HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 2
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 21 798 gibi yine Anadolu felâketzedelerine yardım edebilmek için Cenevre'de Beynelmilel Salîb-i Ahmer ve Hilâl-i Ahmer Cemʻiyetleri tarafından idâremize mürâcaʻat vukûʻ bulmuşdu. Biz o zamân cemʻiyete, hükûmetimize mürâcaʻata müsâʻade istihsâli için teşebbüsde bulunulmasını bildirmiş idik. Cevâben nâmıma gönderdikleri mektûbda hükûmetimize mürâcaʻat etdiklerini bildirdikleri hâlde hükûmeti- miz bu mesʼeleyi adem-i muvâfakat veya sükût ile karşıladığı anlaşılmışdır. Şimdi bizim doğrudan doğruya vukûʻ bulan mürâcaʻatımıza iki aydan beri bir cevâb verilemediğinden, eğer zannımızda aldanmıyorsak ya adem-i muvâfakat veya sükût ile mukâbele edecekleri âşikârdır. Lâkin biz Romanya'nın sâdık tebaʻası olan müslümânlar kalben ve dînen merbût olduğumuz kardeşlerimizin muʻâvenetine koşmak istiyoruz. Bize bu hak verilmelidir. Nazarımızda bizi bu hak- dan mahrûm etmek bir cinâyet telâkkî olunacakdır. Çünkü vatandâş gibi aynı hukûka mâlik olan Rumlara kendi cemʻiyet-i hayriyelerine vâsiʻ derecede iʻâne derci için salâhiyet verildiği hâlde sâdık müslümân vatandâşlar neden ihmâl edilsin? Lâkayd kalamayız. Çünkü biz, bizden yardım bekleyen- lere bilhâssa öz kardeşlerimize muʻâvenet etmeyi dînî ve insânî bir borç biliyoruz. Türklerle münâsebât-ı siyâsiyesi gergin olan memleketlerden bile müslümânlar tarafından muhtelif cemʻiyet-i hayriyelere birçok defalar iʻânât derc edilip gönderildiği hâlde en fazla münâse- bât-ı haseneye ihtiyâcı olan hükûmetimizin bu gibi müessese-i hayriyelere İslâm tebaʻası tarafından yapılacak muʻâvenet hakkında müsâʻadâtda bulunmamasına cidden müteessifiz". *** Hilâl-i Ahmer, bu mesʼele hakkında Beynelmilel Salîb-i Ahmer'in İstanbul murahhası Mösyö Burnier'nin nazar-ı dikkatini celb ederek Beynelmilel Salîb-i Ahmer Cemʻiyeti nezdinde teşebbüsât-ı lâzımede bulunmasını ricâ etdi. Mösyö Burnier keyfiyeti merciʻinin nazar-ı dikkatine arz etmişdir. _______________ Anadolu'nun İşgâli Sırasında Türklerin Yunanîlerden Gördükleri Zulümler İzmit'de intişâr eden Kocaeli gazetesi 5 Nisan 1339 [1923] târîhli nüshasında "Şehrimizde Yu- nan Mezâlimi" serlevhası altında mühim bir mektûb neşretdi. Bu mektûbu aynen iktibâs ediyoruz: "-Yunanistan'daki sivil üserâmızın tamâmen iʻâdesinden sonra gâib edilenlerin aranılacağı mat- bûʻât sütûnlarında görülmesi üzerine Yunan işgâli zamânında biz müslümânlara dârü'l-azâb olan İz- mit Hapishânesi'nde tahaddüs etmiş olan vekâyiʻ-i elîmeden olmak üzere bir vatandâşımızın Yunanî- ler tarafından nasıl gâib etdirildiğini ve parasına tamaʻan necm-i hayâtının nasıl ufûl etdirildiğini pîş-i intibâha koymak lüzûmunu hissetdik. Şöyle ki: Maʻhûd işgâl zamânında İzmit Hapishânesi Türkler ile dolmuş ve yerli işgüzâr simsârların inzimâm-ı saʻy ile hapishâne bir ticârethâne hâlini almış idi. Dâhil ve hâric-i kasabada evinden, tar- lasından alınmış ve müslümân olduğu için kafası, yüzü yarılmış, işkenceden bîtâb bir hâle getirilmiş otuz-kırk kişilik bir zümre her gün hapishâneye ilkâ ediliyor ve bu bâbda alâkadârlar tarafından gös- terilecek fedâkârlığın derecesine göre aynı günde sıraya girenlerin tahliyesi icrâ olunu[yo]r idi. [259] [1]337 [1923] senesinin Mart ve Nisan ayları yeni yeni felâketlerin mukaddime-i zuhûru oldu. İzmit âfâkı mahûf sehâb-pârelerle mestûr bir hâle gelmişdi. Bilhâssa fî 9 Nisan [1]337 [1923] gecesi, müslümânlar için pek meşʼûm bir gece idi. Nısf-ı leyle doğru dâhil-i kasabada hâinâne bir
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=