HİLÂL-İ AHMER MECMÛʻALARI / CİLT 4

Türkiye Hilâl-i Ahmer Mecmû‘ası Sayı 38 1691 Sarhoşluk hâd bir tesemmüm-i küûlîdir. Kanın terkîbinde sâf küûlün mikdârı yüzde 7-10 gramı tecâvüz ederse alâim-i sinir nümâyân olur. Hâdd-i tesemmüm-i küûlîden kurtulamayarak ölenler, ispirtonun doğrudan doğruya basala-i sîsâiyeye ve merkez-i teneffüsîye olan teʼsîrindendir. Kana geçen ispirtonun teʼsîri iki devrede mütâlaʻa edilir: Devr-i tenebbüh denilen ilk devrede yüz ve etrâf kızararak nabız sürʻatlenir. Baş hafifçe döne- rek iştihâ tezâyüd eder. Dimâğ cilâlanarak neşʼe tekevvün ve gitdikçe tezâyüd eder. Şahıs kendini çok kuvvetli hissetmeğe başlar. Akla gelmeyen şeyleri tahattur, ağza alınmayacak esrârı tefevvüh etmeğe koyulur. Muhîtine icrâ-yı teʼsîr etmeğe, her husûsda nümâyiş yapmağa temâyül eder. İşte bu devrede işret mihenk taşı gibi telâkkî edilmişdir. Şahsın ne kıratda ne gibi terbiye sâhibi olduğunu kana geçen ispirto zerresi işʻâr etmekde gecikmez. Birçok kimseler maya ve terbiyelerini bu zehrin kana geçiver- mesiyle pek çabuk ifşâ ederler. Devr-i tenebbühde ehemmiyetsiz bir mesʼeleden dolayı gayr-ı kâbil-i afv ve taʻmîr hatâlar ya- pan sarhoşlar nâdir değildir. Bugün birçok kâtil ve cânîler hep işret denilen yârdâşın teʼsîriyle lekele- nerek mahbesde çürümekdedirler. Bundan dolayıdır ki, işrete "ümmü'l-habâis" denilmişdir. İspirto buhârının bu devrede hücerât-ı dimâğiyeye yapdığı teʼsîr tahtında melekât-ı akliye ve hâfızada inkişâf hâsıl olarak birçok tulûʻât meydâna çıkar. Bu inkişâf birçok muharrir ve hatîblere maʻatteessüf içkiyi musallat kılmışdır. Fi'l-hakîka bu gibilerinin pek çoğu o şekle girerler ki, muʻtâdı oldukları içkiyi birkaç kadeh alamayınca söz söyleyemez, yazı yazamaz, iyi düşünemezler. Devr-i tenebbühde yapdığı efʻâl, söylediği akvâlden ferdâ akabinde pişmân u nâdim olarak müteessir olan birçok sarhoşlar vardır. Bu gibiler hattâ ihvân u yârânına sû-i teʼsîr edecek harekâtda bulunmakdan bile kendilerini muhâfaza edemezler. [53] Pek müteheyyic, pek cesûr ve şen görünen şahıs, devr-i haderde pek uyuşuk, çok düşkün görünür. Bu devir alınan içkinin mikdârı, şahsın kâbiliyet-i tahammüliyesi, muhîtin teʼsîrâtı gibi es- bâb ile birkaç sâʻat sonra zuhûra gelir. Sarhoş bu devrede uykuya meyletmiş, muhîti ile alâkasını kes- miş, nerede ve ne hâlde olduğunu derk etmeyerek olduğu yerde sızmışdır. Pek derîn sızmış olanlardan bir daha uyanamayan, şekl-i maʻyûbda sızarak harekât-ı teneffüsiyenin lâyıkıyla îfâ edilememesin- den boğulanlar nâdir değildir. Bu devrede irâde hâricinde defʻ-i tâbîʻî, tebevvül, kay ederek muhîtini pisleten ve âleme gülünç olan pek çok sarhoş görülür. İçki her gün ve akşâm alınmağa başlanırsa şahıs iʻtiyâd hâline geçmiş ve tâm maʻnâsıyla ak- şâmcı olmuşdur. Günün muʻayyen zamân ve sâʻâtlerinde içmek arzusu gün geçdikçe iştiyâk hâline geçerek müzmin tesemmüm-i küûl aʻrâzı meydâna çıkmağa başlar. İspirtonun vücûda ve echize-i bedene teʼsîrâtı temâdî etdikçe gûnâgûn aʻrâz zuhûra başlar. Cümle-i hazmiyeden miʻde ve emʻâ müteessir olarak sû-i hazm, ishâlât ve kay görülür. Ayyâşların sabâh kusmaları pek meşhûrdur. Cümle-i teneffüsiyeden müteessir olmayan uzuv yok gibidir. Sarhoşların boğazları yanar, sesle- ri kısık ve çatlakdır, her dâim öksürür ve tükürürler. Bu hâl vücûda giden ispirtonun kısm-ı aʻzamının teneffüs ile akciğerlerden çıkmasından ileri gelir. Ayyâşın yanında bulunan şahıs her teneffüs etdikçe ispirtonun mümeyyiz râyihasını pek güzel hisseder. Hattâ her teneffüsde çıkan ispirtodan dolayı "kib- rit tutulsa tutuşacak" sözü bazı ayyâşların tavsîfinde bile söylenmişdir. Cümle-i deverâniyeden evʻiye ve kalb pek çabuk müteessir olur. Kanın içinde toplaşan ispirto

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=