HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 84 4390 Mayer ve Helmholtz taraflarından îzâh edilen bu kânûn şu sûretle hulâsa edilebilir: "-Zâyiʻ olan muʻayyen bir kudret mikdârına mukâbil tamâmen muʻayyen gayr-ı mütebeddil sû- retde müsâvî bir harâret mikdârı zuhûr eder". Meselâ bir buhâr makinesinde zâyiʻ olan harâret amel-i mihânikîye münkalib olur. Uzviyetde âsârını gördüğümüz [587] deverân, teneffüs, ifrâzât-ı dâhiliye cümle-i asabiyenin faʻâliyeti gıdâların husûle getirdikleri kudretlerin dâhilî kudretlere inkılâb etme- sidir". Yürümek, gezmek, atlamak, yüzmek, koşmak gıdâların vücûdumuza verdikleri kudretlerin amel-i mihânikî-i hâricîye inkılâb etmesidir. En iyi taʻyînlere göre: 1 kilogram kalori 427 metre kilogramlık kudret-i mihânikiyeye muʻâdildir. 427 metre kilogram yani 427 kilogram üzerinde bir cismi bir metre irtifâʻa çıkarmak için sarf edilen amel-i mihânikîdir. Aynı zamânda bir kilogram suyu sıfır derece-i harâretden bir derece-i harâ- rete teshîn eden mikdâr-ı harâret bir kilogramın 427 metre irtifâʻına ve 427 kilogramın bir metre irtifâʻına kaldırılmasına muʻâdil olan kudret-i mihânikiyenin ziyâʻından husûle geliyor. Mayer ve Helmholtz'un îzâh etdikleri üzere bu muʻâdelet prensibi umûm fiziğin bir esâsı, kânû- nudur. Her hükmî, kimyevî hâdisede kudretin heyʼet-i mecmûʻası yani münferid kudret envâʻının yekûnu gayr-ı mütebeddil kalır. Buna "tahaffuz-ı kudret kânûnu" denir. Tahaffuz-ı kudret, tahaffuz-ı nesil kânûnundan başka bir şey değildir. Herhangi bir kudret zâhiren gâib olur. Hakîkatde diğer başka bir kuvvete inkılâb etmişdir. Diğer bir nevʻ kudretin zuhûr etdiğini ifâde eder. Her tabîʻî hâdise bir kudret tahavvülünden ibâretdir. Hiçbir vakit mukâbilsiz kudret tevlîd edilemediği gibi imhâ da edi- lemez. Yukarıda işâret edildiği vechile bu maʻlûmât vâsıtasıyla eski bir felsefî fikir, kâbil-i ifâde bir şe- kil almışdır. Bu fikir bizzât vâkıʻanın mâddenin mikdârına vuzûhlu bir müşâbehetde bulunan mâdde gibi tahaffuz kânûnuna tâbiʻ olan kemmiyet kâbil-i mesâha bir kemmiyet olduğudur. Descartes'ın pek bulanık olarak sönük hatlarla tanıtmak istediği bir vâkıʻayı, Helmholtz vâzıhan bi'r-riyâziye kâbil-i ihâta ve idrâk mikyâsı mefhûmları sûretinde tesbît etdi. Aynı vechile Lavoisier tahaffuz-ı mâdde kânûnunu bulmakla âlemdeki mâddenin ne tezyîd ve ne de tenkîs edilemeyeceğini göstermek sûre- tiyle doğru ilmî bir ifâde bulmuşdur. Bugün kendilerine kudretçi nâmı verilen ve rehberleri Wilhelm Ostwald olan bir tabîʻiyât felsefesi mektebi vardır. Onlara göre her şey kudretden ibâretdir. Meselâ bir kilo dinamitin içerisinde gizli bulunan barut bir kudretdir. Vücûdumuza idhâl etdiğimiz gıdâlar hepsi kimyevî kudretlerdir. Onlar vücûdumuzda muhtelif şekillere inkılâb ediyor. Biz de kuvvetin muhtelif tezâhürâtını görüyoruz. Kudret zî-hayât mevcûdâtda muhtelif şekillerde tezâhür eder. Hareket Şekli Hareket hayvânlarda ve bazı nebâtlarda görülür. Harâret Elimizi vücûdumuzun herhangi bir tarafına koysak veya bir termometreyi kolumuz altına veya bacaklarımız arasına veya ağzımıza koyacak olursak bunu da anlarız. Ziyâ şeklinde tezâhür eder. Bazı hayvânlar ziyâ neşrederler. Bazı balıklarda bu ziyâ neşretmek hâssası vardır. Bu ziyâ neşretme hâssası protoplazmanın faʻâliyeti ile alâkadârdır. Bazı hayvânlarda görülen ziyâdâr hâl mikropların

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=