HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 30 1192 detde geçebilir. Âilede zuhûra gelen hastalık vesâit-i sıhhiyenin bir anda tatbîki ile ancak mündefiʻ olabileceği gibi yatak levâzımâtı ve çamaşır takımlarının kaynatılması ve ütülenmesi gibi tedâbîrin tamâmî-i tatbîki de mecbûrîdir. Âfetin harbde salgın bir şekil alması üzerine gûnâgûn müstahzarât-ı ispençiyariye iʻmâl edilmiş ve pek çok reklâmlar yapılmışdır. Mütehassıs etıbbânın tedâvî ve nesâyihine hürmet etmeyen hastalar bu eşkâl-i ispençiyâriyeden pek çoklarını tecrübe ederek bilakis vücûdlarını tahrîş etmişler, uyuz illeti geçdiği hâlde ve uzun zamân kaşınmakda devâm etmişlerdir. El-yevm uyuz başlıca şehir ve kasabalarımızda münferid vekâyiʻ hâlindedir. Hastalığın köy ve köylülerden mündefiʻ olması için de büyük bir mücâdeleye ihtiyâc yokdur. Halka bu husûsda sâde temizliği öğretmek, meccânî ilâc dağıtmak ve yıkanacak mahaller teʼsîs etmek kâfidir. Uyuz hastalığı ile mücâdele asrın îcâbâtındandır. Bir tarafdan uyuzluları taht-ı tedâvîye alırken diğer tarafdan intişâra sebeb olan eşyâ ve levâzımâtını da tathîr etmek îcâb eder. Bundan mâʻadâ aramızda ehlî olarak yaşayan uyuz hayvânların tedâvîsi, mümkün olamadığı takdîrde defʻ u imhâsı çârelerine de tevessül edilmelidir. Uyuzun itfâsında mesâkin hıfzıssıhhası ile tebhîrhâneler ve bilhâssa yıkanma mahalleri şâyân-ı zikirdir. Harbde ordular için ihdâs edilen "temizleme mahalleri" emrâz-ı müstevliyenin defʻ u itfâsın- da pek mühim birer âmil olmuşdur. Aynı zamânda tathîr ve tebhîr aksâmını muhtevî olan bu mahal- lerde bir tarafdan vücûdun temizliği yapılırken diğer tarafdan da elbise ve levâzımât tebhîr olunuyor ve kâfile ileriye hareket ediyordu. Teşkîlâtı pek basît ve pek cüzʼî masraf ile idâmesi kâbil olabilen bu mahallerinAnadolu'da bugün maʻalesef nâm u nişânesi kalmadığını zikretmek mecbûriyetindeyiz. Yegâne medenî şehrimiz sayılan İstanbul'da bile son zamânlar inşâ edilen meskenlerin birço- ğunda hiçbir hammâm tertîbâtı görülmüyor. Eski süknâların herhangi bir odasının köşesine sıkıştırı- lan "gasilhâne" de sıhhî ve ictimâʻî nokta-i nazardan kâfi değildir. Alaturka çarşı hammâmlarımızın zâirleri iktisâdî esbâbdan dolayı gitdikçe azalmakla berâber halkın bugünkü ihtiyâcına tekâbül ede- mez. Bununla berâber sıhhî cihetden de mahzûrları yok değildir. [174] Anadolu'da köy ve karyelerde ne umûmî ve ne de husûsî hammâm tertîbâtına âid bir şey görülmediği gibi bine yakın meskeni olan meşhûr bir nâhiyede hiç olmazsa halkın dînî ihtiyâclarına kifâyet edecek bir umûmî hammâmın henüz inşâ edilemediği bile nazara çarpmışdı. El-yevm büyük- çe kasaba ve şehirlerimizin meskenleri de hammâm tertîbâtından müstağnîdir. Gelişi güzel yapılan umûmî hammâmlar ihtiyâc nisbetinde olmadığı gibi tamâmen gayr-ı sıhhî ve ibtidâîdir. Faʻâliyetde bulunan hammâmların ya soğuk su tertîbâtı unutulmuş veya içerisine girilemeyecek derecede ısı- tıldığı görülmüşdür. Bazılarında musluk tertîbâtı yerine kullanılan tıkaç ve çaput parçaları yabancı sîmâlar için bidâyetde oldukça garîb görünmekde ve bazı kazâlara bile sebebiyet vermekdedir. Memleketimizde mevcûd hammâmların hemen hepsinde halkın esbâb-ı istirâhati teʼmîn edile- memekle berâber ibtidâî kavâʻid-i sıhhiyenin hammâm kapısından girmediğini de iʻtirâf etmeliyiz. Harb-i Umûmî esnâsında hammâmdan bit alarak hummâ-yı râciʻa, lekeli hummâ gibi hastalıklara musâb olanlar görüldüğü gibi mülevves hammâm takımlarıyla uyuz gibi emrâz-ı cildiyeye yakala- nanlar da olmuşdur. Hammâma gitdikden sonra başağrısı ve göğüs hastalıklarından muztarib olarak günlerce elem çeken âile efrâdı el-ân mevcûddur. Bizde vücûd temizliği hâlâ hammâmdaki müddet-i ikâmet, baş ve vücûda sürülen sabun ve kese adedleri ile mukâyese edilir. Bu münâsebetle sabâhdan akşâma kadar hammâm misâfiri olan bazı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=