HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 26 1000 iʻânât ve teberruʻâtdan husûle gelen fevâidi göstermeğe ve halkın Hilâl-i Ahmer'e verdikleri, vere- cekleri iʻânâtın ne kadar ulvî ve insânî cihete sarf edilmekde olduğunu bildirmeğe çalışarak ve hiçbir iʻâne ve teberruʻât bu kadar yerine masrûf olmadığını emsile ile bi'l-irâʼe muhterem halkımızdan Hilâl-i Ahmer'e hiçbir vakit yardımdan geri durmamalarını ricâ edeceğim. Hilâl-i Ahmer'[in] harb zamânlarında orduya îfâ etdiği muʻâveneti, mecrûh hasta gâzîlerimizin tedâvîsi husûsunda gösterdiği yüksek tehâlük ve hidemâtı bilmeyen yok gibidir. Fakat Hilâl-i Ah- mer'in vezâifi yalnız harb zamânında ve sâhasına münhasır değildir. Bütün felâket ve ıstırâbât-ı be- şeriyenin teskînine şâmil ve nâfiz olduğu için ictimâʻî muʻâvenetlerin bezl ü îfâsına hâdim cemʻiyât meyânında bundan daha yüksek, bundan daha şefkatkâr bir müessese yokdur denilebilir. Hilâl-i Ahmer'de başka yerlerde nâdiren görülen bir hâssa, bir rûh vardır. Vazîfe aşkı, sürʻat, her işin iyi olmasına dikkat gibi evsâf ile tecellî eden bu rûhun kıymetli semereleri her tarafda kendini göstermişdir. Anadolu ıztırâblar içinde kıvranırken, Yunan tevsîʻ-i işgâlinin intâc etdiği hicretler çoğalırken, mecrûhların, hastaların, eytâm ve erâmilin adedi günden güne artarken, Yunan ordusunun yakıp yık- dığı kasabalardan ve köylerden ahâlî kaçarken, Hilâl-i Ahmer müşfik bir vâlide gibi bütün felâketze- delerin imdâdına koşuyor idi. İmdâda koşmak söz ile, edebiyât ile, emirler yazmak ile olmaz; faʻâ- liyet ile olur. Hilâl-i Ahmer bu işlerde ciddî muʻâvenetini günü gününe büyük bir sürʻat ile icrâ etdi. Garbî Anadolu'nun Yunan ordusundan tathîrini müteʻâkib, Hilâl-i Ahmer oralara muhtelif heyʼet göndererek felâketzedegânın ibâte, iʻâşe ve ilbâsları husûslarını teʼmîne çalışdı. Yunan ordu- sunun ihrâk ve tahrîb [44] etdiği yüzlerce kasaba ve köy ahâlî-i mazlûme ve mağdûresini iskân için Hilâl-i Ahmer mahdûd vesâitiyle en ziyâde muhtâc olan yerlerde inşââtda bulunarak 2.650 payvon ve baraka inşâ etmiş ve takrîben 14.000 kişiye sığınacak bir yer vermişdir. Geçen Haziran ibtidâlarında İstanbul'a civâr Şile kasabasında müdhiş bir yangın zuhûr ederek bine yakın hâne, yüz kadar dükkân ve birkaç câmiʻ, medrese muhterik olduğu hâlde söndürülebil- mişdir. Kasaba halkından bin beş yüz nüfûs açıkda, meskensiz kalmış ve ahâlîye âid eşyâdan pek çok zâyiʻât vukûʻ bulmuşdu. Bu fâciʻadan haberdâr olan Hilâl-i Ahmer felâketzedegânın imdâdına koşmuş ve hemen harî- kın vukûʻ bulduğu gün mahall-i kazâya bir heyʼet-i sıhhiye iʻzâm ve vapurla harîkzedegâna tevzîʻ edilmek üzere iki bin beş yüz okka ekmek, üç yüz çuval un, on çuval pirinç, yirmi çuval fasulye, on çuval mercimek, on çuval nohud, yedi çuval tuz, iki fıçı zeytinyağı, dört fıçı sâde yağı ve yirmi çadır irsâl etmişdir. Bundan başka Şile'de derhâl bir dispanser küşâd etdi. Orada husûsî bir heyʼet tarafından harîk- zedelerin ihtiyâcları takdîr ve isimleri tesbît olunarak muhtâclara havâyic-i zurûriye tevzîʻine başla- nıldı. Her tarafa çadırlar kurularak meskensiz kalmış olanlar ibâte edildi. Kastamonu vilâyetinde yakında vukûʻ bulan Küre harîkzedegânına beş yüz, Safranbolu'nun iki karyesi harîkzedegânına iki yüz ellişer lira tahsîs ve irsâli sûretiyle ibzâl-i muʻâvenet eylemişdir. Cenâb-ı Hak mülkümüzü her dürlü âfet, kazâ ve belâdan muhâfaza buyursun. Her nerede bir yangın, bir zelzele, bir seylâb ve daha bunun gibi âfât-ı semâviye ve arziye vukûʻunu haber alır almaz berkî bir sürʻatle felâketzedegânın imdâdına, ıztırâblarının tehvînine, ih- tiyâclarının tatmînine koşan Hilâl-i Ahmer Cemʻiyet-i muhteremesidir. Diğer imdâdlardan hiçbirisi sürʻat, şümûl iʻtibârıyla bunun kadar müessir olamaz. Çünkü yar- dım için de ihtisâs ve tedârük lâzımdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=