HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 87 4538 bundan dolayı bir memleketin kudret-i harbiyesi (potentiel de la guerre) denilmeğe lâyık derecede gâyet mühim bir unsur teşkîl etdiği fikrini muhık bulmakdadır. Müşârunileyh doğru bir yoldan ilerlemek sûretiyle kimyevî harbin izâle edilemeyeceğini isbât etdikden sonra bunun menʻ ve zecri için cebheden hareket etmenin adem-i muvaffakiyeti esbâbını zi- kir ve taʻdâd ile harb-i kimyeviyenin terk-i teslîhât mesʼelesinin umûmî kadrosu dâhilinde bulunma- sından dolayı bunun bütün müşkilâtından hissedâr ve bu mesʼelenin hallinin karşılaşdığı bi'l-cümle mevâniʻe maʻrûz bulunmakdan nâşi bu bâbdaki bütün mesâʻîyi hebâ olmağa mahkûm addeden muh- terem ve nâmdâr müderris, bu mesʼele hakkında tarîk-ı hal olarak sanâyiʻ-i kimyeviyenin askerlikden tecrîdi nâmını verdiği husûsu hukûk nokta-i nazarından ber-vech-i zîr mütâlaʻaya ibtidâr etmekdedir: "-…Eğer buna bir netîce vermek matlûb ise evvel emirde sanâyiʻ-i kimyeviye mahsûlâtının gayr-ı askerî bir hâlde kalmasının taht-ı damân ve kefâlete alınması ve bilâhare de bir maksad-ı askerî yolunda yapılacak tecârüb-i kimyeviyenin katʻiyen bertaraf edilmesi îcâb eder. Mâdemki bu iki metâ- libin kabûlüne diğerlerinin de iştirâk edeceklerine kanâʻat getirmedikçe bir büyük hükûmetin bunu kabûle rızâ göstermeyeceği tahmîn olunuyor. O hâlde her sûretle müessir beynelmilel bir kontrolün vazʻı taʻayyün eder ki, bunun diğer millî kontrollerin mevcûdiyetini selb etmeyeceği ve bilakis lüzûm ve vücûdlarını îcâb etdireceği ve ancak bunların mâ-fevkinde icrâ-yı ahkâm eyleyeceği tebeyyün eder. Sanâyiʻ-i kimyeviyenin gayr-ı askerî havâsda kalması ne sûretle teʼmîn olunabilir? Bunda sanâ- yiʻ erbâbının hüsn-ı rızâsının dahl-i küllîsi olacağı tabîʻîdir. Her hâlde sanâyiʻe âid mahsûlât-ı kimye- viyenin makâdır-ı gayr-ı askeriye için müsâʻade kılınan mikdârının da tahdîd ve tahsîs edilmesinden sarf-ı nazar kılınmasına imkân yokdur. Maʻamâfîh bu tahdîd keyfiyetindeki müşkilâtı da hiçbir vakit ketm etmek niyetinde değiliz. Sanâyiʻe âid mahsûlâtın işbu tahdidi keyfiyeti yalnız başına kâfi değildir. Bir tarafdan bunun iʻmâlât-ı hafiyeye karşı müessir bir nezâret tahtında bulundurulmağla müterâfık olması lâzımdır. Di- ğer tarafdan aynı sûretle serbest bırakılan kısmın sarf u istihlâkını taht-ı murâkabede bulundurmağa lüzûm vardır ki, bu da gayr-ı askerî olması lâzım gelen nehir yollarından istifâde edilmesinin gerek millî ve gerekse beynelmilel münâkalâtın ve prensip iʻtibârıyla mürûru serbest olan mahsûlât-ı kim- yeviye mikdârının murâkabeye tâbiʻ tutulmasını îcâb etdirir. Mevkiʻ-i tatbîke koymağa çalışıldığı üzere sanâyiʻin gayr-ı askerî bir hâle vazʻı taht-ı teʼmî- ne alındığı takdîrde kimyevî silâh iʻmâline mahsûs hükûmât müessesâtının [31] mantıkan memnûʻ olması zarûrîdir. Yeniden kimyevî silâh tecrübesinde bulunmak üzere gerek mîrî ve gerekse husûsî müesseseler yapmakda kezâ taht-ı memnûʻiyete alınmak lâzımdır. Bu cihetlerin mevkiʻ-i fiʻle çıkarılması müyesser olduğu takdîrde sanâyiʻ-i kimyeviye beşeriye- tin ancak nefʻine hâdim bir muhîte ircâʻ edilmiş yani askerlikden tecrîd olunmuş olur. Eğer memleketler kimyevî harbin bâʻis olduğu dehşeti kalʻ ve ihrâca hakîkaten hâzırlanmış ve efkâr-ı umûmiye bunu aklen ve müttehiden taleb ediyorlarsa o hâlde gerek iʻmâlât ve gerekse ticâret ve tecrübeler için müessir beynelmilel bir murâkabeyi de kabûl etmelidirler. Mümkündür ki, sanâyiʻ-i kimyeviye-i husûsiyenin tahdîdi ve bunun gayr-ı askerî bir hâle vazʻı- nı zâmin beynelmilel bir murâkabenin vazʻ ve tatbîki fiʻliyâtda nâ-kâbil-i iktihâm müşkilât ihdâs et- miş olsun. Bu takdîrde sanâyiʻ-i kimyeviyenin beynelmilel murâkabeye tâbiʻ olmak şartıyla hükûmet inhisârına kalbi düşünülmelidir. Belki bu, sâha-i şümûlü pek vâsiʻ bir tedbîr diye iʻtirâz olunur. Bunu ben de inkâr etmiyorum. Fakat büyük derdler, büyük devâlara muhtâcdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=