HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 2

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 20 743 zamânında Tahrîr-i Emlâk Kalemi'ne meʼmûr edilmiş ve baʻdehû Midilli Tahrîrât Müdüriyeti'ne ve bilâhare Adliye teşkîlâtı esnâsında Midilli Cezâ Riyâseti'ne ve oradan Cezair-i Bahr-ı Sefid Vilâyeti Mektûbculuğu'na taʻyîn olunmuşdur. Aydın Vâlîsi Naşid Paşa'nın, merhûm Namık Kemal Bey'den kendisine bir mektûbcu tavsiyesini ricâ eylemesi üzerine Hüseyin Hilmi Bey tavsiye edilerek Aydın Mektûbculuğu'na ve bir müddet sonra Naşid Paşa ile berâber Suriye Mektûbculuğu'na naklolunmuş- dur. Hüseyin Hilmi Bey, o zamân gayr-ı meskûn olan Kerek'de bir livâ teşkîlâtı yapmak için Bâbıâli'ye verdiği rapor tasvîb edilerek teşkîlâta meʼmûr edildikden sonra yeni sancağın mutasarrıfı olmuşdur. [218] 1308'de [1891] meʼmûriyet-i mezkûreden infisâl etdiğinden İstanbul'a gelerek bir müddet kaldıkdan sonra Mersin'de ecnebîler ile zuhûr eden bir vakʻa netîcesinde sene-i mezkûrenin nihâyeti- ne doğru azledilen Mersin mutasarrıfının halefi ve on beş gün sonra Adana vâlîsi olmuş ve oradan Ye- men vilâyetine taʻyîn edilmişdir. Yemen'de fevkalâde yararlığı görülmüş ve Yemen ıslâhâtına muhâlif olanlardan biri tarafından göğsüne bir kurşun sıkı[l]mak sûretiyle sûikasda maʻrûz kalmışdır. Kurşun vefâtına kadar göğsünden çıkmamışdır. Hüseyin Hilmi Paşa oradan Rumeli Müfettişliği'ne gelmiş, 1324 İnkılâbı'nda Dâhiliye nâzırı, Kâmil Paşa'nın ıskâtı üzerine 31 Mart'a kadar sadrıaʻzam olmuşdur. Muhtar Paşa kabinesinde bir müddet Adliye nâzırı olarak bulundukdan sonra Viyana'ya sefîr gitmiş ve son zamâna kadar orada kalmışdır. _______________ Üserâ Mübâdelesi Geçen nüshamızda Yunanistan'ın üserâ mübâdelesine râzı olduğunu ve mübâdeleye Mart'ın on yedisinde başlanacağını yazmış idik. Fi'l-hakîka yevm-i mezkûrda mübâdele işlerine başlanılmış ve o aralık zuhûr eden fırtınadan dolayı 975 sivil esîri hâmil Propontis vapuru ancak Mart'ın yirmi üçün- de, 938 sivil esîri hâmil Thetis vapuru ise Mart'ın yirmi dördünde Tuzla Tahaffuzhânesi'ne muvâsalat edebilmişdir. Propontis vapurundaki üserâdan biri esnâ-yı râhda vefât eylediğinden cenâzesi Tuzla'da defnedilmiş, Thetis vapuru üserâsından hastalanmış olan altı Trakyalı Tuzla Tahaffuzhânesi'nde taht-ı tedâvîye alınmışdır. Bu esîrlerin seyâhat, muvâsalat ve memleketlerine iʻzâm keyfiyetleri âdetâ târîhî bir vakʻa hâ- lini aldı. Bu bâbdaki tafsîlâtı ber-vech-i zîr kaydediyoruz: Propontis ve Thetis vapurları Çanakkale'ye uğradıkları esnâda Çanakkale Hilâl-i Ahmer Reîsi Salih Bey her iki vapura da giderek esîrlere ekmek, zeytin, sigara ve gazete tevzîʻ etmiş ve kendileri- ne Hilâl-i Ahmer'in selâmlarını teblîğ eylemişdir. Tuzla Tahaffuzhânesi'nde üserâ, Hilâl-i Ahmer nâmına Muzaffer Bey ile Hilâl-i Ahmer Tahrîrât Kalemi'nden Arif Süleyman ve Üserâ Şuʻbesi'nden Fazıl ve İrfan Beyler, tahaffuzhânenin etıbbâ ve meʼmûrları ve Sıhhiye ve Muʻâvenet-i İctimâʻiye Müfettişi Doktor Rasim Ferid Bey, Kumandanlık Üserâ Şuʻbesi Reîsi Binbaşı Hâfız Hamdi Bey, Beynelmilel Salîb-i Ahmer ve Cemʻiyet-i Akvâm Mu- rahhası Mösyö Burnier tarafından istikbâl edilmişdir. Üserâ kısım kısım tahaffuzhâneye idhâl edilirken tahaffuzhâne tabîbleri tarafından kendilerine evvelâ tifo aşısı yapılmış, eşyâlarına âit tathîrâtı ve ferden ferdâ sabun ve sıcak su ile istihmâmlarının icrâsını müteʻâkib Tuzla'daki Hilâl-i Ahmer aşhânelerinde itʻâm olunmuşlardır. Bu muʻâmelâtın hitâmını müteʻâkib esîrler şirket vapurlarına irkâb edilerek Sirkeci'ye nakledil- mişler ve Trakyalı olanlar oradan şimendifer ile memleketlerine gönderilmişlerdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=