HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 38 1690 laşdıkça curcuna hâlini alarak iştirâk edenlerden birçoğunun yeʼs ü elem ve bazen de kazâzede olması ile netîcelendiği kesretle görülür. Sarhoşluk seneler geçdikçe akşâmcılıkdan sabâhcılığa da sirâyete başlar. Binâberîn mübtelâ ol- duğu içkiyi sabâh kahvaltısında almağa başlayan ayyâşlar, günün imtidâdınca içerek mahmûrluk boz- mamağı taʻahhüd etmiş bulunurlar. Bu gibilere "şâribü'l-leyli ve'n-nehâr" sözü vasf-ı mümeyyiz olur. Bunlar "ayyâş-ı bed-maʻâş" taʻbîrine el-hak lâyıkdırlar. Nefeslerinden ispirto zerresi eksik olmaz. Ağızları dâimâ kokar. Yüzleri kıpkırmızı veya kırmızı morumtırak, göz kapakları şiş ve kan çanağı gibi görülür. Burun ve yanaklarının damarları husûsî ve çatlamış bir manzaradır. Akıl ve mantıkdan ârî sözler tefevvüh ederek muhâkeme ve hâfızadaki noksânlarını ızhâr ederler. Kuvvet ü kudretleri dûçâr-ı zaʻf olarak hissiyât-ı garbiye ile de mütehassis olmuşlardır. Bunlarda evlâd ü ıyâl endîşesi, refâh u saʻâdet düşüncesi kalmamışdır. Yegâne mefkûreleri mübtelâsı olduğu içkiyi her ne pahâsına olursa olsun tedârük etmek ve mütemâdiyen içmekdir. Her milletin kendisine mahsûs içkisi vardır. Memleketimizde en ziyâde kullanılan rakıdır. Maʻamâfîh sâir meşrûbât-ı küûliye iʻtiyâd edinenler de az değildir. Almanlar bira, Ruslar votka, Fransızlar şarâb ve apsenti, İngilizler viskiyi tercîh etmekdedirler. Harc-ı âlem olan ve daha ziyâde tıbbî nokta-i nazarından alınmak muʻtâd olan konyak, amer, vermut, fernet gibi içkileri kullanan milletler de nâdir değildir. Dünyâda en lezîz içkinin şampanya, en hafîf içkinin de bira olduğu muhakkakdır. Mikdâr-ı münâsibde içildiği takdîrde kıymet-i gıdâiyelerinden istifâde edilmek bile mümkündür. Derûnunda hulâsa ve rûhlar mevcûd olan ve nisbet-i küûliyesi aʻzamî dereceye varan içkiler çok muzırdır. Cin, schnaps, apsent ilh. gibi meşrûbât-ı küûliye bu cihetle en muzır olanlardan maʻdûddur. Bir tabîbin nezâreti tahtında ve ancak mikdâr-ı tıbbîde istiʻmâl edilen meşrûbât-ı küûliyenin kıymet-i gıdâiye ve devâiyesi mevzûʻ-ı bahis olursa da bu husûsun da sûistiʻmâl edilmemesi elzemdir. Son senelerde her nevʻ meşrûbât-ı küûliyenin tarz-ı istiʻmâli bütün ülkesinde menʻ ederek bir celâdet gösteren Amerika Hükûmât-ı Müttefikası her türlü sitâyişlere lâyık ise de "kuru perhîz" [52] tatbîkinden iʻtibâren türlü türlü ve akla sığmayacak sûistiʻmâlât ve kaçakçılığın önüne geçememekde olduğu da işidilmekdedir. Amerika milleti ki, medeniyetin derece-i kusvâsına varmış ve hemen her bir ferdi okumuş olan bir âlemde bile bu husûsun tatbîkâtındaki müşkilât cidden tedkîke şâyândır. Fi'l-hakîka son istatistiklerde eczâhâne gibi mahallerde yapılan mevâdd-ı küûliye reçetelerinin hadd-i aʻzamîye vâsıl olduğu ve bu husûsa maʻatteessüf etıbbânın da iştirâk etmiş olduğu anlaşılıyor. Kaçakçılık dolayısıyla hüviyeti mechûl ve mağşûş mevâdd-ı küûliye yüzünden zehirlenip ölen- ler ile yılbaşı gecesi neşʼe ve sürûr içinde alabildiğine içenlerden husûle gelen vefeyât ihtimâl ki, yasakdan evvelki yekûne bâliğ oluyor. Binâberîn işreti menʻden evvel millet ve memleketi ilm ü irfân sâhasında hazırlamak bilhâssa terbiye-i ferdiye ve ictimâʻiyeyi teʼsîs ederek azm ü irâdeyi yükseltmek derece-i vücûbdadır. İspirtolu içkiler mikdâr-ı devâîden fazla alındığı takdîrde sinir hâli husûle gelir. Harekât ve hissiyâtına sâhib olmayan, irâde ve azminden mahrûm, nîk ü bedi tefrîkden âciz olan bu şahsa sarhoş demek teʻâmül olmuşdur. Devr-i tenebbüh-i kusvâsında olan bir sarhoş mecnûn sayılır. Hattâ "sar- hoşdan deli bile korkmuş" sözü mâ-vuzıʻa lehine sarf edilmiş bir hakîkatdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=