HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 87 4537 muhâfazası için ehl-i vukûf kimseler tarafından yapılan tecârübün netâyici gibi ahvâl ancak kifâyet edebilmişdir. Bu son aylar matbûʻâtında okunan makâlât kimyâ silâhının ale'l-husûs bunun havâî şeklinin menʻi hakkındaki hareketin âheste âheste ve göze çarpacak derecede ilerlemekde olduğunu hisset- dirmekde ve bi'n-netîce milletler yavaş yavaş kimyâ harbinin havâ harbiyle iştirâkinin îkâʻ edeceği korkunç tahrîbâtın tahayyül edilemeyecek bir dereceye varacağı kanâʻatini perverde etmekdedirler. Gayr-ı kâbil bir sûretde herkesin nazarında taʻayyün etmekdedir ki, 1914 senesine nazaran 1918 se- nesinden beri teslîhât ve muhârebâtın tarz ve usûllerinde pek derîn ve esâslı farklar husûle gelmişdir ve Cihân Harbi kimyâ harbiyle havâ harbini mezce yani kimyevî ve havâî harbi tahakkuk etdirme- ğe muvaffak olamamış olduğundan artık bundan sonra bu iki vesâit-i tahrîbiyenin aʻzamî derecede tatbîki hâlinde yalnız tarafeynin muhâsım ordularında değil, şehirlerde halkın kesâfetle bulunduğu mahallerde ve memleketin her köşesinde ne gibi mesâib ve felâketler husûle getireceği kıyâs oluna- bilir. Binâenaleyh şimdiki hâlde Avrupa efkâr-ı umûmiyesi kimyevî silâhın refʻi mesʼelesiyle iştigâl etmekde ise de acaba bu menʻ keyfiyetinin ne gibi müşkilâtla karşılanacağından haberdâr mıdır? Leyd Dârülfünûnu Hukûk-ı Milel müderrisi, Felemenk Hükûmeti'nin Cemʻiyet-i Akvâm mu- rahhası, Hukûk-ı Düvel-i Enhâr , Beynelmilel Nehirler ve Kıtâller , 1914 Cenevre Protokolü gibi son derecede müdellel birçok eserlerin müellifi olan Müderris Van Eysinga, 1927'de Hukûk-ı Düvel Aka- demisi'nde "Kimyâ Harbi ve Bunun Menʻ ve Zecri" hakkında bir ders takrîr etdi. Fenn-i kimyâya gayr-ı vâkıf ve askerlikden de bî-behre olmakla berâber pek ihâtalı ve derîn maʻlûmât-ı hukûkiyesi olan müşârunileyh bu dersinde umûm muvâcehesinde biri bi'l-vâsıta diğeri bilâ-vâsıta muhtelif iki cihetden yavaş yavaş ilerlemekde olan kimyâ harbi aleyhindeki faʻâliyet hakkında bazı mülâhazât-ı muhıkka serd ederek burada işbu husûsâtın teveccüh eylediği meyil ve istikâmetin husûsiyet-i ahvâ- lini tedkîk etdi. Mösyö Van Eysinga, hukûk nokta-i nazarından kimyâ harbine karşı açılan mücâdeleyi bilhâssa iki sebebden dolayı son derece çetin ve alâkayı mûcib buluyor. Birincisi kimyâ harbi aleyhindeki teşebbüsât, umûmî terk-i teslîhât teşebbüsâtının maʻrûz kaldığı aynı mevâniʻ ve engellere tesâdüfden hâlî kalmamakda ve kimyevî silâhın diğer gûnâ eslihaya [30] nazaran hâiz olduğu husûsiyet bu mevâ- niʻ ve müşkilâtı tazʻîf etmekdedir. Zîrâ gerek gaz ve gerekse eşkâl-i sâireden olarak harbde istiʻmâl ve istifâde olunan mahsûlât-ı kimyeviye az çok ihtiyâcât-ı iktisâdiyeye tevâfuk etmekde ve bunlar- dan bir kısmı harb esnâsında ve sırf harbde kullanılmak üzere iʻmâl olunmuşken el-yevm zirâʻatde kullanılmakdadır. Sâniyen sanâyiʻ-i kimyeviyenin pek kolaylıkla sanâyiʻ-i harbiyeye tebdîli kâbil-i sanâyiʻden bulunması keyfiyetidir ki, Lefebure'un Rhin muallimi LʼEnigme du Rhin nâm kitâbında dediği gibi Alman mevâdd-ı mülevvene fabrikalarının teʼsîsi kırk seneye vâbeste olmakla berâber bunların azîm mikdârda zehirli gaz iʻmâl edebilmelerine kırk gün ve hattâ kırk sâʻat kâfi gelmekdedir. Kimyevî teslîhâtın cihet-i istiʻmâlinin işbu zü'l-vecheyn hâssası buna doğrudan doğruya cebhe- den hücûm etmek isteyen aleyhdârlarını bu sûretle iki şık arasında muhayyer kılmakdadır. Ya sulh sâhasında harbde müstaʻmel mahsûlât-ı kimyeviyeyi tahdîd edebilmekden katʻ-ı ümîd veya sarf-ı nazar etmek veyâhûd da kimyevî harbi gayr-ı kâbil kılmak için bi'l-cümle sanâyiʻ-i kim- yeviyeyi menʻ ve ibtâl eylemek. Mösyö Van Eysinga cebheden hücûmun bu sûretle adem-i muvaffakiyete müncer olduğunu bi't-tasdîk 1895'den beri bu yolda tevâlî eden semeresiz birçok mesâʻînin Cemʻiyet-i Akvâm'ın te- şekkülü üzerine dâimî bir şekil iktisâbı, harb sanâyiʻindeki tekâmülün ne kadar büyük ve hayât-ı ictimâʻiye ve iktisâdiyenin bi'l-cümle tezâhürâtına ne kadar derîn bir sûretde nüfûz etmiş olduğu,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=