HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 28 1109 Perîşân, mağdûr ve mazlûm bir hâlde vatanımızın âğûş-ı şefkat ü himâyetine atılan kan ve dîn kardeşlerimize elden geldiği kadar yardım etmeğe bütün müslümânları ve bütün milletimizi daʻvet ediyoruz. Hükûmet-i milliyemiz bu husûsda mümkün olan her fedâkârlığı [118] ihtiyâr edecekdir. Fakat ihtiyâc o kadar vâsiʻ ve mazlûmların yarası o kadar derîndir ki, bir an evvel bu ihtiyâcı tatmîn etmek ve bu yaraya dermân olmak için reʼfet ü hamiyetle maktûr olan milletimizin her ferdinin ve Allah'ını, Peygamber'ini hoşnûd etmek isteyen her müslümânın mağdûr dîndâşlarımıza muʻâvenete şitâb edeceği muhakkakdır. Hilâl-i Ahmer heyʼetleri bu vazîfeyi îfâ edenlere tavassut etmeği derʻuhde etmişdir. Muhterem dîn kardeşlerim! Gaddâr bir düşmanın zulmünden yalnız hayâtını ve yalnız nâmûsunu kurtarmak sûretiyle perîşân bir hâlde milletimizin ulüvv-i cenâbına ilticâ eden bu mazlûm kardeşlerimize yardım ediniz! Hilâl-i Ahmer heyʼetlerine vereceğiniz hattâ birer kuruşun veya göndereceğiniz birer çift çorabın, birer gömleğin heyʼet-i mecmûʻası binlerce mağdûr kardeşlerimizin aç karnını doyuracak ve çıplak vücûdlarını örtecekdir. Bütün müslümânlara rahm ü şefkat emreden Cenâb-ı Allah'ın rızâsını ve yekdiğerine karşı reʼ- fet ü muʻâvenet etmesini ümmetine tavsiye buyuran Hazret-i Peygamber'in şefâʻatini isticlâb için ey müslümânlar, düşmanın zulmünden sizlerin rahm ü şefkatine sığınan dîn kardeşlerimize yardım ediniz! Bu kudsî daʻvete icâbet edeceği[ni]ze emîn olan mazlûm kardeşlerinizin ihtiyâc ve ıztırâb ile çırpınan kalbleri mütesellî olacakdır". _______________ Samsun'da münteşir Ahâlî refîkimizin 25 Teşrîn-i Sânî sene [1]339 [Kasım 1923] târîhli nüs- hasından: "-Koş Kardeşinin İmdâdına! Ey vatandâş! Saʻâdethânelerinden, iʻmâlâthânelerinden, çiftliklerinden, tarlalarından, babala- rının, evlâd u iyâlinin mezârlarından uzaklaşan ve bugün yeʼsden, kederinden başka bir şeye vâris olmayan, fakat yalnız anavatana kavuşmakla mütesellî olan muhâcir kardeşlerimiz bin üç yüz kırk iki sene evvel Mekke'den Medine'ye hicret eden Hazret-i Peygamber'imizin (sallallahu teʻâlâ) ümme- tindeniz, o da senin dîn kardeşin, kan kardeşin, cân yoldâşındır. Hicretin ilk senesinde Tebük'de kırk gazanfer tarafından rekz edilen râyet-i İslâm çâr-ı aktâr-ı âleme sâyesâz olmağa başladığı günden beri dîn için, vatan için cidâl açılmış, azîm seferler, harbler yapılmışdır. Bizans İmparatorluğu'nu iskât ile hâkimiyetini İstanbul'da teʼsîs eden Türkleri Asya ile Avrupa'nın mültekâsından çıkarmak için bilsek Türk'ün başına ne azîm cidâller, ne büyük gâileler ihdâs edilmişdir! Misâl mi arıyorsun? Giridlere, Kıbrıslara, Eflâklara, Boğdanlara, Bosna-Herseklere, Bulgaristan'a, Rumeli-i Şarkîlere, Makedonya- lara, Moralara, Arnavudluk'a, Mısırlara, Trablusgarblara, Yemenlere, Hicazlara, Suriyelere, Bağdad- lara, Basralara, Kafkaslara ilh. mâlik olan sen değil mi idin? Bunun gibi akûr düşmanın Yunan'ın son taʻarruzu karşısında ta cân evinden, İzmir'inden vurulmak istenilen sen değil mi idin? Fakat Allah'ın inâyeti, Peygamber'in rûhâniyeti, evliyâ-yı umûrumuzun dirâyet ü himmeti, asker-i İslâm'ın savleti ve senin gayretin düşman-ı bed-nâmımızı kahr u tedmîr etdi de kurtulduk. Oh, şimdi biz hür bir vatanda mesʻûduz. Tehlikeli yollardan atladık, elem ve mübâreze günlerini geçirdik. Zafere erdik. Kurtulduk.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=