HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 2
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 16 556 [94] Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından reʼyinden istifâde edilmek üzere Ankara'ya daʻvet edildiğini geçen nüshamızda yazmış idik. Ankara'da bulunduğu esnâda Hükûmet-i Milliye devâiriyle temâsda bulunmuş ve Başkuman- dan Gâzî Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin takdîrâtına mazhar olmuş olduğu hâlde, bu defa Anka- ra'dan avdet eden müşârunileyh müfettiş-i umûmî beyefendi, seyâhati ve intibâʻatı hakkında âtîdeki maʻlûmâtı verdi: "-Seyâhatimin Anadolu'nun iʻmârı ile alâkadâr olduğu maʻlûmdur. Benim nokta-i nazarım, şimdi her dürlü vâsıtadan mahrûm bulunan bu havâlînin plan-ı tersîmi ve tarz-ı mîmârı peşinden koşmak sûretiyle değil, daha amelî ve eldeki mevcûd malzeme ile bir an evvel kâbil-i süknâ bir hâle vazʻıdır. Bence mevzûʻ-ı bahis olan mesʼele, binlerce aç ve çıplak insânı şedâid-i havâiyeden hıfz ederek temdîd-i hayâtlarını teʼmîn edebilecek gıdâyı şimdilik teʼmîndir. Bu bîçârelerin mikdârı o ka- dar çokdur ki, senelerden beri mütevâlî bir sûretde varını, yoğunu bu yolda bezl eden Hilâl-i Ahmer için umûmî bir yardım imkânı tasavvur olunamaz. Gerek Hilâl-i Ahmer Şuʻbe-i Merkeziyesi ve ge- rek Ankara Murahhaslığı bu husûsda imkân dâhilinde bulunan her şeyi yapmağı zihnine koymuşdur. Maʻamâfîh bu yalnız bir Hilâl-i Ahmer mesʼelesi değil, umûmî bir insâniyet ve bir hamiyet mesʼele- sidir. Anadolu'nun işgâl altında kalmış olan aksâmı o derece tahrîbe uğramışdır ki, umûmî bir iʻmâr ameliyesi yapmak hâtıra bile getirilemez. Binâenaleyh biz şimdilik levâzım-ı mevcûde ile iʻmârâta ibtidâr esâsını kabûl etdik. Aynı zamânda iki-üç aydan beri bu havâlîde icrâ-yı faʻâliyet eden Hilâl-i Ahmer heyʼetlerinin müddet-i faʻâliyetlerini temdîd eyledik. Bunlar ahâlîye gıdâ, melbûsât, muʻâlece verecek ve umûmî bir tedâvî ile meşgûl olacaklardır. Şimdiye kadar ahâlîye muhtelif sûretlerle 14 bin elbise, 10 bin don, bir o kadar gömlek ve fanila ve kâfi derecede mevâdd-ı gıdâiye tevzîʻ edilmişdir. Bundan böyle yapılacak muʻâvenet maʻlûllerle çalışamayacak bir hâlde bulunan dullara ve çocuklara hasretdirilecekdir. Bunlara mâhiye on kilo buğday veya buna muʻâdil fasulye vesâire verilecekdir. Bu kış için 30 bin battâniye ve yorgan tevzîʻ edilmek îcâb etmekdedir. Bunun için masraflı ve Avru- pakârî battâniyeler yerine biz daha amelî ve sâde şeylerle ihtiyâcımızı teʼmîne çalışacağız ve meselâ pöstekilerle kanâʻat edeceğiz. Süknâ mesʼelesine gelince; bu husûsda idâre-i maslahat zarûreti vardır. Mevcûd binâlar varsa bunların taksîmât-ı dâhiliyesi tezyîd edilecek, mevcûd kulübeler taʻmîr, bunların üzerine katlar inşâ edilmeğe çalışılacakdır. Şimdi bize lâzım olan İstanbul halkının biraz ibrâz-ı hamiyet etmesidir. Bun- dan yirmi gün kadar evvel açılan ayniyât iʻânesi maʻalesef beklenilen netîceyi vermemişdir. Şimdiye kadar sekiz araba eşyâ toplanmışdır. Bu ise İstanbul nüfûsuna nisbetle hiç mesâbesindedir. Şimdi herkes bir hırka, bir don hattâ hiç olmazsa tek bir çorap versin". _______________ Nightingale Madalyası Hastabakıcılık mesleği kadîmdir. Fakat müstaʻid hastabakıcıların azîm ve pek müfîd hizmetler- de bulunabilecekleri yakın zamânlarda anlaşılmışdır. 1854'de Kırım Muhârebesi esnâsında Mis Florence Nightingale isminde bir İngiliz kızı, Alman usûlüne tevfîkan bir takım kadın hastabakıcıları yetişdirerek harb-i mezkûrun mecrûhlarına kemâl-i mahâretle bakmağa muvaffak olmuş ve o zamândan iʻtibâren hastabakıcılık fennin muʻtiyâtına tevfî- kan bir meslek hâline geçmişdir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=