HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 31 1241 Makâlede deniliyor ki: "-Çok defa sıhhat-i umûmiyeden bahsedildiği ve fakat bu iki kelimede mündemic olan fikir ve maʻnâ birçok kimseler için henüz mevhûmât ve hayâlât dâiresini geçemediği görülmekdedir. Sıhhat-i umûmiye; sabâhları kahvaltınızı getiren hizmetçinizin sıhhati, her gün râkib olduğu- nuz tramvayda biletinizi veren kondüktörün sıhhati, eliyle sümküren ekmekçinizin sıhhati, gazete müvezziʻinizin, rüfekânızla çocuklarının ve komşularınızın sıhhati, hulâsa birlikde yaşadığınız ve birçoklarını tanımadığınız kimselerin sıhhatidir. Sıhhat-i umûmiye hakkında doğru bir fikre mâlik olabilmeniz için bulunduğunuz şehirde grip salgınının icrâ-yı hükmetmesi kâfidir. Fi'l-hakîka tramvay vatmanı veya refîk-i mesâʻîniz veyâhûd komşu hanım diğer bir taʻbîrle halkın elli veya yüzde biri bu hastalığa tutulursa lâ-ekal on beş gün taʻtîl-i müsâʻadeye mecbûr olacak ve fakat diğerleri vefeyâtın nisbet-i adediyesi nâmını alan o mevhûm ve hayâlî şeyi maʻalesef tezyîde yardım edeceklerdir. Esâs mesʼele ise hastalığa nasıl musâb olunacağını bilmek ve emrâz ile mücâdele tedbîrlerine vâkıf olmakdır. Bir de sıhhat için mücâdele edecek bir şehir halkını yekdiğerine rabt eden tesânüdün bi-hakkın bilinmesi de sâlifü'z-zikr tedâbîre vukûf kadar hâiz-i ehemmiyetdir ve nihâyet üçüncü bir şey kalır ki, o da emrâz ile mücâdele husûsunda hemşehrilerinizle birleşerek bir cemʻiyet teşkîl et- mekdir. Hâlbuki cemʻiyet teşkîl etmek fikrinin henüz kitle-i halkda görülemediğini teessüfle kaydetme- ğe mecbûruz. Binâenaleyh bu nukât halk nazarında mechûl kaldıkça ve muhîtiniz en ibtidâî kavâʻid-i hıfzıs- sıhhaya riʻâyet etmedikçe şahsınızı vikâye ve müdâfaʻa husûsunda hıfzıssıhhanın emir ve tavsiye et- diği bi'l-cümle tedâbîri ittihâz etmiş olsanız bile hastalıkdan masûn kalmağa sizin için imkân-ı mâddî mutasavver midir? Tramvayda yanınızda ahz-ı mevkiʻ eden bir adamı ağzını mendil ile kapamadan aksırmakdan nasıl menʻ edebilirsiniz? Taʻâm etdiğiniz lokantanın matbahında sinek bulunmadığına veya sofrasına oturduğunuz dostunuzun verdiği suyun temiz ve sâf olduğuna emniyet edebilir misiniz? Eğer başkalarıyla hoş geçinmek istiyorsanız mikrobun zuhûr ve mevcûdiyetini unutmak lâzım geleceği pek bedîhîdir. Fakat nezleli bir yolcunun mendili içine aksırması, sineklerin imhâsı ve suyun temiz bulunması hepimizin menâfiʻi îcâbâtındandır". Makâlenin telhîsen bâlâya nakletdiğimiz fıkarât-ı mühimmesine burada nihâyet verdikden son- ra verem, tifo, kolera ve emsâli emrâz-ı mahûfenin nâkili olan sineklere rücûʻ ediyoruz: Birçok kimseler gibi hastabakıcıların birçoğu da sineklerin ne dereceye kadar sıhhatin düşmanı olduğunu takdîr ve idrâk edemiyorlar. Yazın bu muzır haşerât her yere ve ale'l-husûs kendilerine gıdâ hizmetini îfâ eden mevâddın bu- lunduğu mahallere bî-pervâ dâhil olurlar. Hayvânât lâşesi, mürd olmuş kedi ve fâre, çiğ veya pişmiş lahm kırıntıları, ve'l-hâsıl her nevʻ mevâdd-ı uzviye zübâbı celb eden birer nevâle-i iştihâdır. Sinek bunlardan birçok mikdâr massetdikden ve hortumuyla bacaklarını [211] bol bol telvîs eyledikden sonra gıdâmız üzerine konar. Yataklardan taʻâm salonuna ve matbaha yapacağı vızıltılı cevelânlarla zevkyâb olan bu menhûs ve murdâr hayvân hastahânelerde daha ziyâde nazar-ı endîşe ile görülmek lâzım gelir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=