HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 32 1299 Bazen birkaç gün kullanılan müshilât teʼsîriyle tufeylât ve yumurtalarının hârice çıkdıkları ve şahsın kurtulduğu vâkiʻ ise de cezrî bir müdâvât olmak üzere dâfiʻ-i dîdân bir ilâcın istiʻmâli elzemdir. Eski zamânlardan beri bu husûsda birçok ilâclar meyânında kabak çekirdeği, ekşi nar kökü, keskin rûhu gibi devâlar kullanılmış ise de en müessiri şeyh horasanî denilen nebâtın mâdde-i müessi- resi olan santonindir. Bu mâdde gâyet müessir bir zehir olduğu cihetle ancak tabîbin gösterdiği lüzûm ve mikdârda istiʻmâl edilebilir. Memleketimizde bağırsak tufeylâtı pek münteşirdir. Bilhâssa şarka doğru gidildikçe halkın he- men hepsinde solucan bulunmaması adîmü'l-imkândır. Buralarda pek az istisnâsı olmak üzere her şa- hısda solucan[dan] şübhelenmek yanlış bir hareket olmaz. Bazı eşhâsda solucan olmaması bünyenin mefrûz herhangi bir teʼsîrinden olmayıp şahsın vikâye husûsundaki iʻtiyâdından ileri gelir. İctimâʻî bir derd olan bu hastalık ile mücâdele etmek için pek esâslı bir teşkîlât teʼsîsi lâzıme- dendir. Şahsın sirâyet nukâtını derpîş ederek bizzât korunması şimdilik en mühim bir vâsıta-i tahaffuz addedilir. Binâberîn nerede olursa olsun, şübheli suları kaynatmadan içmemek, çiğ yenilen sebze ve meyveleri usûl-i mahsûsası dâhilinde tathîr etmek veya doğrudan doğruya haşlamak iktizâ eder. Umûmî tedâbîrden olmak üzere suyolları ve lağımların memâlik-i mütemeddinede olduğu gibi bir teʼsîsâta mazhar olması elzemdir. En müterakkî şehirlerimizde bile el-ân bu cereyânlar itmâm edil- memişdir. İstanbul'un bazı köşelerinde lağım sularıyla büyüyen sebzevât bağçeleri el-ân mevcûddur. Anadolu'da içilen suların kısm-ı aʻzamı açıkda cereyân etdiği gibi her husûsda kullanılan su dahi ekseriyâ kasaba ve köylerin sokakları ortasından geçer ve her türlü pisliği hâmildir. Hastalığın muhîte intişârı mâdde-i gâita derûnundaki yumurtalar ile vukûʻ bulduğu cihetle helâ ve âbdesthâne çukurlarının ehemmiyeti birinci derecededir. En medenî şehirlerimizde bile âbdest- hâne tertîbâtı [253] her türlü intânâta müsâʻid bir tarzda yapılmışdır. El-hâsıl Anadolu'da kasaba ve köylerde bu husûs için teʼsîs edilen çukurlar, bulunduğumuz asırda yüzümüzü kızartacak bir hâl- de bulunuyor. Halkın bir kısmı henüz kapalı bir mahalde defʻ-i hâcet ihtiyâcını bile hissetmeyerek köyün, tarlanın münhat, mürtefiʻ herhangi bir mahalli, vâdî ve yamaçların her noktası bu maksada müsâʻid telâkkî ediliyor. Hattâ Anadolu'da suların etrâfına köy hâricinde öbek öbek yumurtlandığını ve bu suların kasaba ve köy dâhilinde her husûsda istiʻmâl olunduğu bile maʻalesef görülmüşdür. Memâlik-i medeniyede solucan derdi artık kalkmışdır. Su ve lağım cereyânları fennin en asrî kavâʻidine tevfîkan teʼsîs edildiği cihetle ağız tarîkıyla bulaşarak hastalıklar meyânında bu gibi ba- ğırsak tufeylâtı sirâyeti vukûʻu da adîmü'l-imkândır. Solucan sâhibi şahsiyetin ferdî hıfzıssıhha kavâʻidine ehemmiyet vermeyip ictimâʻî hıfzıssıh- hadan nasîbedâr olmadığı telakkîsi pek yanlış olmasa gerekdir. Kendisinden solucan şübhe edilenle- rin bir kısmı bunu bir izzet-i nefs mesʼelesi yapmakda da haklıdırlar. Fi'l-hakîka solucanı pek ziyâde münteşir olan Anadolu'da hâricden gelip yaşayanların şahsî hıfzıssıhha kavâʻidine riʻâyet etdikleri takdîrde bu illetden uzun zamân âzâde kaldıkları görülmüşdür. Binâberîn memleketimizde umûmî su ve lağım cereyânlarının fennî sûretde teessüsüne kadar bu illete yakalanmamak için şahsî korunma- nın pek büyük ehemmiyeti olduğunu bilmek iktizâ eder. Yeni nesil çocuklarının karınlarını solucanlı ve şiş, yüz ve gözlerini soluk, tâkatlerini noksân, irâdelerini gayr-ı tâm ve neşʼelerini nâ-kâfi gördükçe âtîden ümîdvâr olmak husûsunda epeyce ıztırâb çekileceği bedîhîdir. Binâenaleyh halkımıza evvelâ solucanın hayât ve sıhhat nokta-i nazarından pek muzır olduğu- nu anlatmalı ve yavaş yavaş şehirlerden başlayarak kasaba ve köylere kadar az zamânda su ve lağım cereyânlarını teʼsîse çalışmalı ve şimdilik mevcûd helâ ve âbdesthâne çukurlarını ıslâha hemen baş- lamalıyız. _______________

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=