HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 3
Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 27 1030 insândan insâna doğrudan doğruya ve dâimâ münâsebât-ı cinsiye ile geçer. Bi'l-vâsıta sirâyet ender ve hemen de bir tesâdüf netîcesi olur. Ev ve sokakdaki kab kacak, mendil, havlu ve buna mümâsil eşyâ, hammâmdaki ustura ve peştemâl ile frengi geçmesi ancak bazı mütehassısların şahsî müşâhedâtında kaydedilmişdir. Fakat hastaların çoğunun teʼvîlâtı hep bu merkezdedir. Her nedense hiçbir kimse bu hastalığı kendi günâhı ile kazandığını iʻtirâf etmek istemez. Sirâyet vukûʻu için cinsinden birinde sârî tezâhürât-ı efrenciye olmalı ve bunlar da aʻzâ-yı tenâsüliye civârında bulunmalıdır. Münâsebet-i cinsiye esnâsında cild ve gışâ-yı muhâtîlerin temâs-ı samîmîsi spirochaetaları yeni bir âğûşa cezb eder. Bedenin her noktası helezonların girmesine müsâʻid olduğu cihetle sârî tezâhürât bulunduğu takdîrde hastalığın aşılandığına hiç şübhe etmemelidir. Sirâyetde en mühim nokta kadının mehbil-i gışâ-yı muhâtîsinde ve rütûcundaki yaralardır. Bunlar hâricden gözükmedikleri için müdekkik olan- ları bile iğfâl edebilir. Emrâz-ı zühreviyenin intişârında işret de mühim bir yardımcı olur. Fi'l-hakîka mestî-i humâra çok kere mestî-i vuslat da iltihâk eder. Hâl-i mestî tuvaletdeki vazîfe-i ihtimâmı afv etdirir. Hâlbuki heyecân-ı cinsînin her defasında umûmî ve mevziʻî temizliği gerek dîn ve gerekse fen emretmekde- dir. Aynı bir menbaʻ ile vuslat yapanların bazıların- da hastalık zuhûr etmesi ihtimâl ki, bu esbâb taht-ı teʼsîrinde oluyor. Çünkü âlem-i fuhşu da dolaşanla- rın ekseriyâ mest-i lâ-yaʻkıl hâlinde aşılandıklarını kuyûdât isbât etmekdedir. Frengili ana babadan doğan çocuklar ile gaflet ve ihmâl yüzünden frengili sütnenelerden emen nev- zâdlar da frengiye tutulurlar. Bu gibilere "maʻsûmâ- ne frengi" diyoruz. Bu cihetleri nazar-ı dikkate alarak evlâdlarını olur olmaz adamlara öpdüren ve ötede beride her- kesin kucağına bırakan ebeveyn müttehimdirler. Bu asırda öpmek ve öpülmek yavaş yavaş târîhe [60] karışmak üzere olduğu gibi gelişi güzel musâfahayı bile fennin kabûl etmek istemediği yeni neşriyâtdan anlaşılıyor. Cinseynin herhangi birisinde sârî frengi tezâ- hürâtı mevcûd ise münâsebetden lâ-ekal üç hafta sonra aʻzâ-yı tenâsüliye üzerinde "sert şankr" dedi- ğimiz ibtidâî yara çıkacakdır. Bu anda mikroblar beyâz kan damarlarına geçmiş ve bilhâssa kasık bezlerini şişirmişdir. Hasta artık âfetin ilk devresine dâhil olmuş ve hâl ü istikbâlini, âile ve neslini tehlikeye koymuş sayılabilir. Bu devrede şahıs esâslı ve serîʻ bir tedâvîye maʻrûz kalmazsa spirocha- etalar kana geçecek ve vücûdun her noktası bulaşmış olacakdır. Bu da 6-8 hafta arasında vukûʻ bulur ve kana dökülen cerâim bütün aʻzâyı ve bu meyânda lenf bezlerini istîlâ ederek ensicenin en derîn nukâtına gider ve yerleşirler. İşte bu esnâda şahıs intânî bir hummâya tutulmuş gibi râhatsızlanarak bedenin dâhil ve hâric birçok nukâtında benek benek kırmızı lekeler döker. Sirâyet nokta-i nazarından bu devre gâyet mühimdir. Mevrûs bir frengide çehrenin görünüşü Figure dʼun heredosyphilis
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=