HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 29 1133 [130] İlletin savleti en ziyâde temizliğe ve be-tahsîs cild hıfzıssıhhasına riʻâyet etmeyenler- de, sefâlet ve muhâceretde pûyân olanlarda ve mecbûren müzhedam sûretde yaşayanlarda görülür. Şerâit-i müheyyiʼesi mevcûd olmadığı takdîrde sâlim bir çocukda kolaylıkla geçemeyeceği derkâr olan hastalık ekseriyâ yirmi yaşına kadar vâsıl olan bir şahısda da kendi kendine tevakkuf etdiği müşâhede edilir. İlletin seyri müzmin olması dolayısıyla senelerce devâm edeceğinden sirâyet tehlikesi her ân melhûzdur. Taht-ı tedâvîye alınan şekli bile lâ-ekal aylarca devâm eder. Hastalık bidâyetde baş saçları arasında ufak sarı kabuklu yaralar ile başlar ve çok kere nazar-ı dikkati celb etmeyeceğinden gayr-ı mahsûs kalır. Fakat gün geçdikçe âfât-ı kırâʻiye tevessüʻ edeceğinden mümeyyiz olan manzarayı alır. Fâre, küf veya sidik kokusuna müşâbih bir koku neşrederek meydâna çıkar. Tedâvî edilmeyerek tevessüʻ eden bir kel bile başın bütün aksâmını istîlâ etmeyeceğinden ekseriyâ ön ve arkada masûn mahal ve saçlar bulunur. Teneddüb eden aksâmdaki saçlar kâmilen sükût etmekle berâber yerlerine saç sürmeyeceği cihetle başa mümeyyiz olan nedbeyi ve çirkin olan şekli verir. Hastalık başa giyilen külâh, fes, takye, şapka gibi serpûş ile başkalarına naklolunacağı gibi berberlerin makâs, tarâk, havlu ve fırça gibi levâzımâtı ile de sirâyet edebilir. Hıfzıssıhha-i ictimâʻî nokta-i nazarından bu husûsda bazı tedâbîr tatbîki zarûrîdir. Bu gibi hastaların kullandıkları serpûşların tebhîrât-ı fenniyeye maʻrûz kalmadan bitpazarları- na sevk edilmemesi, baş yasdık yüzlerinin kaynar sularda taʻkîmi ve ütülenmesi ve kellere mahsûs berberlerin tefrîkı ile bu husûsda müstaʻmel malzemenin pek emîn sûretler ile tathîri îcâb etdiği gibi tedâvî edilmemiş kel çocukların mektebe girmelerine ve devâm etmelerine müsâʻade edilmemek de iktizâ eder. Başda bırakacağı çirkin manzaranın enzâr-ı âmmedeki teʼsîrini tahattur ederek şahsın bizzât âfetin sirâyetine maʻrûz kalmaması da vikâye nokta-i nazarından ehemdir. Eski zamânlardan beri kelin tedâvîsi husûsunda pek çok uğraşılmış, lâ-yuʻad ilâclar tavsiye edilmiş ve bu husûsda etıbbâdan ziyâde husûsî ocaklar faʻâliyete gelerek halkı gûnâgûn müdâhalelere maʻrûz bırakmışdır. Bu meyânda kükürt, sıbg-ı iyod, cod yağı ve zift takyesi gibi müdâvâtın teʼsîrâtı hepsine müreccah olduğu, hattâ bu usûl ile şifânın çok kere aylar ve senelerce sürdüğü de görülmüş- dür. Son senelerde pek çok cild hastalıklarında olduğu gibi röntgen şuʻâʻâtının teʼsîrâtı bu illete de tatbîk edilerek pek iyi netîceler alınmış ve bugün kelin asrî tedâvîsi hemen bu şekle girmişdir. İyi bir mütehassısın 5-6 seansda vereceği X şuʻâʻı ile hastalık nüksetmeyecek şekilde bertaraf olduğunu müşʻir istatistikler dahi toplanmışdır. Kel ve keleşlik ictimâʻî bir noksândır. Bu illet cemʻiyet ve ferdin sıhhatine ehemmiyet verme- diğini, şahsiyetin ictimâʻan geride kaldığını müşʻir bir miʻyâr gibi de telâkkî edilebilir. El-yevm bu gibi cild ve baş hastalıklarının milel-i medeniye arasında ne söz ve ne de izleri kal- mışdır. [131] Tedâvî edilmeyen ve hâd şeklini muhâfaza eden kellerin ictimâʻiyâta dâhil olmamaları da teʼmîn edilmelidir. Hattâ bu gibilerini ahz-ı asker kavânîni şifâyâb oluncaya kadar askerlikden de muʻâf kılmakdadır. Bir illet-i ictimâʻiye yüzünden müdâfaʻa-i vatan gibi kıymetdâr bir vazîfeden mahrûm kalmak ne kadar acı ise mektebe dühûlüne müsâʻade edilmeyen bir kel çocuğun nûr-ı irfân- dan mütenaʻim olmaması da o derece yeʼs-âverdir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=