HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 84 4392 avcılıkda kullanılan bir kanca idi. Demek oluyor ki, bu balina 36-40 sene kadar bu kancayı yağ taba- kalarının derinliklerinde taşımış idi. İkinci Müşâhede: 1890 târîhinde Windward tarafından Grönland civârında öldürülen bir bali- nanın yağ tabakası dâhilinde gömülüp kalmış olan bir kanca bulu[n]muş, bu kanca 1850 târîhlerinde kullanılan kancalara benziyordu. Demek oluyor ki, bu balina da diğeri gibi kırk sene kadar evvel yaralanmış bulunuyordu. Üçüncü Müşâhede: 1894 senesinde Terra Nova arâzî-i cedîdede büyük bir balina balığı öldür- müşlerdi. Bu balinanın yağ tabakasında Jean ismini taşıyan bir kanca bulmuşlardı. Bu kancayı hayvân 40 sene kadar sırtında taşımış idi. Balina balığı avcılığı yapanlar büyük ve kâhil balinalara kanca atmakdadırlar. Bu hayvânlarda kâhil yaş 25-30 seneleri arasındadır. Bu balinaların mecrûh oldukları zamân 30-35 yaşında bulundukları anlaşılmakdadır. Kancayı da kırk sene kadar taşıyorlar ve bu esâsa binâen öldürülen balinaların asgarî bir hesâb ile 65 veya 70 yaşında olması îcâb ediyor. Yetmiş ya- şında öldürülen bir balina eğer avcılara rast gelmemiş olsaydı elbette daha birçok seneler muʻammer olacakdı. Bir hesâb-ı takrîbî ve ihtimâlî ile balinanın 80-100 sene yaşaması ihtimâli kavîdir. Balina balıkları dünyâda çok azalmışdır. Tahmînlere nazaran Şimâl Denizi'nde bulunan balina balıklarının mikdârı 400 adedini geçmemekdedir. Balinalarda haml müddeti 9-14 ay kadar devâm etmekdedir. Balina iki senede bir defa olmak üzere yavrular. İrzâʻ müddeti bir senedir. Eğer balina balıkları çok yaşamamış olsalardı bugün bali- na neslinin inkırâz bulması îcâb edecekdi. Hayvânâtdaki tûl-i ömürden bahseden Weismann'ın bir kitâbı vardır 3 . Michelle Chalmer'[in] Londra Hayvânât Cemʻiyeti tarafından neşredilen bir bültende bu husûsda kıymetli bir mesâʻîsi vardır 4 . Bu zât hakîkî bir ulûm-ı tabîʻiye müteveggılidir. Mesâʻîsi pek derin bir saʻyin mahsûlüdür. Elinde mevcûd vesâik-i müsbeteye istinâden ecnâs-ı muhtelifedeki tûl-i ömürden bahseden ya- zılarını neşretmişdir. Bu neşriyât Londra Hayvânât Cemʻiyeti bâğçesindeki hayvânâta âid tutulan defterdeki kayıdlardan iktibâs edilmişdir. Hayvânın bâğçeye târîh-i vürûdunu, târîh-i vefâtını, bâğ- çede tevellüd eden hayvânların târîh-i tevellüdünü ve târîh-i vefâtlarını alarak bunlardan hayvânların yaşları hakkında oldukça sahîh maʻlûmât elde edebilmişdir. Gönül arzu ediyor ki, hür ve ser-âzâde hayvânların yaşayışları hakkında bir maʻlûmât top- la [590] nabilmek kâbil olsun. Bu iktibâs edilen neşriyât, hayvânın mahbûs bir hayât geçirdiği zamân elde edilen bir istatistik cedvelidir. Bir fil büyük ve sık ormanlar arasında kendine muvâfık şerâit altında daha hür ve sâkin bir hayât yaşamakdadır. İnsânların cemʻiyet dâhilinde yaşamalarından dolayı belki de husûle gelen ömür kısalığı esîr bir hayât yaşayan hayvânât ile aynı derecededir. Medeniyetin birçok kavâʻidi ve riʻâyet edilmesi mecbûrî birçok prensipleri vardır. Medenî bir insân, ibtidâî bir insân gibi nâ-mütenâhî yeşillikler arasında, bâkir ormanlar içerisinde taşdan kulübe- sinde veya karanlık bir mağara içerisinde müsterîh uyumaz. Medenî insânda endîşe-i ferdâ, fikr-i istikbâl birçok asil ve temiz gâyelerle hayâta merbûtdurlar. Bu hâdiseler ömr-i beşeri kısaltmakdadır. Beşeriyetin her gün bin türlü ıztırâb veren vâkıʻaları karşı- sında bî-his durmak gayr-ı kâbildir. Hissetmek; bu bizim en büyük bir hâssamızdır. 3 Sur La Duré de La Vie . 4 On Longevity and Relative Viability .

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=