HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 1
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Mecmû ‘ ası Sayı 2 47 vakit, ziyâretimizin sebebini açıkça anlatmağa ve kendilerini tehdîd eden tehlikenin büyüklüğünü îzâha koyuldum. Ufak bir münâkaşadan sonra, ahâlî umûmiyetle köyü terk etmeğe ve köylerini Al- lah'a emânet bırakmağa karâr verdiklerini söyledi. Bunun üzerine zemîn ü zamâna münâsib birkaç söz daha söylendikden sonra gözyaşları içinde câmi‘i terk etdim. Bir müddet sonra, tekrâr ilk toplandığımız yere geldiğimizde, bütün köy halkını hâzır bulduk. Burada kendileriyle resmen görüşerek İstanbul'dan bazı âilelerden gönderilen mektûbları yeden be- yed tevdîʻ etdim. Köylüler hâzırlanmak için bir gün müsâʻade taleb etdiler. Yalnız onları düşündüren cihet, mâlik oldukları beş-altı yüz bin okka zeytin ve yüzlerce hayvânâtın nakli mesʼelesi idi. Biz ahâlînin ertesi günden iʻtibâren hâzırlanıp Yalı'ya inmesini münâsib görerek ahâlî mümessillerine ol vechile teblîgât-ı lâzımede bulunduk. Bizim için Yunan zâbitiyle ihtilâfı halle çalışmakdan başka yapılacak bir şeyimiz kalmıyor idi. Tasavvurumuzu Yunan zâbitine söylediğimizde mûmâileyh ken- disinin aldığı emir hilâfına bir şey yapamayacağını ve Gemlik'den istîzân edeceğini söyledi. Hâlbuki biz sâir gitdiğimiz yerlerde aynı müşkilâta tesâdüf etdiğimiz için bu sözlerin ehemmiyetini epeyce anlar idik. Nihâyet biz zâbite Gemlik'den taʻlîmât almasını teklîf ve ancak cevâb alıncaya kadar ahâlî- nin vapura binmesine mâniʻ olamayacağını tefhîm etdik. Zâbit de bunu kabûl etdi. Akşâm yaklaşmış olduğundan biz vapura döndük. Ertesi günden iʻtibâren ahâlîyi vapura almağa başlayacak idik. (Mâbaʻdi var.) HİLÂL-İ AHMER'İN FAʻÂLİYETİ (Birinci numaradan mâbaʻd) Ordu Sıhhiye Dâiresi'ne Muʻâvenet Hilâl-i Ahmer, teʼsîs ve idâre etdiği hastahâneler ile Ordu Sıhhiye Dâiresi'ne ibzâl eylediği muʻâvenetden başka, büyük mikdârda çamaşır ve ilâc vermek ve Amerika'dan bilhâssa sipâriş etdiği otuz seyyâr arabayı ihdâ ve teberruʻ etmek sûretiyle de sıhhiye-i askeriyeye ayrıca muʻâvenetde bu- lunmuşdur. Başkadın efendinin riyâseti tahtında bulunan Hilâl-i Ahmer Hanımlar Cemʻiyeti'nin de Sıhhiye Dâiresi'ne etdiği muʻâvenet gâyet kıymetdâr idi. Bu hanımlar yüzlerce kadınları çalışdırarak orduya iktizâ eden çamaşırları vâsiʻ bir mikyâsda ihzâr etmeğe muvaffak olmuşlardır. İstanbul'a gelen hasta ve mecrûhînin adedi tezâyüd etdiği günlerde, Ordu Sıhhiye Dâiresi'nin bunların hepsine takayyüdât-ı lâzımede bulunacak vüsʻ ü zamânı yok idi. Hilâl-i Ahmer bu ciheti de nazar-ı dikkate alarak bu iş ile iştigâl etmek üzere Sirkeci İstasyonu'nda ayrıca tertîbâtda bulundu ve hasta ve mecrûhîni İstanbul hastahânelerine nakletmek için araba ücreti olmak üzere 4.000 altın lirayı mütecâviz bir mikdâr para sarf etdi. Bundan başka, Kalikratya'daki mecrûhîni Dersaadet'e îsâl etmek üzere bir vapur istîcâr etdi. Gerek bu vapurda gerek Sirkeci İstasyonu'nda [36] mecrûhîne çay, ekmek, şeker verilir idi. Âfetzedegâna Muʻâvenet 1912 senesinde Mürefte ve Şarköy zelzelesi âfetzedegânının imdâdına şitâbân olmak üzere ma- hall-i kazâya bir heyʼet gönderildi. Aynı maksad ile İmroz adasına da ikinci bir heyʼet iʻzâm edildi. Bu iki heyʼet, âfetzedegâna, meskenlerine avdet edinceye kadar takayyüdât-ı lâzımede bulunmakdan geri kalmadılar.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=