HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 10

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 83 4321 müş ise de anisole gats edilen kâhil bitlerin ancak iki sâʻat zarfında telef oldukları ve benzin içine yirmi beş dakîka terk edilen sirkelerin henüz ber-hayât kaldıkları tahakkuk etmişdir. Eter ve xylolle yapılan tecrübeler dahi iyi ve müsbet netîceler vermemişdir. Anisol buhârına arz olunan kâhil bitler 45 dakîkadan sonra telef oldukları hâlde yumurtalardan bir kısm-ı mühimmi hattâ üç sâʻat sonra dahi ber-hayât kaldıkları müşâhede edilmişdir. Benzin buhârında yumurtalar üç sâʻat ve kemâle gelmiş bitler bir çâryek zarfında mahv olmuş- lardır. Bitlerin imhâsında intihâb olunacak mâddenin ucuz olması, havâda sürʻatle tebahhur edebilme- si, kâbil-i iştiʻâl ve insânlar için semmî bir cisim olmaması îcâb etdiğinden bu şerâiti câmiʻ bir mâdde henüz bulunamamışdır. Ecsâm-ı şahmiyenin bitlerle yumurtalarına karşı bâriz bir teʼsîri görülmekde ise de adem-i te- bahhurlarından dolayı itlâf-ı haşerât ameliyelerinde istifâde olunamamakdadır. Hulâsa, diğer birçok mesâil-i sıhhiyede olduğu gibi "tahaffuz, tedâvîden akdemdir" kâʻidesine tevfîkan temizliğe ve bit almamağa son derece takayyüd ve ihtimâl edilmelidir. (Mâbaʻdi var.) PARİS'DE VEREMLE MÜCÂDELE TEŞKÎLÂTI Amerikalıların hıfzıssıhha ve hastalıklardan vikâye husûsundaki mühim ve hayrete şâyân teş- kîlâtı ve bu husûsdaki muvaffakiyetleri Avrupa'da çok derin bir alâka uyandırdı. Buna sebeb de Fran- sa'da verem vefeyâtının nazar-ı dikkate çarpacak derecede ehemmiyet kesb etmesidir. Fi'l-hakîka veremi tedâvî etmek ayrı bir mesʼeledir. Fakat hekîmlerin vazîfesi yalnız veremlilerin peşinden koş- mak değildir. Bunları ciddî bir sûretde taʻkîb etmekle berâber en mühim nokta sağlam insânlardan tecrîd olunarak bunlarla temâsda bulunan bir kısım halkı kurtarmakdır. Bu husûsda birçok şeyler söylenmişdir. Hâlâ da mütâlaʻâtın arkası gelmemekdedir. Fakat bunu biz şu sûretle hulâsa edebiliriz. Sıhhî vazʻiyetini müdrik insânlar arasında mücâdele teşkîlâtı pek kolaydır ve bu hiçbir güçlüğü mûcib olmaz. Yalnız nazarî vâdîlerden uzaklaşmak [533] ve faʻâliyete geçmek lâzımdır. Bugün tüberküloz tedâvîsinde hastayı sağlamların temasından ayırmak en mühim hedefdir. Buna muvaffak olundu mu ötesi kolaydır. Bunun için hastaları sıkı bir mecbûriyet arasına koymak lâzımdır. Ya bunları herhangi bir dispanserde tedâvîye maʻrûz bırakmak veyâhûd bir yere nakletmek lâzımdır. Biz hasta ile taht-ı temâsda bulunanları istediğimiz kadar besleyelim, kuvvetlendirelim, intân menbaʻı ile berâber bu- lundukça yine tehlike baş gösterebilir. Evet, bir şahıs vereme tutulabilir ve ölebilir. Fakat bütün âilesi efrâdını da sıralamaz ve ölüme sürüklemez. İstanbul'da temâsda bulunduğumuz aynı veremli âileler- den kaç kişinin mukaddem ve muahhar öldüklerini görürüz ve bizde bir âilede verem hastalığı baş gösterdi mi öyle bir zan vardır ki, bu mikrop mihrâkı bir gün diğerlerini de süpürüp gönderecekdir. Bu zannı silmek lâzımdır. Fakat aynı şeklin idâmesi bu korkulan vazʻiyeti meydâna getirir. Bu kadar misâller göz önünde durdukça felâketin önünü almak için birçok çâreler düşünmek mecbûriyetinde- yiz. Bu mecbûriyet her millet tarafından taʻkîb olunmakdadır. En mühim nokta mücâdele teşkîlâtıdır. Bunun için yeni olarak Fransa'da Paris civârını içine alan Seine vilâyetinin teşkîlâtından bahsedeceğim. 4.000.000'u mütecâviz bir halk kitlesi ile dolu

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=