HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 29 1159 Çanakkale'de münteşir Çanakkale refîkimizin 13 Kânûn-ı Evvel [1]339 [Aralık 1923] târîhli nüshasından: "-Muhâcirlere Yardım Edelim. Ülkemiz her tarafdan düşman muhâcemâtına maʻrûz kaldığı günlerde azîm ve îmânımızla çı- kardığımız büyük ordu vatanımızı hâin düşman ayaklarından kurtardı. Bu sûretle, Anadolu ve Trak- ya'da yapılan mezâlim nihâyetlenirken esîr vatan parçalarında dîndâşlarımız şedîd bir işkenceye tâbiʻ tutuluyorlardı ve son zaferimizle sersemleşen alçaklar hiddetlerini zavallı silâhsız kardeşlerimize tahammül-fersâ mezâlim icrâ etmekle teskîn etdiler. Gençler ölüdürüldü, ırza geçildi, hânümânlar söndürüldü. Daha nice akl u hayâle sığmayacak şenâʻatler irtikâb edildi. Aç ve susuz, evsiz kalan Garbî Trakya'da, Girid'de bulunan dîn kardeşlerimiz bitkin bir vazʻiyetde bizden istimdâda başladılar. Feryâdlar her Türk'ün kalbini sızlatdı. Her gün yüzlercesi hâke serilirken her gün binlercesi zulüm ve işkence kurbânı olurken Türk'ün asîl, necîb kanı damarında nasıl dururdu? *** - Bizi kurtarınız! diye feryâd eden bu müslümânlar son bir ümîd-i necât taşıyordu: [Ya] hicret etmek ya ölüm! Mâtem bulutları âfâkı kaplamış, hiçbir tarafdan ümîd, halâs yok iken bu iki kelime onlara bü- yük bir cesâret bahşediyordu. Ölüm! Ne tatlı bir hülyâ!... Lâkin murdâr ellerde câniyâne katledilmeği arzukeş bir Türk kalbi yokdu. Türk'ün şânına yakışır bir ölüm, merdce ölmek vardır. İşte dîndâşla- rımız buna meftûn, meclûbdu. Câniyâne ve vahşiyâne ölümden kurtulmak için Türk ve müslümân kardeşlerinin âğûş-ı şefkat ve himâyetine atılmak lâzımdı… Bugün emellerine nâil olan esîr kardeşlerimiz mübâdele sûretiyle memleketimize cân atıyorlar. Çanakkale'de Girid muhâcirlerinden bir kâfile gelmek üzeredir. Bunların ne yiyecek ekmeği ne yata- cak yeri vardır. Babası balta ile canavarca şehîd edilen kim bilir kaç öksüz göreceğiz? [154] Yavru- sunun açlıkdan mütevellid bîtâbâne enînini durdurmak için memesinde bir damla südü bulunmayan vâlidelere acımayacak mıyız? Düşman kurşununa, düşman süngüsüne hedef olup bugün mecrûhan kollarımız arasına atılan kardeşlerimiz bizden muʻâvenet bekliyor. Onlara giyecek lâzım… Onlara yiyecek lâzım… Onlara ilâc lâzım… Dîndâşlarımıza yardım bir vazîfe-i vataniye ve farîza-i dîniyedir. Memleketimizin zirâʻî, sınâʻî boşluklarını dolduracak muhâcir kardeşlerimize aʻzamî muʻâvenetde bulunalım. Düşman elinden kurtulan bu kardeşlerimiz Türk vatanında gözümüzün önünde bakımsızlıkdan terk-i hayât ederlerse bizlere ayıbdır. Bütün Çanakkale ahâlîsi bu emr-i hayra cân u gönülden iştirâk etmeği bir vecîbe addetmelidir. Hepimiz gücümüzün yetdiği kadar muʻâvenet etmekle bu insânî borcdan ancak kurtu- labiliriz. Riyâzî Kâzım "

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=