HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 85 4454 doğar. Bunların ikisi evlenerek iki hypospadias çocuğu olur. Bu çocuklardan birinden yine hypospa- dias bir çocuk doğar. Üçüncü batnın üçüncü hypospadiası kezâ üç hypospadias evlâd sâhibi oldukdan sonra vefât [10] eder. Dul kalan zevcesi, zevcinin vefâtından on sekiz ay sonra bir erkek ile tekrâr izdivâc eder. Bu erkeğin ne kendisinde ne de ebeveyninde hypospadias yokdur. Maʻamâfîh kadın bu sağlam erkek- den hepsi hypospadias olmak üzere dört oğlan çocuğu doğurur. Bunlardan birisi hypospadias olmayan üç çocuk sâhibi olur. İkincisinden biri hypospadias ol- mak üzere dört çocuk doğar. Üçüncüsünün hypospadias olmayan üç çocuğu olur. Bunların birisi de izdivâc ederek hypospadiasa gayr-ı mübtelâ iki oğlu, dördüncüsü hypospadias bir çocuk sâhibi olur. Pek mükemmel olan bu müşâhede zikre şâyândır. Bu bir tarafdan hâdise-i işbâʻiyenin delîlidir. Diğer tarafdan hayât-ı ruşeymîden başlamış bir sû-i teşekkülün dâimî sûretde intikâli müsbetdir. Meselâ bir beyâz kadın bir Habeş ile evlenir. Habeş vefât eder. Beyâz kadın yine beyâz bir erkek ile evlenir. Doğan çocukları bazen tamâmıy- la Habeş veya açık çikolata renginde olabilir. Beyâz kadında birinci kocasından aldığı teʼsîr bi'l-işbâʻ devâm edebilir. İşbâʻ menbaʻının telkîh edilen beyza üzerine bir teʼsîri ile îzâh olunur. Bazı müellifler için bu teʼsîr pek gayr-ı tâmdır. Bazıları için de pek büyükdür. O derece ki, âdetâ evvelce yapılmış sayılan bir çocuğu doğurmak için muahhar bir mukârenet vukûʻuyla bir tenbîh kifâyet eder. Corendon, vâlidenin uzviyetin cenîn vâsıtasıyla işbâʻ edildiğini kabûl ediyor. Bu işbâʻ sâyesin- de vâlide beyzâtına diğer bir erkeğin ilkâhı münâsebetiyle tezâhür eden yeni bir takım kâbiliyetler iʻtâ eder. Mösyö Buchard, buna müşâbih bir mihânikiyet dermeyân ediyor. Spermatozoidin hubeybâtı ru- şeymin hücerâtı derûnunda tezâʻuf etdikden sonra müvellidin hücerâtında mâlik oldukları aynı faʻâli- yet-i iğtidâiye ile tekrâr buluşurlar. Aynı hâsılât-ı münhalleyi iʻtâ ederler ki, bunlar deverân-ı rahmî-i meşîmî ile gidip hücerât-ı mâderi işbâʻ ederler. Beyzât dahi dâhil olduğu hâlde bu hücerâtın faʻâliyet-i iğtidâiyesine birinci pederin bi'l-vâsıta olan teʼsîriyle tahavvül etmişdir. Diğer hayvânâtda da irsiyetin tûl-i ömür üzerine teʼsîrini müşâhede edebilmek kâbil midir? Hayâtı kısa olan bir cins[i] mütâlaʻa ederek bu husûsu tenvîr edebiliriz. Bu tecrübe sirke ve meyvelerin tahammürâtıyla yaşayan küçük, kırmızı gözlü ve esmer vücûdlu drosophila melanogas- terler üzerinde yapılmışdır. Bu küçük sinek, meyve ve onun tahallülünden husûle gelen mevâddı, mayaları çok sevmek- dedir. Geçirdiği edvâr-ı hayâtiye maʻlûmdur. Yumurtaları 24 sâʻat sonra sürfeye inkılâb eder. 3 ve 4'üncü günü pupe husûle gelir. 4 ve 5'inci gün zarfında kâhil şeklini kazanır. Kâhil şeklini kazanır kazanmaz 24 sâʻat sonra yumurtlamağa başlar. Kâhilin ömrü 1 günden 90 güne kadar devâm etmek- dedir. Bunların günleri insânların senelerine tevâfuk etmekdedir. Bu sinekler jelozla beslenmişdir. Je- loz mahlûlüne bir mikdâr muz ve bir mikdâr da arpa mayası ilâve edilmişdir ve 25 derecelik harârete maʻrûz bırakılmışdır. Kazâ sûretiyle vukûʻa gelecek ölümlere mâniʻ olmak için müdekkikler bütün gayretlerini sarf etmişlerdir. Vefeyât-ı kânûnî drozofillerle insânlar arasında tamâmen mütecânis bulunmuşdur. Yani sineğin bir günlük [11] ömrü insânın bir senelik ömrüne mukâbil tutulduğu hâlde ikisinde de hayât imtidâdı- nın hemen aynı hudûdlar dâhilinde raks etdiği görülmüşdür. İnsân için 30 ile 50 sene drozfillere göre de 30 ile 50 gün arasındaki devrede ölüm insânlarda drozfillere nazaran daha seyrekdir. Fakat buna mukâbil ihtiyârlık zamânında insâna âid münhanînin sükûtu diğerinden daha hâd mertebededir. Droz-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=