. Raporumu bitirmeden evvel Yüzbaşı Fransız Luka, Mülâzım-ı Evvel İngiliz Holland, Mülâ- zım-ı Evvel İtalyan Bonaccorsi, Beynelmilel Salîb-i Ahmer Delegesi Mösyö Gehri ve Manchester Guardian Gazetesi Muhâbiri Mister Arnold Toynbee ile zevcesine, vazîfelerinde gösterdikleri fe- dâkârlık ve âlî-cenâblıkdan dolayı teşekkür etmeyi vecîbeden addederim. Hilâl-i Ahmer heyʼetine gelince; kâffesi vazîfelerini îfâda âdetâ birbiriyle rekâbet etdiler ve karşılarında tecellî eden sefâlet levhasının azameti önünde hayâtlarını istihkâr edercesine çalışdılar". (Mâbaʻdi var.) _______________ HİLÂL-İ AHMER'İN FAʻÂLİYETİ 1330-1336 (1914-1920) Beynelmilel Salîb-i Ahmer Cemʻiyeti'nin ara sıra daʻvet etdiği beynelmilel kongreler Harb-i Umûmî'nin devâm etdiği müddetçe akd-i ictimâʻ edememişdir. Mütâreke'den sonra ve şu son zamân- larda münâsebât-ı beynelmileliye az çok tavazzuh etmeğe başladığından Beynelmilel Salîb-i Ahmer Kongresi geçen Mart'da, Cenevre'de akd-i ictimâʻ etdi. Bu kongreye iştirâk eden Hilâl ve Salîb-i Ah- mer Cemʻiyetlerinden 1914-1920 senelerine kadar olan faʻâliyetlerine dâir bir rapor istenildiğinden cemʻiyetimiz dahi hemşîre cemʻiyetlerine imtisâlen taleb olunan raporu Hilâl-i Ahmer Reîs-i Fahrîsi Müderris Doktor Besim Ömer Paşa ve Reîs-i Sânîsi Müderris Doktor Âkil Muhtar Bey'e tevdîʻan gönderdi. Mezkûr kongrede aynı zamânda Ahmed İhsan ve Ziya Beyler de, Hilâl-i Ahmer'i temsîl ediyorlardı. Hilâl-i Ahmer'in faʻâliyetinden, mecmûʻamızın kârilerini haberdâr etmek arzu etdiğimizden matbûʻ Fransızca raporun da ayrıca tercemesine başlıyoruz. [17] Hilâl-i Ahmer'in Târîhçesi Türkiye ancak 5 Temmuz 1865 târîhinde, 1864 senesinin Cenevre Mukâvelenâmesi'ni imzâ etmişdir. Fakat 1869'da İstanbul Mekteb-i Tıbbiyesi muʻallimlerinden Doktor Abdullah Bey ile mek- teb-i mezkûr nâzırı Marko Paşa gibi insâniyet-perver zevât, Mecrûhîn-i Askeriye İmdâd Cemʻiyet-i Osmaniyesi nâmıyla bir cemʻiyetin nizâmnâmesini kaleme almışlardır. Hükûmet-i Osmaniyece na- zar-ı ehemmiyete alınmayan bu nizâmnâme, âkıbet Cenevre Mukâvelenâmesi gibi unudulmuşdur. 1876'da Türkiye'ye tâbiʻ olan Sırbistan ve Karadağ iʻlân-ı isyân etdiler. Bu isyânı basdırmak için açılan harbin netîcesi olarak İstanbul'a akın akın mecrûhîn ve zuʻafâ-yı askeriye gelmeğe başladı. O zamân henüz ibtidâî bir hâlde bulunan böyle bir cemʻiyetin mevcûdiyet-i ihtiyâcı yeniden hissolun- mağa başladı. Salîb-i Ahmer müessislerinden Mösyö Moynier, Cenevre Mukâvelenâmesi ahkâmın- dan istifâde edebilmesi için Türkiye'nin bir Salîb-i Ahmer Cemʻiyeti'ne muhtâc olduğunu Doktor Peş- temalcıyan Efendi'ye (bilâhare Peştemalcıyan Paşa) yazdı. İhtiyâc şiddetle hissedilmiş olduğundan Türkiye'de büyük insâniyet-perverin nasîhatı, kemâl-i dikkat ile nazar-ı iʻtibâra alındı. İlk Mecrûhîn ve Zuʻafâ-yı Askeriye İmdâd Cemʻiyet-i Osmaniyesi 14 Nisan 1877'de teessüs etdi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=