HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 28 1110 Yalnız öbür tarafda düşman elinde kalan yerlerimizden hicret [119] eden ekmeksiz, ışıksız, elbisesiz, meskensiz müslümân kardeşlerimiz var. Ey vatandâş! Bu kardeşlerimizin meʼyûs kalblerine ümîd, hasta cânlarına şifâ dağıtacak sensin. Bu bedbaht kardeşlerimizin muʻâvenetine koşan sen olacaksın. Bil ki, sana rehber olmak için vâlî beyefendinin taht-ı riyâsetlerinde Muhâcirîn Muʻâvenet Heyʼeti teşekkül ederek faʻâliyete geçmişdir. Sen de ey vatandâş! Düşmanların zulüm ve vahşetleri ile yıkılıp kavrulan muhâcir kardeşlerimize felâket günlerini unutdurmak, sefâlet gecelerini nûrlandırmak için keseni aç!… Birkaç ay evvel yur- duna ayak basan düşman tepelendi, yıkıldı, gitdi. Fakat düşman elinde esîr kalan dîndâşlarımızı yıkı- yor, yakıyor, oğlunu kurbân veren, kızının nâmûsu gözleri önünde hetk edilen, evleri barkları yıkılan muhâcir kardeşlerimize zulüm yapıyor. Gözlerimizin önünde bugün memleketlerinde bırakdıkları harâbelerle, yerlerini yurdlarını terk ederek anavatana ilticâ eden sefîl ve hasta ihtiyârlar, elem ve mâtemli dul kadınlar, yetîm çocuklar var… Her gün bu muhâcir dîn kardeşlerimizden bir kâfile gelecekdir. Bunlara keseni aç!… Bunların imdâdına koş!… Koş ki, muhâcirlere muʻâvenet etdiğin için rûh-ı peygamberi şâd olsun, koş arkadâş koş!... M. Kâmil " _______________ Edirne'de münteşir Paşaeli refîkimizin 2 Kânûn-ı Evvel [1]339 târîhli nüshasından: "-Yunanistan'dan Gelecek Kardeşlerimize Yardım Edelim Vatandâşlar! Türk ilinin mukaddes harîmine ve Türk'ün mukaddesâtına tecâvüz eden zâlim düşmanlara karşı hürriyet ve istiklâl mücâdelesine girişen milletimize ve bu mücâdelede bize mâddeten ve maʻnen destgîr olan bi'l-umûm müslümânlara şimdi de yeni ve kudsî vazîfeye teveccüh ediyoruz. Vatanımızın harîminde kahkarî bir hezîmetle boğulan Yunanlılar bütün gayz u intikâmlarını Yunanistan dâhilinde kalan mazlûm dîn kardeşlerimize tevcîh etdiler. Bu mağdûr dîn kardeşlerimizin mâllarını, cânlarını, ırzlarını gasb etmekden vahşî bir zevk alan Yunanlıların irtikâb etdikleri mezâlim ve fecâyiʻ her türlü tasavvurun fevkindedir. Bizden istimdâd eden zavallı kardeşlerimizi kurtarmağa çalışan hükûmete muzâheret ve muʻâvenet etmek bi'l-umûm Türk ve müslümânlara müterettib bir vazîfe-i dîniyedir. Perîşân, mağdûr ve mazlûm bir hâlde vatanımızın âğûş-ı şefkat ü himâyetine atılan kan ve dîn kardeşlerimize elden geldiği kadar yardım etmeğe bütün müslümânları ve bütün milletimizi daʻvet ediyoruz. Hükûmet-i milliyemiz bu husûsda mümkün olan fedâkârlığı ihtiyâr edecekdir. Fakat ihtiyâc o kadar vâsiʻ ve mazlûmların yarası o kadar derîndir ki, bir an evvel bu ihtiyâcı tatmîn etmek ve bu yaraya devâsâz olmak için reʼfet ü hamiyetle maktûr olan milletimizin her ferdinin ve Allah'ını, Pey- gamber'ini hoşnûd etmek isteyen her müslümânın bu mağdûr dîndâşlarımıza muʻâvenete şitâb ede- ceği muhakkakdır. Hilâl-i Ahmer [120] heyʼetleri bu vazîfeyi îfâ edenlere tavassut etmeği derʻuhde etmişdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=