HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 87 4535 [27] MEDENÎ VAZÎFE -Hilâl-i Ahmer Merkez ve Şuʻbelerine İthâf- Cemʻiyet hâlinde yaşa[ya]n insânların birbirlerine karşı îfâya mecbûr bulundukları ictimâʻî ve medenî vezâifden biri de hem-cinsinin yardımına yetişebilmekdir. Bu vazîfe ictimâʻî olduğu kadar tabîʻî ve beşerîdir de. İnsânın ferd iʻtibârıyla hayâtı tedkîk olunurken farazâ yolda giden bir adamın düşdüğünü gören hem-cinsinin ona alâkasızlık göstermeyeceğini, pek tabîʻî bir hareketle gidip yar- dım edeceğini, her ferdin elem ve ıztırâb içinde bulunan diğer ferdin bu elem ve ıztırâblarına yabancı kalamayacağını ve mutlakâ bir alâka göstereceğini teslîm etmeyecek kimse yokdur. Ferd üzerinde yapdığımız bu müşâhedeyi bir heyʼet-i ictimâʻiyeye tatbîk hâlinde bu vezâifi kimin yapdığını düşün- düğümüz zamân bilâ-tereddüd hâtıra gelen, o heyʼet-i ictimâʻiye içindeki "hayır müesseseleri"dir. Bizdeki hayır müesseselerinin en kudretlisi herkesin bildiği gibi âm ve şâmil yardımlarını en ücrâ köşelere kadar yetiştiren Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti'dir. Hangi ıztırâb sahnesi vardır ki, Hilâl-i Ahmer'in cenâh-ı şefkat ve reʼfeti oraya uzanmış olma- sın? Hangi elem bucağı gösterirsiniz ki Hilâl-i Ahmer'in tesliyetsâz yardımı oraya sokulmuş bulun- masın? Beşeriyet için âfetlerin en fecîʻi olan harb zamânlarında vatan için temiz kanlarını akıtan kah- ramânların yaralarını onun şefkatli elleri sarıyor. Tâliʻsiz esîrlerin yaşadıkları karârgâhlarının etrâfını kuşatan dikenli tel örgüleriyle bu tellerin nukât-ı muhtelifesinde bulundurulan nevbetçilerin haşîn süngüleri arasında içeriye hiçbir şey giremezken yalnız Hilâl-i Ahmer'in şefkati bir bahâr rüzgârı gibi hulûl ederek her esîrin hâtırını soruyor. Anadan, babadan, âileden, evlâddan her bed- bahta selâm ve tesellî getiriyor. Hânmân-sûz bir yangın, bir köy, bir kasaba, bir şehri harâbezâra çevirdiği esnâda derhâl o harâbe- ler ortasında bir Hilâl-i Ahmer şefkat bayrağının yükseldiğini görüyoruz. Yangından evsiz, yurdsuz, elbisesiz, gıdâsız olarak perîşân çıkan zavallıların bu timsâl-i şefkat bayrağının altına sığınarak gıdâlarını, çorbalarını ve her türlü tesellîlerini orada bulduklarını biliyoruz. Zelzeleler, tuğyânlar vesâir ictimâʻî âfet- lerin hudûsu hâlinde bu ıztırâblarla karşılanan insânlara Hilâl-i Ahmer en müşfik bir melceʼ, en kuvvetli penâh oluyor. Daha pek yakında iki büyük âfet karşısında bu mukaddes cemʻiyetin aza- met-i kudretine bir kere daha şâhid olmadık mı? İzmir zelzelesi şirin Torbalı'yı hâk ile yeksân ederken yetişen Hilâl-i Ahmer'in 1.500 çadırı 10.000 felâketzede vatandâşı yağmurdan, soğukdan ve bi'n-netîce sefâlet ve hastalıkdan kurtarmadı mı? Orta Anadolu'da çetin bir hâlde devâm eden kuraklık yü- zünden açlığa mahkûm zannedilen vatandâşlara Hilâl-i Ahmer heyʼetlerini köy köy dolaşarak un ve gıdâ yetiştirmekde olduğu bir hakîkat değil mi? [28] Bu ulvî ve kudsî vezâifini muvaffakiyetle başarabilmek için cemʻiyet her vatandâşdan nasıl bir yardım bekler? Hilâl-i Ahmer Nizâmnâme-i Esâsîsi 'nin bir mâddesi buna gâyet sarîh ve açık bir cevâb veriyor: Senede bir lira vererek Hilâl-i Ahmer'e aʻzâ olmak. Hilâl-i Ahmer Cemʻiyeti fâhir aʻzâsından Sinop Hilâl-i Ahmer Merkezi Kâtibi H. Hilmi Bey
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=