HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 2

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 22 837 zamânlarda yapabildiğim tahkîkâta taʻalluk eden bazı küçük tezkereler, sefârethâne meʼmûru vâsıta- sıyla murahhasımız Muzaffer Bey'e tevdîʻ edilmişlerdi. Üserâmızdan orada alıkonulanların mütebâkîsi mahkûmîn ve mücrimîn-i siyâsiye ve askeriye- dir ki, bunların hepsi hapishânelerde işkence altındadırlar. Hattâ bunlardan bazılarının Parapignata Hapishânesi'nde sinleri elliyi mütecâviz olduğu hâlde mücerred hakâret için nâmûslarına taʻarruz edilmişdir ve bu mesʼele orada iken murahhasımıza bildirilmiş ve Beynelmilel Salîb-i Ahmer Heyʼe- ti'ne de aksetdirilmişdir. Bunların hepsinin hüviyetlerini bilmek benim için kâbil değildir. Yalnız içlerinde mütekâʻid mîralâylar, binbaşılar, alây imâmları bulunduğu gibi eşrâf ve muʻte- berândan da birçok zevât vardır. Bunlar muhtelif vaʻdlere rağmen hareketimiz zamânına kadar hapis- hânelerinden katʻiyen çıkarılmamış idi. 2-Sivil ve askerî üserâmızdan esnâ-yı esâretde vefât edenler oldukça mühim bir yekûn teşkîl eder. Ancak mikdârını katʻiyetle bilmiyorum. Zâbitân garnizonlarının en mühim kısımları Korfu ada- sıyla Lefkas adasında, Atina'da ve Larissa'da idi. Bundan başka müteferrik sûretde Girid'de, Mora şibh-i cezîresinde, Şire adasından münferid ve müctemiʻ sûretde zâbitân var idi. Garnizonlar zâ- yiʻâtının nisbetini bilmiyorum. Ancak esbâb-ı vefâtının en büyük âmilleri zarûret, sefâlet, darb, açlık, hakâret ve hastahânelerde bakımsızlıkdır. 3-Üserâmızdan mahkûm olanların mahkûmiyeti işgâl olunan arâzîde ve en âdî sebeb ve bahâ- neler ile [284] vâkiʻ olmuşdur. Bunların kısm-ı mühimmi câsûsluk, hıyânet-i vataniye cürümleriyle maznûn olarak sevk edilmiş ve hepsi de Yunan idâre sisteminin dîvân-ı harbleri tarafından hemen de bilâ-tahkîkât mahkûm edilmişlerdir. El-yevmAtina'daAverof, Parapignata, Syngrous Hapishâneleriyle Girid'de İzzeddin kalʻasında, Nafblio'da Palamidi Hapishânesi'nde, Atina civarındaki adalardan muhtelif mahallerdedir. Mevkûfla- rın kimler olduğunu bilmiyorum. Adedleri bin beş yüz, iki bin râddesindedir. 4-Üserâmızın ilbâsı pek fenâ idi. Son zamânlarda Beynelmilel Salîb-i Ahmer komisyonları gel- dikden sonra az çok tanzîm edildi. İskân ve iʻâşeleri Atina ile Pire'de nisbeten vasat derecede idiyse de, bu mevâkiʻden uzak olan yerlerde pek fenâ bir hâlde idi. Mahall-i istihdâmlarına gelince; hammâllıkda, anbârlarda, sokak süpürmekde, Yunan ümerâ ve zâbitânının evlerinde, inşââtda, bâğçevânlıkda, hizmetçilikde, hastahâne hademeliğinde, belediye emrinde olarak şehirlere âid câddelerde, nâfiʻa emrinde olarak şehirler arasındaki yollarda beş drah- mi mukâbilinde ekmeksiz olarak çalışdırılmakda idiler. Hattâ efrâdın nakliyâtı esnâsında şimendifer ücretlerini bile kendilerine verdirirler idi. Zâbitlerimiz ilk zamân-ı esâretlerinde topraklar üzerinde yatırılmış, eşyâları kâmilen soyulmuş, paraları alınmış, şimendifer ve tramvay bulunan mahallerde bile eşyâları sırtlarına yükletilerek sevk edilmiş ve uzun müddet dürlü bahâneler ile kendilerine para verilmeyerek sefâletlerine sebebiyet verilmişdir. Son zamânlarda kendilerine verilen maʻâşlar pek cüzʼî olduğundan, drahminin fiyâtı da pek ziyâde sükût eylediğinden zâbitân her husûsda büyük sefâletlere maʻrûz kalmışdır. Yüzbaşılar 600 drahmi yani on Türk lirası (kâğıd), bizzât ben 960 drahmi yani on sekiz Türk lirası maʻâş alıyor idim. Yunan zâbitânına üç defa maʻâş zammı yapıldığı hâlde, Türk zâbitânına hiç- bir para zam yapılmamış idi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=