HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 2
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 23 878 Vâkıʻâ Hilâl-i Ahmer aʻzâlığı fahrîdir. Böyle olmakla berâber yorucu ve muntazam mesâʻî- yi istilzâm eder. Buna mukâbil teʼmîn olunan fâide hissiyât-ı vataniyeyi tatmîn edecek yüksek bir memnûniyet ve maʻnevî bir hazdır. Memleketin her köşesinde o hazzı istihsâl etmek isteyen bin- lerce hamiyetli ve insâniyetli zevât bulunduğuna katʻî kanâʻatimiz vardır. Senelerin tecrübesi bize memleketimizde bu gibilerin diğer memâlikden daha çok olduklarını âsâr-ı fâhiresiyle göstermişdir. Fakat Hilâl-i Ahmer müessesât ve teşkîlâtının idâresine iştirâk edecek zevâtın Hilâl-i Ahmer nükûd ve emvâlini ilâhî ve millî bir vedîʻa-i mukaddese gibi telâkkî etmeleri ve sarfiyâtı husûsunda sıkı ve mübrem bir mâ-vuzıʻa leh arayarak bu husûsun ağır ve büyük mesʼûliyetleri dâʻî olduğuna terbiyeten ve vicdânen kâniʻ olmaları iktizâ eder ki, on iki senelik hayât-ı mesâʻîsiyle şark ve garbdaki emsâli arasında temâyüz etmiş olan Türkiye Hilâl-i Ahmeri bütün maʻnâsıyla asrî ve metîn bir müessese hâlinde ebediyen pâyidâr olsun. 2-Hilâl-i Ahmer'in vezâif-i esâsiyesi harb zamânında mecrûh ve hasta askerlere muʻâvenet olup bundan mâʻadâ mesâibzedegâna muʻâvenet-i âcilede bulunmak gibi vezâif-i tâliyesi de vardır. Yani Hilâl-i Ahmer'in faʻâliyeti nizâmnâme-i esâsînin taʻyîn ve taʻdâd eylediği vezâife münhasır ve dere- cesi toplayabildiği iʻânâtın mikdârıyla mütenâsibdir. Trablusgarb Muhârebesi'nden beri vazîfe-i asliyesinin aslâ inkıtâʻ-pezîr olmadığı ve on iki sene zarfında ne derece kesîf bir faʻâliyet ibrâzına mecbûr bulunduğu herkesin maʻlûmudur. Hilâl-i Ah- mer'in teşkîlâtı diğer Salîb-i Ahmerlerde olduğu gibi evvelâ sırf iʻâne cemʻiyle meşgûl merâkiz ve şuʻabâtdan ve sâniyen hâl-i harbde ordu gerilerindeki hastahâne ve nekâhathâneleriyle âfât [309] vukûʻunda bu iʻânâtın sarfı için teşkîl edeceği imdâd heyʼetlerinden ibâretdir. Ancak pek ufak muʻâ- venetler için ayrıca imdâd heyʼeti teşkîline hâcet olmadığından merkez-i umûmî mahallî hâsılâtından bir kısmını merâkiz ve şuʻabâtı emrine terk edebilir. Memleketimizin dûçâr olduğu mesâibi gören Hilâl-i Ahmer, harbin fiʻlen hitâmından sonra ve hattâ harbin devâm etdiği esnâda evvelâ Şarkî ve baʻdehû Garbî Anadolu'[ya] muʻâvenet heyʼetle- ri iʻzâm ve bu uğurda bir milyon iki yüz bin lira masraf ihtiyâr etmiş ve ahîren de beş yüz bin lira sarfıyla Garbî Anadolu'da barakalar inşâsına başlamışdır ki, uzun senelerin masraflı hidemât-ı sıhhi- yesinden sonra bu kadar parayı tedârük edebilmek Hilâl-i Ahmer için ne büyük bir gayretin netîcesi olabileceği takdîr buyurulur. İzmir ve havâlîsinden sarf edilen gayreti işitmiş olacağınıza ve bu gayretin aynı Sakarya vâdî- siyle diğer memâlik-i müstahlasada da sarf edilmesine göre şâyed merâkiz ve şuʻabâtda derc edilen iʻânât merkez-i umûmiye gönderilmezse mesâʻî-i insâniyetperverânemizin devâmı kâbil olamayacağı anlaşılır. Merâkiz [ve] şuʻabâta velev mesâibzede mahallerde olsun hâsılâtını sarfa meʼzûniyet veri- lirse toplu bir iş görmek ve harb ve sulh zamânında müteşekkil ve hizmete âmâde bir Hilâl-i Ahmer'e mâlik olmak mümkün olamaz. Bu usûl her tarafda tecrübe edilmiş ve her tarafda Salîb-i Ahmerler mütemerkiz bir hâlde kalmışdır. Bazı merâkizden vâkiʻ olan işʻârlardan her yerde cemʻ edilen iʻânâtın mahallî ihtiyâcı dururken oraya hasredilmeyip de merkez-i umûmîye gönderilmesi muhîtin adem-i hoşnûdîsini celb edeceği ve bi'n-netîce iʻâne cemʻinin müşkilâta maʻrûz kalacağı mütâlaʻası ser[d] edilerek hâsılâtlarının mahallî hastahânelerine veya muhtâcîne hasr u sarf edilmelerinin zarûrî olduğu beyân edilmekde ve bu sûretle birçok emr-i vâkiʻler dahi ihdâs olunmakdadır. Yek-nazarda muhik gibi görülen mütâlaʻât-ı mesrûde daha şumûllü bir sûretde mülâhaza olu- nursa nefsü'l-emre muvâfık olamayacağı tezâhür eder. Hilâl-i Ahmer'in harb ve mesâibden müteessir olanlara imdâd ve muʻâvenet etmesi vazîfe-i asliyesinden bulunduğuna ve harb ile mesâibi bir şehir veya kasabaya münhasır olmayıp bütün memlekete şâmil ve umûmî mâhiyeti hâiz bulunmasına naza-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=