HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 28 1075 kizinci asırda [90] âfetin tahrîbâtından tevakkî maksadıyla çiçeklilerin irinlerinden alınarak sağlam ansânlara aşılamak usûlü vazʻ edilmiş bulunuyordu 1 . İstanbul'da oldukça taʻammüm eden bu usûl 1721 târîhinde İngiliz Sefîri Montagu'nün refîkası vâsıtasıyla İngiltere ve Avrupa'ya intişâr etmiş oldu. Usûlün ibtidâîliği ve tatbîkâtındaki fennî bazı mehâzîri nazar-ı dikkate alınmayacak şekilde değil idi. Nitekim bu sûretle çiçeklenenlerden bir kısmı ağırca hastalanmışlar, hattâ içlerinde vefât edenler de bulunmuş idi. 125 sene evvel bir İngiliz kâşifi Jenner inek aşısını meydâna çıkarınca beşeriyeti tehdîd eden bu belâya karşı bir âbide-i zafer rekz edilmiş oldu. Keşif bütün dünyâya az zamânda yayılarak semerât-ı zaferi iktitâf edilmeğe başlandı. Nitekim o âna kadar Avrupa'da senevî yüz binlerce vefeyât veren hastalık, inek aşısının taʻammümünden sonra sene be-sene azalmış ve el-yevm bazı mütemeddin memleketlerde hemen de kalmamışdır denilebilir. Ez-ân cümle Almanya, İskandinavya ve İrlanda'da senevî vefeyât milyonda 1-5 râddesinde; Rusya, İspanya'da ise nisbet el-yevm 400'ü tecâvüz etmekdedir. Şark-ı karîbde ve be-tahsîs memleketimizde hastalığın intişârı ve senevî vefeyâtı hakkın- da maʻatteessüf esâslı hiçbir istatistik mevcûd değildir. Maʻamâfîh hastalığın zâbıta-i sıhhiyesi oldukça muhkem addedilen İstanbul, İzmir gibi şehirlerimizde bile ara sıra zuhûr ve intişârı düşünülür ve aramızda dolaşan muhâ- cirlerin yüzlerindeki sû-i şehâdet nazar-ı ibrete alınırsa bunca tedâbîr ve mücâdeleye rağmen âfetin önüne epey müddet geçilemeyeceğini kabûl etmek zarûrîdir. El-yevm Anadolu'da hemen her kasaba ve köyde bazı mevsimlerde çiçek musâbı görülmesi muʻtâd olduğu gibi nazarlarımızın tesâdüfleri arasında çiçek bozuğu, ço- purlar da nâdir değildir. Hattâ Harb-i Umûmî esnâsında yapılan istatistikde bazı mıntıkalarda çopurların nisbeti binde 5-10 râdde- sinde bile olduğu tahakkuk etmişdir. Gerçi bir mıntıka- da çiçeğin vüsʻat-i hakîkîsi mevcûd çopurların nisbeti ile anlaşılamazsa da takrîbî bir hesâb mâhiyetinde olan işbu erkâma şimdilik ehemmiyet vermekliğimiz iktizâ eder. Çiçek aşısı keşfedileli bir asrı, memleketimizde telkîhhâneler teessüsü ile aşı tatbîki mecbûriyeti hemen de nısf asrı tecâvüz etdiği hâlde el-ân bu illet taht-ı teh- dîdinde bulunmaklığımız şâyân-ı teessüfdür. Bu husûsa yek-nazarda iki mühim âmilin sebeb olduğu görülür. Fi'l-hakîka halkın bir kısmı pek basît olan aşı ameliyesine karşı isyânkâr olduğu kadar mü- him bir kısmı da her nedense ihmâlkâr bulunuyorlar. Maʻatteessüf halk, hükûmetin lüzûm gördüğü herhangi bir tedbîr-i sıhhîye itâʻat etmemeği teʻâmül edinmişdir. Evin kapısına kadar aşı meʼmûru- nu gönderen bir hükûmet ve devlet her dürlü sitâyişe mazhar olmağa lâyık ve vazîfesini tamâmen 1 Çin'de el-yevm aşı makâmında çiçek kabuklarının toz edilerek küçük bir körük ile burun dâhiline üflendiği yazıl- makdadır. Çiçeğe tutulmuş bir çocuğun hâli Enfant atteint de la variole

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=